TPAO İŞÇİ ALIMLARI VE DEVLETİN ÖĞRETTİKLERİ
- 27-11-2014 20:09
- 108
TPAO’ya alınan 82 kişilik işçi kadrosuyla ilgili süre giden tartışmaya anlam vermek mümkün değil.
Batmanlıların alınacak işçilerin buralı olması noktasındaki ısrarı kanaatimce ilkelliktir.
Neden derseniz işçi ve memur alımlarında temel kıstas olarak kabul edilen, üstündeki şaibeye rağmen KPSS puanına göre yüksek puan sahiplerinin işe alınmasına neden itiraz ediliyor.
İŞKUR üzerinden yapılan başvurularda anladığım kadarıyla Batman’da ikamet etme koşulu aranmış bu da başka ilde ikamet edenleri iş başvurusu yapabilmek için ikametgâhlarını Batman’a getirmeye zorlamıştır.
İkametgâhını Batman’a getirip iş başvurusu yapanların işe alınması durumunda ikametgâhlarını devam ettirecekleri işe alınmazsa mobil ikametgâhlarla yeni başvurulara doğru yelken açacakları muhakkak.
Buna gerek var mı?
Sınırların kalkmasından bahsedeceksiniz. Özgürlükten dem vuracaksınız, başarının ödüllendirilmesi gerektiğini söyleyeceksiniz, kent milliyetçiliği dahil her türlü milliyetçiliğe karşı duracaksınız, eşitlik isteyeceksiniz. Ama yeri geldi mi KPSS 67 puan almış bir Batmanlının işe alımlarda 85 puan almış bir Malatyalıya tercih edilmesini savunacaksınız, hatta Batman’da oturmadığı ya da Batmanlı olmadığı için başvurusunu bile kabul etmeyeceksiniz.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demezler mi? Lahana turşusu bu perhizi bozar arkadaş.
En kötüsü de ne biliyor musunuz? Devlet kurumları uygulamalarıyla vatandaşa neyi öğretiyor. Vatandaşa ikamet etmediği yerden ikametgâh alarak yalan söylemeyi, kurumlarına da yeterlilik ve yeteneğine bakarak değil memleketine bakarak kayırmacılığı öğretiyor.
Buna alan açıyor bunu yapmaya zorluyor. Tıpkı olmadık internet sitelerini yasaklayarak tüm yasak sitelere girmenin yolunu arattırıp öğrettiği gibi. Polis ya da asker eliyle şiddeti öğrettiği gibi. Ondan sonra neymiş aile şiddeti tartışırız, kadına şiddeti tartışır, cinsiyet ayrımını tartışırız, hukuksuzluğu tartışırız.
Bunların hiçbirini anne babamızdan öğrenmedik biz. Bunların hepsini bir bazen baba bazen ana dediğimiz devletin kendisinden başka hiç kimse öğretmedi bize.
Devlet baba oldu Ana yasa oldu. Güce teslim olmayı, çalmayı, yalan söylemeyi, şiddeti, talanı, dini emellerimize etmeyi, dolandırmayı, yeşili yok etmeyi, ayrımcılığı, hukuksuzluğu, cinayeti, tecavüzü, sapıklığı, yasaklamayı, kısıtlamayı, fırsatçılığı hepsini kimden öğrendik dersiniz?
Hiçbirini hiçbirimiz anne babamızdan öğrenmedik. Türküm doğruyum çalışkanım diye her gün okullarımızda and içtirilirken dahi andın ilk kelimesi ikinci kelimesiyle çatışıyordu. Ve her sabah bize yalan söylettiren bir devletin yol su elektrik olarak size dönecek dediği fahiş vergi oranlarıyla talan etmeyi ve fırsatçılığı öğreniyor ve o elektriğin bir zamanlar karanlık hücrelerde bize nasıl döndüğünü de biliyoruz.
Demem o ki her ne öğrendiysek devlet öğretti bize. Ve öğretmeye de devam ediyor. Onun için az biraz durup düşünmeli işçi alımları ya da başka konularda aklımızın devlet aklına nasıl çevrildiğini sorgulamalı.
Batmanlı değil diye ya da Batman’da oturmuyor diye bir adamı buradaki hakkından alıkoymayı bu kadar rahat savunmak ve bu yanlışta ısrar etmemek gerekir.
Varsın Urfalı olsun, Manisalı olsun, Hataylı olsun, Rizeli olsun, iş bilsin iş üretsin, yalan değil.