TRAFİK KARMAŞASI VE TOPLUMSAL İLİŞKİLER

Trafik akışı toplumsal ilişkileri göstermesi açısından önemlidir. Toplumun trafik kurallarına uyması veya uymaması toplumsal ilişkilerin ne yönde olduğunu bize göstermektedir.

Topluma baktığımızda trafik kurallarının göz ardı edildiğini görüyoruz. Örneğin sağa ve sola dönüşlerde sinyaller neredeyse hiç kullanılmamaktadır.

Dönüşlerde sinyallerin kullanılmaması trafiği aksatmaktadır. Kavşakta bekleyip yolun karşısına geçmek isteyen araç, yolunda düz ilerleyecekmiş gibi ilerleyen aracın gelip geçmesini bekler.

Oysaki yolunda düz ilerleyecekmiş hissini veren araç, sinyal vermeden kavşağa varınca sağa dönüş yapar. Böylelikle kontrollü kavşakta bekleyen aracı yanıltmış olur.

Hâlbuki kavşak içindeki araç bunu bilseydi beklemezdi. Sağa dönüş yapan araçtan önce yola girmiş olurdu. İşte böylelikle kavşakta bekleyen aracın hukukunu çiğnemiş olur.

Işıklı kavşaklarda sola dönüş yapacak araçlar en sağda bekleyip yeşil ışık yanınca sola dönüş yapar. Böylelikle birçok aracın önüne kırıp birçok aracın beklemesine sebep olur.

Trafiğin karışmasına sebep olan araçlar böylelikle insanları yolundan alıkoyar. İnsanların zamanını çalıp insanlara haksızlık eder.

Şehir içi hız limiti 50 km/saat olmasına rağmen daha hızlı olmanız için sizi taciz eden araçlara ne demeli? Kurallara uyum ve insana saygıdan hiç mi anlamaz bu tipler?

Daha da önemlisi şoför koltuğuna ufacık çocuğu oturtan medeniyetten uzak insanlar kaza olasılığını hiç düşünmezler mi?

Kucağına bebeği oturtup araç kullanan insanlar mobese kameralarda gözükmez mi? Son günlerde sayıları hızla artan bu durumları trafik ekipleri kontrol edemez mi?

Trafiği tehlikeye atan bu durumlar mobese kameralarda kontrol edilip gerekli tedbirler alınmalıdır. Gerekirse trafikten men edilmelidir.

“Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok, nice elbiseler gördüm içinde insan yok!”sözünü Mevlana Celladini Rumi boşuna söylememiş.

Mevlana’nın sözünü günümüze uyarlarsak; “Nice insanlar gördüm altında araba yok, nice arabalar gördüm içinde insan yok!” diyebiliriz.

Trafikte baba parasıyla alınmış arabaları ve zenginliği haz edememiş tipleri trafikte makas atarken görürsünüz. ‘’Bunlar insanların ve kendinin can güvenliği umurlarında değil mi?’’ diye düşünürsünüz.

Aslında bunlar değil insanları düşünmek, hiç düşünmezler. Düşünmeyen yaratıklar da ancak esfeli safilin(aşağılık yaratıklar) olabilirler.

Trafik toplumun aynasıdır. Trafiğin akışına ve sürücülerin birbirleriyle olan ilişkilerine bakarak toplumsal ilişkilerin nasıl olduğuna karar verebiliriz.

Birbirine saygı önce trafikte olmalıdır.

“Önce yaya” kuralı ile araçların yayalara yol vermeleri sağlandı. Ancak bu defa da yaya geçidi olmayan yerlerde yayaların sağına soluna bakmadan sallana sallana geçtiklerini görüyoruz.

Ayrıca yaya geçidi haricinde trafik ışıklarında da yayalara kırmızı ışık yandığında bile geçiş üstünlüğü yayalarınmış gibi yayaların geçtiğini de görüyoruz.

Tek taraflı değil elbette, sürücüler de yaya geçitlerine vardıklarında hızlarını artırdıklarını da görüyoruz. Kısacası karşılıklı saygı yok maalesef.

Akıllı kavşaklar ise tam bir komedi akıllı kavşağa girmeden önce ters üçgen trafik işareti ile kavşağa girmeden kavşaktaki aracın geçmesini bekleyin deniliyor.

Buna rağmen ayrı bir yazılı ve görsel levha konuldu. Levha da akıllı kavşağın içindeki aracın öncelik hakkı var deniliyor.

Ona rağmen akıllı kavşak dışındaki araçlar akıllı kavşak içindeki araçlardan yol istiyor. Hatta yol istemeden, kaza olur mu olmaz mı demeden geçiş üstünlüğü onlarınmış gibi geçiyorlar.

Trafik akışında sürücülerin ve yayaların kurallara uyması söz konusu olmadan toplumsal ilişkilerimiz de düzelmez.