Nuh’un gemisinde yerinizi ayırttınız mı?

Nuh’un gemisinde yerinizi ayırttınız mı?

Evrensel bir hikaye olan Nuh’un Gemisi bazı yazılı kaynak ve inançlarda farklı bir şekilde anlatılır.

Babil tabletleri gibi eserler, hikâyelerin insanlık tarihinde nasıl da gerçekçi bir efsane olduğunu göstermektedir.

3 bin yıl öncesine ait tablet üzerindeki bir haritada Nuhun’un gemisi ve izlediği rotada bir yolcunun yolculuk esnasında karşılaşacağı gelişmeler ve yol tarifi içeren talimatlar yer alıyor.

Rivayetlere göre  Nuh tufanının M.Ö . 3000 yıllarında gerçekleştiği düşünülüyor.

Tufan, tüm uygarlığı bir anda yok etmiş ve bunun yerine tamamen yeni bir uygarlık kurulmasını sağlamıştı.

Nuh tufanının sebebi Adem ve Havva'nın soyundan gelenlerin yoldan çıkması ve sahip oldukları olanak ve yaşamdan memnun olmamalarıydı.

Allah, birbiriyle sürekli çatışma içerisinde olan insanların yok olması ve yeni bir yaşamın yeryüzünde inşa edilmesi kararını verdi.

Sadece Allah’a itaat edenler hayatta kalacaktı.

Allah, Nuh'a tufan sırasında hayatta kalmaları için gemiye her canlı hayvandan birer çift almasını emreder.

Nuh adı verilen gemi 450 ft. (137 m) uzunluğunda, 75 ft. (23 m) genişliğinde ve 45 ft. (14 m) yüksekliğinde olacaktı.

Üç güvertesi, odaları ve yan tarafında bir kapısı olacaktı.

Nuh her tür hayvan ve kuştan bir erkek ve bir dişi bulacak, onları gemiye alacaktı.

Ayrıca tüm bu hayvanlar için yiyecek de götürmesi gerekiyordu.

Nuh'un gemiyi inşa etmesi ve içine koyacağı tüm hayvanları bulması 120 yılını aldı.

Ancak Nuh, Allaha 'ya itaat etti ve kendisine söyleneni yaptı.

Her şey hazır olduğunda Nuh 600 yaşındaydı.

Üç oğlu Sam, Ham ve Yafes,

eşleriyle birlikte gemiye bindi. 

Sonra yağmur yağmaya başladı.

Kırk gün ve gece boyunca durmadan yağmur yağdı!

Su o kadar yükseldi ki dağlar bile sular altında kaldı.

Yeryüzündeki her canlı tufanda öldü. Ancak gemi, tufan sularının üstünde yüzdü.

Gemideki insanlar ve hayvanlar güvendeydi.

Sonunda su tekrar çekilmeye başladı ve gemi Ağrı Dağlarında durdu.

Dünyanın gidişatına, süren savaşlara, insanların adeta doğadan intikam alırcasına yarattığı tahribatlara bakıldığında dünyayı yeni bir tufanın beklediğini tahmin etme güç değil.

Ne yazık ki hakikat bu.

Adaletsizlikler, savaşlar ve doğal tahribatlardan geçilmiyor.

Doğayı, toprağı, ormanları, biyo çeşitliği, su kaynaklarını, doğal varlıkları tamamen yok etme mantığı var.

Orman varlığı, canlı türleri ve su kaynakları birer birer yok oluyor.

İklim değişti.

Yokluk, kıtlık başladı.

Zülüm ve adaletsizlik arttı.

Bu gidişatın sonu yeni bir tufandan başka bir şey değildir.

Nuh tufanına hazır olun derim.

Nuh’un gemisi kalktı kalkacak, yer ayırmak için geç kalmayın.

Şimdiden yerinizi ayırın.

Bir tufan olmasını istemiyorsanız doğaya ile barışık olun.

İnsanlarla barış içerisinde yaşayın.

Sahip olduğunuz nimetlerin değerini bilin.

Kaynakları kirletmeyin, israf etmeyin.

Zalimden ve güçlüden yana olmayın.

Hakkaniyeti elden bırakmayın.

Bu dünyanın geçici olduğunu unutmayın.

Tufanın oluşmasına zemin hazırlamakta rol almayın.