SONSÖZ’ÜMÜZ 2 YAŞINDA

Son haftaların en güzel ve en keyifli yazısını okuyacağınızı temenni ederek başlamak istiyorum sözlerime.

Zira bugün 2 Haziran. Yani gözbebeği gazetemizin 2. yıldönümü.

Siz bakmayın öyle 2. yaş falan dediğime ha…

Batman’da gazeteciliğe ve köşe yazarlığına yıllarını veren bir kadronun neferleriyiz her birimiz.

Kadromuzda kimleri barındırıyoruz, hepsini en belirgin ve gizli yönleriyle biiiir biiir anlatacağım size.

Anlayacağınız şenlik var bugün.

Evvela cep telefonlarınızı sessize alınız, kendinize benden orta şeker bir Türk kahvesi ısmarlayıp sırtınızı koltuğunuza dayayınız.

Zira samimiyet kokan ve neşesi bol bir doğum günü yazısı hazırladım sizlere.

Esasında şahsımın doğum günü olan 3 Mayıs’ta kendimi anlatan bir yazıyla çıkacaktım karşınıza ama evdeki hesap çarşıya uymayınca, bugün çifte şımartılmış bir yazı aldım kaleme.

Bundan tam 1 sene evvel, Batman’da uzun yıllar emek verdiğimiz bir gazeteden bazı nedenlerden ötürü ayrılmış, yine başka bir gazetenin vasfını satın alarak Sonsöz’ün ilk sayısını sizlerle buluşturmuştuk.

Demin de dediğim gibi, güçlü ve başarılı kadromuzu da kendimizle birlikte Sonsöz’e naklettik.

O günden bu yana sadece ama sadece gerçekleri yazdık, bütün kesimlere ve fikirlere eşit mesafede durduk, toplumun çıkarını her zaman ön planda tuttuk.

Buna kısaca “ilkeli ve yurttaş gazetecilik yaptık” diyoruz.

İlkeli gazeteciliğimizin hakkını, siz okurlarımızın her geçen gün büyüyen ilgi ve desteğiyle de taçlandırdık.

Siz okurlarımıza tam da bu noktada koskocaman bir teşekkürü borç biliyorum.

Şimdi gelelim Sonsöz’ün renkli ve bir o kadar kıymetli kadrosunaaa…

***

Efendim, malum sıralama yaparken hep üst unvandakiler önce söylenirmiş. Ben de bunu haber yazmaya başladığımda öğrendim.

Bu yüzden evvela gazetemizin sahibi Ercan Atay’dan bahsetmek istiyorum size. O, bana mesleği öğreten, üzerimde büyük emeği olan kıymetli bir isim. Sonsöz’ün patronu, Batman’da en eski gazetecilerden biri.  Kendisine “eski” denilmesi her ne kadar hoşuna gitmese de, söz klavyeden çıktı bir kere.

“Kendilerinin en meşhur alışkanlığı nedir?” diye sorsanız, “Gazeteye gelir gelmez, kahvaltısını bile yapmadan bütün yerel gazeteleri eline alıp baş sayfadan son sayfaya kadar tekeerr tekeeer ve satıııır satıııır okumasıdır” yanıtını veririm size.

Bazı günler bunu yapmayı ben de denedim. Ama laf aramızda pek sıkıcı geldi bana.

İyisi mi ben twitter’den, face’den bildiğim yöntemlerle gazeteleri takip edeyim deyip pes ettim bu savaşta.

Patronla ilgili en bariz şeylerden diğeri de bilgisayardan gün boyu açtığı o dizi kanalları...

Google efendi bile illallah etmiyorsa ben hiçbir bir şey bilmiyorum.

Bilgisayardan aynı anda bir dizi, bir radyo açıp diğer yandan aynı bilgisayarda haber okuyup yazan sayın patronumuz, YETENEK SİZSİNİZ!

***

Emektarımız Medeni Akbaş’ta sıra. Onun lakabı “yawww kardeşim” (zira konuşmaları hep bununla başlar) Efendim, şimdi kendisiyle ilgili büyük bir sırrı sizinle paylaşacağım.

Tabi bu gazeteye Medeni beyin ulaşmaması için muhabirimiz Osman’ı en baştan görevlendirdim. Medeni beyin en belirgin özelliği, ağır hareket etmesidir efendim. Ona göre hayat, hep ağır çekimde. Lakin bir yanı var ki, onu eşsiz kılıyor. Cihan Ajansından emekli muhabir olan kendisi, gazetede sabahtan akşama kadar yemek yapar (laf aramızda tavası meşhurdur), bulaşık yıkar, haber okur-yazar, temizlik yapar, aynı zamanda da patrondur haaaa… Anlayacağınız çok amaçlı bir şahıstır kendileri.

