NASIL BİR HALET-İ RUHİYEDEYİZ

Uzun süredir köşemde yazı yazmıyorum. Bana neden yazmıyorsun diye sorduklarında “gündemi takip etmiyorum ki”  yazı yazayım diyorum.

Gerçekten de gündemi takip edemiyorum.

Ne TV kanallarında  haberleri, nede TV’de açık oturumları izlemeye ruhum dayanmıyor.

Kim ne yazmış ne demiş niçin demiş merak bile etmiyorum. Hal böyle olunca oturup iki kelam etmek bile istemiyor canım.

Söz uçar yazı kalır bende şu köşeye bir şeyler yazayım da şuracıkta duru versin beğenen kendine bir şeyler alsın beğenmeyenler beğenecekleri yazıları okusun diyemiyorum artık.

Yani öyle vaz geçmişlik yani öyle boş vermişlik halet-i ruhiye sindeyim.

Bu halet-i ruhiye bana özgü bir durum değil bunun da farkındayım. Toplum olarak bıkkınlık ve bezmişlik sarmış her yanı.

Öyle uzun vaatli plan programlar yapmaz olmuş insanlar, toplumca günü kurtaralım da Allah kerimdir der olunmuş.  

Kimisi de gemisini yüzdürme peşinde, gemiyi de karaya vardırana kadar her şey mubah deyip yol alıyor.

Şuan insanların ana konusu da bir adım önümüzde duran erken seçimler.

24 Haziranda yapılacak seçimler herkesin dilinde, herkes kendince gündemi değerlendiriyor olması gerekenler ya da olacaklar için fikirler yorumlar üretip duruyorlar.

Küçüğü büyüğü herkesin dilinde bir siyaset, bir seçim almış başını gidiyor.

Ben bildim bileli seçim öncesi bir hararet bir heyecan bir beklenti oluşur sonra vaatler sıralanır hayat o dönemde sanki daha hızlı akıyormuş gibi devam eder.

Sonrasında ise her şey aynı!

Matematikteki etkisiz eleman gibiyiz. Eğer toplama işlemi yapılacaksa ‘0’ çarpma işlemi yapılacaksa ‘1’ sayıları gibiyiz.

Çıkan sonuca pekte etki etmiyor gibiyiz. Hiç değişmeyen bir sistemin oyuncuları gibiyiz.

Yani aslında sonrasında ise yine her şey aynı!

Eminim bu yazıyı okuyunca iyice içiniz kararmış ne diyor bu ya diyenlerinizde olmuştur. Hadi canım biz olmazsak hiç bir şey olmaz diyenleriniz de vardır.  Durum da hiçte öyle vahim falan da  değil diyorsunuzdur.

 Böyle düşünenler, ne yiyor ne içiyorsanız söyleyin de bende yiyip içeyim de her şeyi güllük gülistanlık göreyim. 

Genç nüfusu olan bir ülkenin eğitim sorunu almış başını gidiyor. Eğitimde kültürel düşüş yaşanıyor. Temel eğitim eğitimin önemli basamaklarından biridir. Oysa ki temel eğitimde bile halen büyük sıkıntılar görülmekte.

İyi bir eğitim alan çocuk yaşamla sağlam bağ kurabilecektir. Oysaki ezberci sistemin  denekleri haline gelen çocuklar sistemde yarışırken yok olup gidiyorlar.

Ekonomi insanların belini bükmüş yani daha ölmediyseler de hali hazırda sürünür durumdalar. 

Tarımda çiftçiler bitik diyorlar.

Hayvancılıktan bahsetmek bile istemiyorum. Eti bile ihraç eder olduk.

Toplum kutuplaşmış. İnsanlar siyasi partilere göre taraf olmuş durumda. Memleketçe psikolojik vaka haline gelmişiz. Hani alıp incelensek yeridir. 

Hal böyle olunca birazcık psikolojisi bozuk bir toplum haline dönüşmüşüz.  Kişisel olarak  sağlam halet-i ruhiye sahipte değiliz. Hadi bakalım hayırlısı diyelim.

Hoşçakalın…