Sonsuz mutluluğa talip erler aranıyor
Azığı: Kur’an-ı Kerim ve sünnet olan, bu dünyada karşılığını beklemeyen, yaratılış gayesine var olmak için cihat eden, varlık, sorumluluk, hesap şuuru ve duygu yüklü sonsuz mutluluğa talip erler aranıyor.
Yolunun üzerindeki tüm zorluklara ve tehlikelere, eşkıyalıklara, nifak ve ihanet tuzaklarına, dostların ve düşmanların iş birliğine, dertlere, susuzluk, yara ve tufanlara, yüksek vahşi dağlara, sınırsız çöllere, boğucu bataklıklara rağmen tüm bilinciyle ilerleyen. Her şeye sabreden, olabilecek her şeyi hesap ederek yoluna devam eden. Yürüdükleri Allah yolunda; yola dikilip tuzak kuranlara, yaygara koparanlara karşı yan gözle dahi bakmayan, ne duran, nede istirahate çekilen. Sadece ebedi mutluluğu düşünen, zafere ulaşınca Allah’tan ödülünü alan erler aranıyor. Talip olanlar Kur’an-ı Kerime müracaat edebilir.
Bu erlerin inşa projesi Kur’an-ı Kerimdir. Kur’an-ın ilk çağrısı Tevhid: Kayıtsız şartsız Allah’a teslimiyettir. Her anını Allah’la yaşama gayreti içinde olmak. Kur’an-ı mana ve maksadına uygun olarak anlama, anlamlandırma ve yaşama çabasında olmak. Hayatını imanına şahit tutmak, Her anını Allah ne der diye yaşamak. Lailahe illallah bilincinde hareket ederek, insanları Allah’a çağırma gayreti içinde olmak. İçinde yaşadığı sistemden fizik en ayrılması mümkün olmadığı halde, ruhen ayrılma gayretinde olmak. Fıtratına dönmek. Öncelikle iç hastalıklarını ıslah yoluna gitmek. Allah’ın razı olduğu yaşama odaklanarak hayat tarzı haline getirmek isteyen erler aranıyor.
Saf suresinde Allah buyuruyor: Ey iman edenler, söylemlerinizle eylemleriniz bir birine uysun. Yapamayacağınız şeyleri söylemeyin. Allah davası uğrunda yekpare çelikten bir bina gibi saf tutun. Disiplinli hareket edin. Allah’a ve elçisine güvenin, mallarınız ve canlarınızla cihat edin. Böyle yaparsanız Allah’ın yardımına muhatap olursunuz. Karlı alış veriş yaparsınız. Ebedi hakikatin gönül davetçileri olun. İnsanı yoldan çıkaran dünyevileşmedir. Dünyada kalacağınız kadar dünyaya önem verin. Servetin tutsağı olmayın. Mutlak hakikat Allah’ı düşünerek Allah’a sığınmadır. Allah’ı bilme, tanıma, anlama, Allah’ın sıfatları Esmasını özümlemekle mümkündür.