***

Gazetemizin Mayami’si Yusuf Kavak’ı anlatacağım şimdi. Hakkının yenildiğini düşündüğüm ender insanlardan biridir. Neden, diye soracak olursanız, şu anda ulusal TV’lerde komedyenlik yapması gerekiyordu Mayami’nin. Taklit desen onda, espri yeteneği desen onda, tiyatroculuk desen onda… Var da var efendim. Benden sonra gazetemizin en büyük neşe kaynağıdır kendisi. Lakin kadı kızında kusur olur da, onda olmaz mı? Röportajlara, haberlere gideceğimiz zaman en az yarım saat kapıda bekliyorum zatı muhteremlerini. Neymiş efendim, “çocuğum” dediği “fotoğraf makinesini” hazırlamak zaman alıyormuş. Hay ben o çocuğun…

***

Gazetemizin medarı iftiharı Mehmet Fatih Efeeeeee. Öhhö öhhö… Aslında bu kısmı patronumuz Ercan Atay’ın doldurması gerekiyordu. Çünkü şu dünyada Efe’yi en iyi tarif eden kişi, şüphesiz ki patronumuzdur. Ve iddiaya girerim, ailesi bile Efe’yi onun kadar iyi ve net tanıtamıyordur.

Şimdi dilimin döndüğünce anlatmam gerekirse, Efe, hayal dünyasından bir türlü sıyrılamayan en tuhaf canlılardan biridir.

Mesela gazeteyi hazırlarken, “şu habere bu fotoğraf girecek” dediniz ve Efe de buna emin bir sesle “tamam” diyerek cevap verdi diyelim, bizden söylemesi sakın bir hata yapıp orayı terk etmeyiniz.

Zira o fotoğraf, o habere asla ama asla konulmayacaktır.

Efe’ye göre “tamam” kelimesi, sanıyorum “boş ver” kelimesi gibi bir şey. Hatta bu iki kelimenin, onun lügatinde yanlış yerleştirildiğini de düşünüyorum bazen.

Tamam, bu kadar eleştirinin yanında Efe’nin güzel bir yanını da söylemeye çalışayım.

Efendim, biricik mizanpajcımız, ufku geniş, yeniliğe açık, her söyleşi ve özel sayfada farklı tasarımlarıyla bizi şaşırtan bir yeteneğe sahip.

***

Eveeeeet gelelim baş muhabirimiz Osman Çapar’a. Namı diğer Gariban Osman’a. O, Batman’ın en renkli simalarından biri, gazetemizin demirbaşlarından ilkidir.

Yangında ilk kurtarılacaklar” dolabımız olsa, ilk sıraya kendimden sonra Osman’ın adını yazardım emin olun.

Yağlı çaylarıyla gönülleri fetheden, bisikletiyle Batman’ın bir ucundan öbür ucuna habere koşan, haberden geldikten sonra da “abla haberimi yaz” diye diye beni canımdan bezdiren kişinin adıdır Osman.

***

Büro çalışanlarımızdan sonra kalemleriyle gazetemize güç katan biricik yazarlarımızı tanıtayım sizlere.

Evvela Başyazarımız… “Sonsöz” mahlası ile yazan Recep Kavuş... Başyazarımızın en takdir ettiğim yönü, kalemindeki tarafsızlığı. Bu yönünü örnek aldığım tek yazardır kendisi. Ayrıca zaman zaman hakkımda yazdığı yazılarla ufak sürprizler yapması da cabası. Sevgili Sonsöz, kaleminle çok yaşa…

***

Yazı İşleri Müdürümüz Ubeyd Baş… Can alıcı konuları nasıl buluyor, merak etmiyor değilim doğrusu.  Batman’da, “kalemi gerçek manada güçlü” diyebileceğiniz köşe yazarlarından biri. Yazarımızı sıkı bir şekilde takip etmeniz, şiddetle tavsiye olunur.

***

Diğer bir yazarımız Şehmus Temiz… O, Batman’da tanıdığınız, tanıyacağınız en sivri dilli yazarlardan biri. Kalemiyle dövüyor adeta... Sanıyorum “kalem kılıçtan keskindir sözü” o ve onun gibi yazarların döneminde türetilmiş bir deyim.

***

Yazarlarımızdan Eymen Eren… Bu, onun mahlası aslında. Hakiki adı Ekrem Işık.  Yıllardır yazan, yazarlığının hakkını veren başarılı yazarlardan biri. Cumartesi Buluşmalarında keşfettim birkaç yönünü. Zira kendisi soru sorarken bile makale yazıyor adeta. Yazmaya o denli aşık bir isim.

***

Aramıza yeni katılan ama maratona hızlı bir şekilde devam eden Gül Mirkan… Kendisi Xalo lakaplı Doktor Nevzat Mirkan’ın kızıdır. Genç ve güzel bir kadın kendisi. Kalemiyle gazetemizde farkını fark ettirmeye başladı bile…

***

Nihat İpekyüz… O hem bir yazar, hem de “Ekonomiye Yön Verenler” köşesiyle kentteki fabrika ve işletmeleri siz okurlarımıza tanıtan başarılı bir işadamı... Maazallah bu kadar vasfı bir arada söyleyerek nazar etmeyeyim kendisine. 41 kere maşallah Nihat Bey… (Lakin yazılarınızı ve Ekonomiye Yön Verenler’i daha sık bekliyoruz, önemle duyurulur)

***

Hakan Tufan… Kendisi gazetemizin spor yazarı… Artık köşe adıyla sesleniyoruz ona. “Spontane” diyoruz. Bir kadına bile spor yazılarını okutabilecek kadar başarılı. Ama kararlıyım, bir gün en az onun kadar iddialı bir spor yazısı yazacağım göreceksiniz…

***

Yazarlarımızdan Abdurrahman Avşar, teknoloji kitabı gibi wallahi. Şayet bir bilgisayar, telefon ya da elektronik bir cihaz hakkında bilgi alacaksanız, sakın ha ona danışmadan geçmeyiniz. Zira bilişim milişim, teknik meknik, her şey ondan sorulur...

