ŞÜKÜR VE KÜFÜR
- 04-08-2021 15:50
- 04-08-2021 15:51
- 4678
Motivasyon ve amaç değeri şükür, nimeti tasavvur edip onu göstermektir. Şükür, nimetlerin kıymetini bilmenin ifadesidir. Şükür, küfrün zıddıdır. Küfür; nimeti örtmek, unutmaktır. Şükür nimeti açığa çıkarmaktır. Allah’ın tasvip ettiği eylemleri gerçekleştirmektir. Sade dil ile şükür yetmez, inanan hayati eylemleriyle şükrü yerine getirmesi gerekir. Kur’an-ı Kerimde Allah’a şükretmenin eylemlerle ifadesi ‘’…Ey Davud’un inanç ailesi (her mümin muhatap Davud’un inanç ailesine mensuptur.) Şükretmek için çok çalışın! Ne ki samimi kullarım arasında bile hakkıyla şükreden pek azdır.’’(Sebe suresi;13.ayet). Gereği gibi şükür, nimetin gerçek sahibini bilmektir. İktidar ve refahın devamı nimetin gerçek sahibinin bilinmesi ve şükrün eda edilmesiyle, yani onun emanet olduğunun bilincinde olarak üzerine tir tir titremekle mümkündür.
Şükür: Allah’a sorumluluk bilincidir. ‘’ Nitekim siz oldukça zayıf bir haldeyken, Allah size Bedir’de yardım etmişti. O halde Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olun ki, şükretmiş olasınız!’’(Al-i imran suresi;123.ayet)’’ Hiç kimse, Allah’ın izniyle ilahi yasa ile kararlaştırılmış vade dışında ölmez. Ve kim bu dünyanın ödülünü isterse kendisine ondan veririz. Kim de ahiretin ödülünü isterse ona da ondan veririz; ve Biz, şükredenleri ödüllendiririz.’’(Al-i imran suresi;145.ayet) ‘’ Siz ey iman edenler! Eğer küfre sapanlara uyarsanız, sizi ökçeleriniz üzerinde gerisin geriye döndürürler; asıl işte o zaman kaybedenlerden olursunuz.’’(Al-i imran; 149.ayet). Şükreden olmak Allah’ın tasvip ettiği eylemleri yapmakla mümkündür.
Kur’an-ı Kerimde şükrün, değere uygun davranmak için bir motivasyon ve amaç değer olarak verilmesi, insan ile Allah arasındaki ilişkinin ahlaki yönü ile ilgilidir. Günlük hayatta iyilik yapana karşılığının verilmesi için teşekkür etmek ne kadar önemli ise, bütün nimetleri insana veren ve nimetlerle donatan Rabbe teşekkür olarak, Onun tasvip ettiği davranışta bulunmak, bu ahlaki ilişkinin gereğidir. Allah’ı inkar etmeyi ve Onun tasvip edeceği davranışlardan kaçınarak, şeytanın uydusu olarak hayat sergilemeyi gaye edinenler, şükrün zıddı küfür ehlidirler.’’ Şüphesiz Biz ona doğru yolu gösterdik; O isterse şükür eden olur, isterse nankör.’’(İnsan suresi;3.ayet). İrade şükründe, küfründe şartı ve sebebidir. ‘’ Onlar, şu peşin( gelip geçici- dünya nimetlerini her şeyden daha çok) seviyorlar.(sonsuz nimet ve azabın bulunduğu asıl) önemli günü ise ihmal ediyorlar.’’ ‘’Onları yaratan ve (vücutlarını meydana getiren damarlarını, kaslarını, sinirlerini ve ) eklem bağlarını sağlamlaştırarak( kendilerine güçlü ve sağlıklı bir beden bağışlayan) Biziz ve dilediğimiz anda(onları bu özelliklerinden mahrum bırakıp hastalıklı ve felçli bir hale getirebilir, yahut hepsini derhal yok ederek) onların yerine benzerlerini getirebiliriz!’’(İnsan suresi;27-28.ayetler.) Nimetlerin şükrünü yerine getirmek, hesap gününü idraktir.
