NASIRLI ELLER

Bazen şu bastona dayanıp gezmeye çıkıyorum

Zaten dayanacak başka kimsem de kalmadı

Sonra saatlerce bir banka oturuyorum

Biri geçiyor yoldan

Cemal’e benzetiyorum

Cemal sanıyorum

Tam seslenmek üzereyken aklımı son anda toparlıyorum

Hep unutuyorum

Hep unutuyorum Cemal’in öldüğünü

Beynim bana garip oyunlar oynuyor

Bunamak dedikleri bu olsa gerek

Nasıl da aldanıyor insanlar

Bir gün yolun sonuna gelmeyeceklerini zannederek

 

 

Ne zor şey şu yaşlılık

Bu titreyen ellere bir daha gelmez derman

Saçımın siyahını, yüreğimin ışığını

Tüm sevdiklerimi aldı gitti zaman

Ve işte geldi hazan

Döküldü tüm yaprakları

Ömür denen ağacın

 

Artık daha ötesi yok biliyorum

Ben bu ağaçtaki

Sararmış, kurumuş son yaprağım

Azrail’in tırpanını

Rüzgârın son fısıltısını bekliyorum...