TOPLUMUMUZUN KANAYAN YARASI

Cehalet halkasını kızınızın boynuna, ölüm halkasını parmağına takmayın.

Toplumumuzun kanayan yarası olan ve memleketimde de son zamanlarda yaşanan acı verici olaylardan bahsedeceğim. 
Kız çocuklarına yapılan haksızlıktan, utanç verici muamelelerden ve hayatlarına mal olan yaşamlardan aslında.
Kız çocuklarına çok acımasız muameleler yapan aileler var, çocuk yaşındaki kızlarını  “Aaa yeter artık evlendireyim de kurtulayım” deyip tanımadığı bir adamın vicdanına terk eden babalardan mı bahsedeyim, yoksa “aman daha iyisini mi bulacak, verelim gitsin” diyen babalardan mı bahsedeyim.
Unutmayın bugün iyi olan insanoğlu yarın kötü olabilir. 

 Kız çocuklarınızın hayallerini kırmayın, onlara engel olmayın karşılarına engel olarak değil de destekçisi olarak çıkın.
Onları cahil büyütmeyin okutun. 
Hayallerine değer veren aileler olun.
Kızlarınız gözlerinizde bir yük, bir külfet olmasın, onları hor görmeyin.               

Kızlarınızı okutun okutun ki ayakları üzerinde durabilsinler.
Cahil düşüncelere sahip olan, kız çocuğu okuyup da ne olacak, evlensin evini ocağını bilsin diyen ebeveynler var ya işte onların kızlarının 2 seçeneği olur. 
Ya ailelerin uygun gördüğü bir adamla evlenip tek hayali evi, çeyizi ve çocukları olan, hayallerini, umutlarını, geleceğini bir adamın vicdanına bırakan kızlar olur ya da sosyal medyada tanıştığı, iki üç sevgi kelimesine kanan, kapılıp giden, çevresinde ona ilgi gösteren, yüzüne gülen birine yine umutlarını, geleceğini, hayallerini, hayatını bir adamın vicdanına bırakır.
Ya ayrılmak istediğinde hayatından olur ya da bir kenara atılan bir kâğıt parçası gibi atılır.
O çok sevgili damatlarınız kızına bir zarar vermese bile kızınız hem yokluğa hem de psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalabilir.
18 yaşında Beşirili kız çocuğu eğer okuyor olsaydı o da diğer yaşıtları gibi YKS sonucuna bakıyor, annesiyle kucaklaşarak başarısını kutluyor olabilirdi.
Annesi içi, ciğeri yana yana ondan son kalan hatıraya sarılıyor olmayacaktı.
Gül kokulu yavrusunu canlı kanlı bağrına basıyor olacaktı.
O kız çocuğu sosyal medyadan ya da başka şekilde tanıştığı insanlara öyle kolay güvenilmemesi gerektiğini bilecekti.
Kolay kanmayacaktı? 
Ya da 21 yaşında ki kızımız şimdi üniversiteye devam eden kendi geleceği için umutları hayalleri olan bir öğrenci olacaktı.
Belki KPSS’ye hazırlanan kurstan kursa koşan gözü pek bir öğrenci olacaktı.
Geride boynu bükük öksüzler bırakmayacaktı.
Onun için sevgili aileler şu eskide kalıp yaşamayın, “kızlar okumaz günahtır, ayıptır, okuyup da dünyayı mı kurtaracak?” demeyin.
Kızınızın koluna altın bilezik takın, iyi kötü okusun, bir mesleği olsun.
Parmağına ona bu dünyada cehennemi yaşatacak, Azrail’i olacak bir adamın yüzüğünü takmayın.
Onu elinden tutup çeyiz alışverişine değil, okula kayıt yaptırmaya götürün. 
Unutmayın eğitimi engellenen, ölüme mahkûm edilen kızların tek katili eşleri değil, onu o hayata mahkum eden anne-babasıdır.
Sevgilerle…