Neden bahsedeyim

Neden bahsedeyim

Son günlerde vatandaş sıcaktan mıdır nedir ha bire şikayet ediyor.

Belediye çalışmalarından memnun olmayanları mı söyleyeyim.

Belediyenin yaptığı zamları için sitemlerini dile getirenleri mi söyleyeyim.

Emeklilerin promosyon bilmecesinden dolayı sabahın köründe bankaların önündeki kuyruklardan şikayet edenleri mi söyleyeyim.

Elektrik ve doğalgazın pahallı olmasından şikayet edenlerden mi bahsedeyim.

Kira artışlarından şikayet edenleri mi yazayım.

Belediyenin 40 parkında WC ve lavaboların olmamasından mı bahsedeyim.

Petrolspor’un maddi sıkıntıdan dolayı deplasmana gidecek parayı bile zor bulduğundan mı bahsedeyim.

BAL ligi takımımızın tek kuruş parasının olmamasından  dolayı transfer yapamadığından mı söz edeyim.

Bilmiyorum. Bilmiyorum. Bilmiyorum.

En iyisi bunlardan hiç birinden bahsetmeden gerçek bir hayat hikayesini size aktarayım.

 ***

 

Yaşanmış gerçek bir hayat hikâyesidir.

Enflasyonu bahane eden yumurta satıcısı 1 koli yumurtanın fiyatına %100 zam yapmıştı. Artık daha fazla para kazanmasının zamanının geldiğini düşünüyordu. O sabah hüzünlü bir yüz ifadesiyle iş yerini açsa da aslında çok mutluydu. Zengin olamamasının nedenini hep dürüst olmasına bağlamıştı ama artık o güzel günler yakındaydı. Fakat yine de yaptığı zamdan dolayı üzgünmüş gibi yapmalıydı.

Çok geçmeden her hafta 1 koli yumurta alan müşterisi yine iş yerine gelmişti fakat yaşlı kadın fiyatı görünce gözlerine inanamadı.

Sebebini sorunca da:

-Toptancılar zam yaptı efendim. Malum enflasyon da var, biz de haliyle fiyatları arttırdık. Dedi.

Yaşlı kadın bu duruma çok kızmıştı ve usulca koliyi tezgaha bıraktı.

-O zaman kalsın, ben yumurta yemeden de yaşarım. Yeter ki Ülkem bu zamdan etkilenmesin. Dedi. Satıcı onun bu hareketi karşısında büyük bir kahkaha atmak istese de üzgünmüş gibi davranmaya devam etti.

Lakin kadının bu cümlesi nasıl olduysa ülkede viral oldu ve kimse o hafta yumurta almadı. Ertesi gün yumurta toptancıları hem zam yapmaya devam etti hem de fiyatlar biraz daha artsın diyerek ürünlerin çoğunu soğuk hava depolarında stokladılar.

Takip eden günlerde durum değişmemişti, fiyatlar artıyor ama tüm Ülke  halkı sanki aralarında anlaşmışlar gibi yumurta almamaya devam ediyordu.

İkinci hafta toptancılar homurdanmaya başlasa da "Nasıl olsa bu zamlara alışacaklar ve mecbur yumurtaları gidip alacaklar " dediler.

Üçüncü hafta ülkede yumurta parakendicileri iş yapamadığı için yavaş yavaş kepenk kapatmaya başladı ve bunu toptancılar takip etti. Derken ülkede iflas etmeyen toptancı neredeyse kalmamıştı. Çiftlik sahipleri alacaklarını alamadıkları için onlar da hızla konkortoto ilan etmeye başladılar. Artık hepsi pişman olmuş ve aralarında bu durumu nasıl düzelteceklerini konuşmaya başlamışlardı. En iyisi bir televizyon kanalına çıkıp halktan özür dilemek dediler ama sonuç değişmemişti. Ülkede ne bir grev ne de bir isyan vardı ama halk öylesine kenetlenmişti ki kimse bu özrü kabul etmedi ve yumurta almamaya devam ettiler.

5.Hafta toptancılar şu kararı aldı:

"Hatamızı fark ettik  ve özrümüzü kabul etmeniz için de yumurtaları zam gelmeden önceki fiyatın da yarısına indirmeye karar verdik. Bizleri affetmelisiniz çünkü tavuklar ölmek üzere!"

Bu gerçek hayat hikayesini durup dururken size neden yazdım bilmiyorum ama bugünlerde şekerin ve yağın fiyatı ne zaman yükselse aklıma nedense o ülkenin vatandaşları geliyor.