SAVAŞ TAMTAMLARI!
Bazen siz savaşa girersiniz bazen de savaş sizi içine alır!
Bazen kazanmak için savaşırsınız, bazen kaybetmemek için!
Bazen kendi savaşınızı verirsiniz bazen de başkalarının...
Aslında savaş uzun süredir kapımızda. İçimizden girip dışımızdan çıkmaya çalıştılar, olmadı. Şimdi de dışarıda savaştırmaya çalışıyorlar.
Masadaki onlarca seçenek arasında, savaşmama gibi bir seçeneğimiz var mı?
Bunu kestirmek çok zor!
Ama şunu net olarak söyleyebilirim, masadaki tüm seçenekler bize kaybettirecek. Tıpkı şuana kadar olduğu gibi!
Fillerin tepindiği alanda aslan gibi durmak çok tehlikelidir!
Fillerin tepinmesi, aslanları telef eder. Aslanlığın fıtratında geri çekilmek var mıdır?
Kesinlikle!
Lakin bu geri çekilme ile çekilmeme arasında ki terazinin dengesine iyi bakmak lazım.
Şayet galip gelecek fil, savaşı bittikten sonra gücünü aslana doğrultacaksa ve aslanın kaçacak yeterli alanı yoksa filler tepinirken ve güçleri dağınıkken, pozisyonu koruyup kozunu oynamak aslan için daha mantıklı olabilir.
Şuanda Suriye’de filler tepiniyor! Oyun büyük ve bu oyunda Türkiye’nin Şah olma şansı yok. Piyon olmaya da onun niyeti yok!
Oyun dışı kalma gibi bir şansıysa hiç yok! Alabileceği en iyi pozisyon vezirlik, o da kimin vezirliği?
Her iki taraftaki şah da vahşi, gaddar, ahlaksız ve namussuz!
Durum karışık, Allah karar merciindekilerin yardımcısı olsun. Alacakları her karar mutlaka içinde bir yanlışlık barındıracak. Amaç yanlış yapmamak değil, yanlışları minimize etmek olacak!
Biz ne yapacağız, içimizdeki İrlandalılara bakacağız!
Güzel ülkemizin Suriye’ye dönüşmesi için çabalayanlara karşı set olacağız! Bunu amaçlayanların bizim dostumuz, ırkdaşımız veya dindaşımız olmadığını bileceğiz!
Her şeye rağmen Suriyelilerin kaçabilecekleri, sığınabilecekleri bir Türkiye’si var! Peki, Türkiyelilerin kaçabilecek nereleri var!
Savaştan kaçanların botlarını patlatan medeniyet fukarası Yunan mı yoksa yüzyıllardır Müslümanlardan başka hiç kimseyle savaşmamış olan İran mı?
Aklımızı başımıza toplayalım, içimizdeki çıbanları patlatıp ilaçlayıp saralım. Allah muhafaza böyle bir fitne çıktığında bırakın halkı kabul etmeyi, komşular içeri girip cephe gerisinde kalanları katlederler!
Dışarıda yeterince düşmanımız varken içerdeki düşmanlıkları askıya alalım.
Zalimliği tescilli olan Saddam, Kaddafi, Mübarek gibi adamlar bile aranır oldu!
Ne oldu, bunlar zalim diye halk ayaklanıp ecnebilere kucak açtı! Ecnebiler ne yaptı, bu zalimleri ortadan kaldırıp, onların zulmünü beşe katlayıp halkın üzerine serpiştirdi.
Ülke kaynaklarının talan edilmesi kimsenin aklına bile gelmiyor!
Akıllı olun, ayıdan post gavurdan dost olmaz!
Elinizden tutup, kardeşlerinizle savaştırır, babanızı öldürtür, sonrada baba katili diye rezil ettirip astırırlar.
Sonra da caf caflı medyalarında “kahraman ordumuz, baba katillerine cezalarını verdi” diye de caka satarlar…
Örnek mi istiyorsunuz?
Hala örnek arıyorsanız çok safsınız!
İnsanlarımızın savaşın bir oyun olmadığını idrak ettiği yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın...
