SİVİL TOPLUM İÇİN TEHLİKE ÇANLARI MI ÇALIYOR?

Öncelikle kabul etmek gerekir ki demokrasinin mihenk taşı olan sivil toplum örgütleri, AK Parti Hükümeti döneminde Dernekler Kanunu’nda yapılan değişikliklerle rahat bir nefes aldı.
Sivil topluma değer veren örgütlenme hareket alanı açan AK Parti Hükümeti’nin, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra sivil toplum örgütlerine karşı tavır ve tutumu değişti.
KHK’larla dernek kapatılma süreci başladı. 
FETO dernekleri ile birlikte, bu örgütle hiçbir ağı bağı olmayan bazı dernekler de kapatıldı.
Şimdi de Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi adı altında bir düzenlemeyle de STK’lar üzerinde denetim mekanizmasını sıklaştırıyor ve kayyum atamayı kolaylaştıran bir yasal düzenlenme düşünülüyor.
Yapılacak düzenlemeler ile ilgili AK Parti’ye yakın STK’lar olmak üzere Mazlum-Der gibi muhafazakâr insan hakları örgütleri de tepki gösteriyor.
Mazlum- Der Genel Merkezi tarafından yapılan açıklama, Sivil Toplum Örgütleri için tehlike çanları çalıyormuş gibi bir izlenim bıraktı bide.
Yazılı basın açıklamasında yapılacak yasal düzenlemenin, sivil toplum alanını toptan işlevsizleştireceği, denetim ve yaptırımları daha da artıran düzenlemeler içerdiğine vurgu yapılıyor.
Açıklamanın devamında ise içerik açısından özellikle dikkat çekmek isteriz ki teklifin 15. maddesiyle, basit bir soruşturma ile bile masumiyet karinesine aykırı olarak, dernek organlarında yer alan kişinin hatta dernek organının geçici olarak görevden uzaklaştırılmasının ve derneğe kayyım atanması ile gerekli görülürse derneğin faaliyetlerinin geçici olarak durdurulmasının yolu açılmaktadır. 
Soruşturma ve kovuşturmaların uzunluğu ve niteliği, basit bir gizli tanık beyanı ile bile kişi ve kurumların rahatlıkla soruşturmalara dahil edilebildikleri dikkate alındığında, sivil toplumun karşı karşıya bulunduğu risk anlaşılacaktır.
Zaten ciddi bir denetim, yaptırım riski ve bürokrasi ile kuşatılmış bulunan sivil toplumun sesini daha da kısacak, şiddete bulaşmadığı mahkeme kararları ile sabit örgütlerin bile terör örgütü kapsamına alındığı bir vasatta, terör gibi muğlâk ve kaygan bir kavram üzerinden sivil toplum faaliyetlerini ve itirazlarını kriminalize edecek, ifade özgürlüğünün ve örgütlenme hakkının özünü zedeleme riski taşıyan düzenlemeye açıkça itiraz ettiğimizi vurgularız” denilmektedir.
Sadece Mazlum-Der değil, birçok sivil toplum örgütü de yeni yasal düzenlemeye karşı kaygı ve endişelerini dile getiriyor.
Sivil Toplum Kuruluşlarına göre yapılacak olan düzenlemede yer alan Dernekler Kanunu’na ve Yardım Toplama Kanunu’na ilişkin maddelerin teklif metninden çıkarılması gerektiği, bu tür düzenlemelerin ilgili kurum yetkililerce önce istişare edilmesi gerekmektedir.
TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilen 43 maddelik "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının, Finansmanın Önlenmesi" yasa tasarısının gerekçe gösterilerek sivil toplum kurumların faaliyetleri ile ilgili yapılacak düzenleme Vakıflar, Dernekler, Sendikaları kapsamaktadır.
Derneklere kayyum atama, dernek faaliyetlerini durdurma, dernek yöneticilerine STK’larda görev almaktan men eden tasarı, örgütlenme özgürlüğüne ciddi anlamda etki edecektir.
Be nedenle her kesimden yasa tasarısına tepki var.
AK Parti ve MHP oyları ile adalet alt komisyonuna getirilen ve kabul edilen yasa tasarısının TBMM gündemine gelmeden önce STK’ların da tepki ve önerileri dikkate alınmalıdır.
STK’ların tepki ve önerileri mutlaka dikkate alınmalıdır.
Sivil Toplum Örgütlerinin endişe ve kaygılarını ortadan kaldıracak şekilde istişare ve ortaklaşma gereklidir.
Yoksa geçmişte demokrasi adına atılan tüm adımlara gölge düşmüş olur.