“Vurun Eğitimciyi “

“Vurun Eğitimciyi “

10 yılı aşkın süredir köşe yazarlığı yapıyorum. Yazılarımın giriş cümlelerini özenle seçerim sonradan asıl konuya gelirim. Lakin bu konu öyle bir mesele ki damdan düşer gibi yazmak ancak beni teselli edecek.

Güzelliklerin düşmanı olmuş bir toplumun iflahı namümkündür. Ulan arkadaş doğayı güzelleştiren bir orman olsun hemen kibrit çakılıyor, güzel bir vadi olsun hemen baraj ya da maden ocağı yapılıyor, tarım arazisi ya da dere yatağı rant için yerleşim yerine açılıyor. Yahu insan kendi oturduğu evi yıkar ya da çöplüğe dönüştürür mü? Ama yeter ki bir yerde bir çiçek açsın hemen koparacak birileri.

Her anlamda çöküş yaşayan toplumun biraz da olsa müreffeh yaşayabilmesi için çeşitli fedakarlık yapan insanları da tek tek yok eden bir güruh ortaya çıktı.

Toplumun beden sağlığının korunmasında emek veren sağlık personelini, zihin sağlığının korunmasında emek veren eğitimcileri hedef haline getiren bir esfeli safilin zümresi var bu ülkede.

Sonra ne mi oluyor? Bedenen ve zihnen “sakat ve özürlü bir toplum” meydana geliyor.

 

“Vurun eğitimciyi” zira yıllarını, gençliğini feda etmiş bu insanların yaşamaya hakkı yok zaten. Sen tut ömrünün yarısına kadar topluma faydalı olmak ve yararlı bireyler yetiştirmek için çalış didin ama ne emeğinin karşılığını al ne de saygınlığın kalmamış olsun. Biz eğitimciler zaten yaşayan ölüler ruh hali içerisindeyiz. Sen de elinde bıçakla, silahla okulu basmış birkaç eğitimciyi öldürmüşsün çok bir şey mi?

“Vurun eğitimciyi ama sonradan olacak şeyleri söyleyeyim. Karşınıza bir yol çıkacak bu yolda hırsızlık,arsızlık,haysiyetsizlik,erdemden bihaberlik, cinayet, gasp, yolsuzluk,rüşvet, dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma, onursuzluk, omurgasızlık, liyakatsizlik, hukuksuzluk, adaletsizlik, yalakalığın kolkola girdiğini göreceksiniz

hülasa  savaş sonrası yerle yeksan edilmiş bir şehri düşünün işte öyle bir toplum göreceksiniz.  Ondan sonra “vay efendim ben evladıma söz geçiremiyorum, mahkemede hakkım yendi, torpil olmadan işe girilemiyor, ülke hortumlanıyor …” diyecek olan olursa cevabım peşinen şu olacak “Gor cıhnema we (canınız cehenneme)

 

Evinde şımarttığı iki çocuğa tahammül edemeyen ama 40-50 kişilik sınıflarda eğitim-öğretim faaliyeti yürütmeye çalışan emekçi eğitimciyi darp etmeyi, öldürmeyi kendinde hak gören ahmakların kendine gelmesi gerekiyor. Yeter artık, şamar oğluna döndü bu iş.

Yetkililer, uyumaya devam edin tamam mı? Yetkisi olmasına rağmen etkisi olmayanları da toplumun vicdanına havale ediyorum.