ŞER İTTİFAKI!
- 04-12-2017 22:15
- 17464
Ortadoğu’da düzenler, planlar ve oyunlar bitmiyor.
Trump iktidara geldikten sonra Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaret sonrası Kral Selman’ın da içinde olduğu yeni planları vizyona soktu.
Trump, Selman ve Sisi dünya küresinin üzerine ellerini koyarak medya aracılığıyla dünyaya mesaj vermek istediler.
Artık dünya ellerimizin altında mesajıyla şer ittifakı başlatılmış oldu.
ABD Ortadoğu’da kendilerine rağmen plan ve program yapılmasını istemez.
İşte onun içindir ki, Katar ve Türkiye işbirliğini sabote etmeye kalktılar.
Katar’ı körfez ülkeleri ile sıkıştırmaya kalkan ABD, Suudi Arabistan’ı öne sürdü.
Böylelikle ABD Katar’a hem gözdağı verdi hem de silah satmış oldu.
Diğer taraftan Türkiye, İran ve Rusya işbirliği ile süre giden Suriye plan ve programları vardı. Bu birliktelik ABD’nin işine gelmiyordu.
Suudi Arabistan öteden beri İran ile düşman idi.
ABD’nin yeni programı ile körfez ülkeleri İran karşısında yeni bir ittifak oluşturdular.
Lübnan Başbakanı Hariri’nin istifa etmesi, Suudi Prens ve krallarının tutuklanması yeni oyunun parçalarını oluşturmakta idi...
Diğer taraftan Mısır’ın Sina yarımadasında camiye yapılan bombalı saldırı ve silahlı eylemler Sisi ve İsrail işbirliğini gündeme getirdi.
İsrail’in emellerine alet olan ve taşeron örgüt olarak kullanılan DAEŞ burada sadece rolünü oynayan figüran olmanın ötesinde değildir.
Bu eylemle Sisi, Türkiye aleyhinde demeç vererek olayda Türkiye’nin rolü olduğunu söyledi. Aslında şer ittifakını oluşturan Sisi de Türkiye’yi hedefine almakta idi.
Bir taraftan muhaliflerin yoğunlukta olduğu Sina yarımadası kontrol altına alınacak bir taraftan onlarca insan öldürülecek diğer taraftan Müslüman kardeşler baskı altına alınacaktı.
Tüm bunları yapan aktörler üstelik Türkiye’yi suçlayacaktı.
Neden?
Çünkü bir şekilde Rusya, İran ve Türkiye birlikteliği bozulmalı idi.
Diğer taraftan ABD, Suriye’nin kuzeyinde oluşturmak istediği koridora müdahalenin olmasını istemiyor ve silah yığdıkça yığıyordu.
ABD aslında Suriye’yi üçe ayırmıştı.
Bir taraftan Denize kıyısı olan Nusayri yönetimi, Çöllerden oluşan Sünni bölgesi ve PYD’nin çoğunluğunu oluşturduğu SDG.
Bu amaçla yeni tezgâhlardan Zarrap ve İran ile ticaret olayı sahneye oyun olarak sürülüyordu.