Hadid suresinde: Mutlak mülkün sahibi Allah. İnfaktan kaçınmak münafıklık alametidir. İman servet ve kuvvetle desteklenmelidir. İnfak edenler ahiretin yıldızlarıdır. İman edenler Allah’ı düşününce kalpleri ürperir.Leyl suresinin mesajı: ‘’Kim Allah yolunda verir ve sorumlu davranırsa, en güzel olan İslam dinini tasdik ederse, işte ona, rahatlık ve mutluluğun zirvesine götüren(cennetin) yolunu kolaylaştırırız. Sözgelimi: kim de cimrilik yapar ve kendi kendine yettiğini zanneder, en güzel olanıda yalanlarsa: işte ona da, zorluk ve felaketin en dibine giden yolu kolaylaştırırız; Öyle ki, o baş aşağı (cehenneme) yuvarlanıp helak olacağı zaman,( Allah için paylaşmadığı) malı kendisini asla kurtaramaz. Elbette doğru yolu göstermek sadece Bizim işimizdir. Ama gerçekten işin önü de sonu da Bizim mülkiyetimizdedir. İşte ben sizi, alev saçan bir ateşe karşı uyarmış bulunuyorum: oraya sadece sorumsuzluğun zirvesinde olan bir azgın girer; o ki vahyi yalanladı ve gerçeğe sırt döndü. Ama yüce ve yüksek bir sorumluluk bilinciyle hareket eden kimse, o ateşten uzak tutulacak: o ki, malını gönülden verir ve arınıp gelişir. Onun bu yaptığı herhangi birinden gördüğü hayra karşılık değildir. Sadece Yüce Rabbinin rızasını kazanma iştiyakı iledir. İşte böyle biri, kesinlikle zamanı gelince( gördüğü karşılıktan) fazlasıyla memnun olacaktır.’’(Leyl suresi;5-21.ayetler). Allah katında arınmak ve manen gelişmek için verir. Riya ve gösteriş için değil. Kazancınfilitresi infaktır, hataları söndürür.(hadis)
İslam cemaatinin inşası Allah tasavvuru ile başlar. Vahyin aydınlığı ile aydınlan. İnanmak Allah’a güvenmektir. Sınavsız ahiret kazanılmaz. Başına gelenlere sabret.’’ Allah, idraki aşan hakikatlerin de, idrak alanına giren gerçeklerinde sırrına vakıf olandır; her işinde mükemmel, her hükmünde tam isabet edendir.’’(Teğabun suresi;18.ayet) İlk inen ayet, Allah adına/adıyla okuma emridir. Bu İslam’ın şiarı besmeledir. İslam düşüncesinin ve bilgisinin inşası: ‘’ Oku, yaratan Rabbinin adına’’(Alak suresi;1.ayet) Kalbine yazılan vahyin ışığında hakikatin parçaları arasında bağ kur. Parçanın bütüne aidiyetini sebep ve sonuçlarını, her şeyin yerli yerine konmasını(hikmet) üzerinde düşün. Allah’tan bağımsız bilgi ve bilim anlayışı yoktur. Öğrendiklerini, kendine mal ettiğini başkalarına ilet. Tebliğ et. Bilginin kaynağı Allah!
‘’ İnsan kendine yettiğini zan ettiğinde azar.’’(Alak suresi;7.ayet)İnsanın kendi kendisine yettiğini zan etmesi tuğyanın sebebidir. Zira insan kendini kaybettiğinde bu zanna kapılır. ’’İnsan azınca ibadete engel olur, hakikati yalanlar ve ona sırt döner.’’(Alak suresi;9-10.ayet) Bütün bunların temelinde görmeyen bir Tanrı tasavvuru yatar. ‘’ Kendisi bilmez mi ki, Allah görür mutlaka!’’(Alak suresi;14.ayet). Oysa insanın Rabbine dönüşü muhakkaktır. Ahlaki davranışın kaynağı, Kalplerin özünü gören ve bilen Allah’tır. Bu hasbi ahlaktır. Bunun zıddı ise hesabi ahlaktır, ahlak anlamını yitirmiştir. ’’Asla o(azgın) insana uyma: imdi Rabbine secde et ve yaklaşmaya gayret et!’’(Alak suresi;19.ayet). Rabbine tam teslimiyet göster, şükür et, dua et, salatı ikame et.
Alak suresi düşünce ve bilginin, Münzemmil suresi duygu ve ahlakın, Müddessir suresi misyon ve vizyonun inşasıyla. Duha suresi teşvik ve motivasyonla. İnşirah suresi azim ve kararlılıkla ilgilidir. ‘’ Şu halde sana vahiy edilene sımsıkı sarıl: Çünkü sen dost doğru bir yol üzerindesin.’’(Zuhruf suresi;43.ayet). Ne mutlu: vahye sımsıkısarılıp sonsuz mutluluğa talip olanlara! Allah cümlemizi sonsuz mutluluğa talip erlerden eylesin! Selam ve dua ile.