***

Bir de Atilla Atay’ımız var tabi. Yakışıklı mı yakışıklı, yazılarıyla iddialı mı iddialı genç bir isim. Geleceği gece lambası gibi parlak yemin ederim.

***

Aramıza yeni katılan Fırat Baytak’ı da okumanızı tavsiye ederim. Edebiyat kokan yazılarıyla sizi etkileyeceğinden eminim.

***

Feriha Baş… Kendisi tarif etme sanatında bir numara… Şahsen tasvir yeteneğini kullanarak bir seyahatname yazsa ilgiyle okuyabilirim.

***

İsmail Doğan… ahh ahhh… Yazıları sitem kokan, oldukça realist bir yazar. Hayatında hayallere ve gerçeklikten uzak şeylere pek ver vermediğine kanaat getirdiğim bir kalem.

***

Yazar kadromuza giren ancak sonradan gazetemizi ihmal eden birkaç isim daha var. Mesela Tülay Demircan, Özge Uyanık, Bahar Balıkçı ve Murat Ateşoğlu… En kısa zamanda yazılarınızı bekliyoruz…

***

Gazetemizin el emeği, göz nuru karikatürlerini çizen Mehmet Şirin Kurt’u anmadan geçemeyeceğim. İzmir’de üniversite okuyan, gündemi, çizgileriyle anlatıp şivelerle süsleyen karikatüristimiz. Karikatürlerinde beni özenle çizdiği takdirde aramız gayet iyi...

*** 

       

Gazetemizin mutfağından yazarlarına herkesi yazarım da, matbaacılarımızı ve dağıtıcılarımızı yok sayar mıyım hiç?

Gazetemizin kâğıtlara dökülüp elinize ulaşmasını sağlayan emekçilerimiz, Seyithan’ımız, Zeki’miz, Veysel’imiz (kendisi fotoğraf güzelidir), muhabirlik ruhu da taşıyan dağıtıcımız Umut’umuz, yaz-kış demeden motosikletiyle gazete dağıtan Mehmet’imiz... İnternet editörümüz Sefa’mız, siz okurlarımızın yakından tanıdığı abone sorumlumuz Ümit Ataş’ımız...

***

Haaa Emrah Kocabey’imiz var bir de... Kendisi, Cihan Ajansının Batman Temsilcisi esasında. Lakin yokluğumu fırsat bildiği zamanlarda masama oturup aynamla iştigal olması, şüpheler uyandırıyor kafamda. Laf aramızda, koltuğumda gözü olabileceğini düşünüyorum. Bu arada, gittiği bazı yerlerde “Cihan Ajansının Temsilciyim” demek yerine “Sonsöz’ün muhabiriyim” dediği de gelen duyumlar arasında. Çaktırmayın ama iz peşindeyim...

***

Şimdi gelelim yazının en can alıcı kişisi Hatice Türkan’a, yani kendime... Bendeniz biricik yazarınız, bu gazetenin gülü, olmazsa olmazı, bir numara yüs puan’ıyım... Kendimim diye söylemiyorum ama sıfır hata, eksi 1 sorunla çalışan yegâne kişisiyim.

***

Gördüğünüz üzere biz, koskocaman bir aileyiz…

Madem yazı bu kadar uzadı, özel sayfa ve çalışmalarımızdan da mini minnacık bahsedeyim.

Evvela her hafta özel konuk veya konuklarla gerçekleştirdiğimiz sohbetleri “Cumartesi Buluşmalarımız”da

Kentte üretim yapan ve istihdam yaratan işletmeleri “Ekonomiye Yön Verenler”de

Ekmek kapısı olan iş ve meslekleri “Mesleğin Duayenleri”nde

Semt ve mahallelerin sorunlarını “Mahallenin Muhtarları”nda

Özelliği ve güzelliği olan kişileri “Özel Söyleşilerde” ve “40 Soru 41 Cevap”larda

Kentte bulunan işyerlerini ve mekânları “Yeni Yerler ve Yeni Mekanlar”da

Mizahlarımızı “Fotoğrafın Dili”nde

Siz okurlarımızın gündeme dair yorumlarını “Sonsöz Sende”den takip edebilirsiniz…

Sözün özü... Biz, sizinle varız. Sizin ilgi ve desteğiniz devam ettiği sürece Sonsöz’ümüzle hep yanınızda olacağız…