Hidayete ermek layıkıyla şükürle mümkündür. Şükretmediği halde nankörün biridir. Allah’ın nimetlerine zavallılıkları ve talihsizlikleri ölçüsünde şükrederler! Bu nimetten gafil olmaktır. Bilinçli şükür nimetin farkında olarak yapılan şükürdür. Nimetten gafil olarak, nimetin farkında olmadan yapılan şükür, elindeki nimeti bilmemektir. Bu büyük felakettir. Küfür, Allah’ın hakkını inkardır. Allah’tan kopuş en büyük yargı, fıtrattan kopuş ve kendine yabancılaşma, kula, yaratılana kulluktur. Esfelesafilin en aşağı hayatın göstergesidir. ‘’ İnkar edenlere bu dünya hayatı süslü gösterilmiştir.( Onlar dünya nimetlerinden uygun biçimde faydalanarak bunları kendilerine bahşeden Allah’a şükredecekleri yerde; gözlerini sadece bu nimetlere dikerler ve sahip oldukları mal ve servetle gurura kapılarak) inanlarla alay ederler. Oysa (şükürsüzlükten, kötülükten titizlikle sakınıp korunan) takva sahipleri, diriliş gününde (küfür ehlinden) onlardan çok daha iyi konumda olacaklardır. Allah dilediğine hadsiz hesapsız rızık bahşeder.’’(Bakara suresi;212.ayet)
Şeytan; azdırıp saptıracağı kulların, Allah’a şükürden uzak kalacağını söylemiştir. ‘’ (Ve iblis) şöyle dedi: mademki sen beni saptırdın,(iblis burada Allah’a iftira etmektedir. Yanlış tercihini Allah’a nispet eden iblisleşir.) Yemin olsun ki bende senin doğru yolunun üzerine oturup onlar için pusu kuracağım.’’ ‘’ Sonra hem doğrudan ve açıktan, hem de dolaylı ve sinsice, hem sureti haktan görünerek hem de zaafları ve güdüleri kullanarak sokulacağım onlara: Ve sen onların çoğunu, şükreden kimseler arasında bulamayacaksın.’’(Araf suresi;16-17.ayetler). Şeytana kul olan küfür ehlidir. İnsan: Ya Allah’a şükreden mümin kul olur, ya da şeytana kul olarak, küfreden olur. İkisinin arasında bir inanç mümkün değildir. Meyyal yaratık olan insan her anının hesabını verme bilinciyle hareket ederse, hata ve günahını fark edip, tövbe ederek şeytanın etkisinden kurtularak, hayatını imanına şahit kılarak ömrünü tamamlar.
Akıl nimetini Kur’an-ı Kerimin kılavuzluğunda kullanan bilinçli Müslüman şeytanın oyuncağı ve uşağı olmaz. Her anını Rabbine şükür gayretiyle yaşama azmindedir. Çevresini kuşatan küfür ortamından uzaklaşmak, küfrün yok olması ve şükrün hayat tarzı olması için azim ve gayret eder. Allah’ın mesajı ; gören gözü, tutan eli, konuşan dili, yürüyen ayağının rehberidir. Allah’ın varlığını, birliğini, noksan sıfatlardan uzak, insanın hayal dahi edemeyeceği her türlü tasavvurun üstünde ve ötesinde yüceler yücesi bir yaratıcı olduğunu, hikmet, kudret ve adaletine güvenerek iman ve amelinin gereği, her nimetin ve her anının şükrünü yapmanın gayretindedir. Dostlar: imanımızı, amelimizi test edelim. Allah’a kulluk bilincinde, her anımızın şükrünü eda etmek, küfürden uzak kalmak gayreti içerisinde olalım. Allah yar ve yardımcımız olsun. İnşallah! Selam ve dua ile.