Ramazan sohbeti (8)
- 19-03-2024 00:02
- 31-03-2024 11:13
- 2024
Orucun Âdabı ve Mekruhları
Orucun birçok âdabı vardır. Onları kısaca şöyle sıralayabiliriz:
1. İftarı acele yapmak.
Bu, güneşin battığı tespit edildikten hemen sonra olmalıdır. Bunun delili, şu hadîstir:
İnsanlar iftar etmede acele davrandıkları müddetçe daima hayırla yaşarlar.
İftarı, yaş veya kuru hurma ile yapmak en efdalidir. Eğer hurma yoksa su ile iftar edilmelidir.
Enes b. Mâlik şöyle demiştir: 'Hz. Peygamber, akşam namazını kılmadan önce yaş hurmalarla iftar ederdi. Yaş hurma yoksa kuru hurmalarla iftar ederdi. Eğer o da yoksa birkaç yudum su içerdi.
2. Sahura kalkmak.
Sahur, seher vaktinde yenen yemektir. Sahur'un müstehab olduğunun delili, şu hadîstir:
Sahur'a kalkın, çünkü sahur'da bereket vardır
Sahur'un müstehab olmasının nedeni, oruca güçlü olarak başlamaktır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Sahur yemeği ile oruca karşı yardım isteyin
Sahur'un vakti, gece yarısından başlar. Sahur'un birçok fazileti vardır. Sahur'da az yemek yemek ve su içmek gerekir.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Bir yudum su ile de olsa sahur yapınız.
3. Sahur'u tehir etmek.
Sahur'u tehir etmekten maksat, sahur'u fecrin tulûundan hemen önce yapmaktır. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Ümmetim iftarı acele, sahuru da tehir ederek yaptıkları sürece hayırla yaşarlar.
Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber ile Zeyd b. Sabit sahur yediler. Sonra Hz. Peygamber kalkıp namaz kıldı. Biz Enes'e dedik ki:
- Hz. Peygamber ile Zeyd b. Sabit, yemeklerini ne kadar zamanda yediler?
- Elli ayet okuyacak kadar bir zamanda
4. Küfretmek, yalan söylemek, gıybet etmek, kovuculuk yapmak gibi şeyleri terketmek, kadınlara bakmak, onların şarkılarını dinlemekten kaçınmak.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
“Yalan söyleyip iftira etmeyi terk etmeyen kimsenin, yemek ve içmeyi terk etmesine Allah'ın ihtiyacı yoktur”
Küfretmek, yalan söylemek, gıybet ve kovuculuk gibi şeyler haramdır. Bu nedenle bunları yapan kişi hem günaha girmiş, hem de orucunun ecrini yok etmiş olur. Her ne kadar bunları yapan kişinin orucu sahih kabul edilse de bunlar orucun ecrini yok ederler. Bu yüzden bunları terk etmek, orucun sünnetlerinden sayılır.
5. Orucun başlangıcında temiz olmak için, fecirden önce cünüplükten yıkanmak.
Cünüp olduğu halde fecirden sonra yıkanmak, orucun sıhhatine engel değildir. Ancak efdal olan, fecirden önce yıkanmaktır. Bunun delili, şu hadîstir: 'Hz. Peygamber, cimadan dolayı bazen sabahladıktan sonra yıkanıp orucuna devam ederdi.
Hayız ve nifastan kurtulan kadının da fecirden önce yıkanması müstehabdır.
6. Kan aldırmak ve kan akıtmak gibi şeyleri terk etmek. Çünkü bunlar oruçluyu zayıf düşürür.
7. İftar ederken dua okumak. Bu dua şu şekildedir:
Ey Allah'ım! Senin için oruç tuttum, senin rızkınla iftar ettim. Susuzluğum gitti, damarlarım ıslandı. Allah'ın izniyle ecir sabit oldu.
8. Oruçlu kimselere iftar vermek.
Kişinin onlara iftar sofrası kurmaya gücü yetmiyorsa, hurma ve su ile iftar vermelidir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Kim bir oruçluya iftar yemeği yedirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap vardır. Oruçlunun ecrinden de hiçbir şey eksilmez.
9. Çok sadaka vermek, Kur'an'ı çok okuyup müzakere etmek, mescidlerde itikafa girmek.
İ'tikafin efdal olan vakti, Ramazan'ın son on günüdür.
Enes şöyle rivayet etmektedir: "Hz. Peygamber'e 'Hangi sadaka daha üstündür' diye sorulunca, Hz. Peygamber 'Ramazan'da verilen sadaka' diye cevap vermiştir".
İbn Abbas'tan şöyle rivayet edilmiştir: 'Hz. Peygamber, hayır (dağıtmakta insanların en cömerdi idi. En cömert olduğu zaman da Ramazan ayfı idi. Muhakkak ki Cebrail her sene Ramazan ay'ı içinde bu ay çıkıncaya kadar (her gece) Hz. Peygamber'e mülâki olur, Hz. Peygamber de ona Kur'an'ı arz ederdi. Cebrail kendisiyle mülâki olduğu zaman Hz. Peygamber hayır (dağıtmak)ta, esen rüzgârdan daha cömert idi.
Orucun mekruhları, sözü geçen âdaba aykırı davranmaktır. Bazıları, iftarı geciktirmek, sahuru acele yapmak gibi tenzihen mekruhtur. Bazıları da gıybet, kovuculuk, yalancı şahitlik gibi tahrimen mekruhtur.
Mevlam her türlü ibadetlerimizi katında kabul buyursun.