Yaratılış Yasası

Yaratılış Yasası

İnsan dünyaya kendi isteği ile gelmedi. Ahiretede kendi isteği ile gitmeyecek. İnsanın yaratılış amacı hayat sınavı. Bu sınavın gayesi: ahiretteki konumumuzu, mevkiimizi tespit etmek. ‘’Hanginizin daha güzel amel işlediğini tespit etmek için hayatı ve ölümü yarattı.’’ Kur’an-ı Kerim hayatın yaratılış yasasını bizlere bildiriyor. Kur’an-la yaşamak yaratılış yasasına uymaktır. Her an Allah ne der diye hareket etmektir.Allah’a  kulluk bilincinde olmak. ‘’Allah’ın size bahşettiği (bunca) nimetleri ve işittik ve itaat ettik! Dediğiniz zaman Allah’a karşı kendinizi bağladığınız taahhüdü: Allah’a karşıda sorumluluk bilincinde olun: kuşku yok ki Allah kalplerin içini bilir.’’( Maide suresi;7.ayet). Kur’an-sız yaşamak yaratış yasasına karşı çıkmaktır. Şeytanın esiri olmak, Ahiret endişesi taşımamaktır. Günübirlik çıkar ve menfaatinin peşinde gitmektir.Sorumluluk bilincinde olmamaktır. Yaratılış yasasına aykırıdır.

Yaratılış bilincinde olan kötülüklerden sakınmak için adaletten bir an dahi ayrılmayan, bu ayeti özümseyendir.‘’Siz ey iman edenler! Allah için, hakkı ayağa kaldırarak adaletin timsali olun ve birbirlerine olan nefretiniz sizi adaletten saptırmaya sevk etmesin! Adil olun, bu Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! Şüphe yok ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.’’ (Maide suresi; 8.ayet) ‘’Böylelikle Allah (insanı) mutluluk ve güvenlik yurduna çağırmakta. (Sadece öte dünyada değil, bu dünyada da insanın kendisiyle, çevre ve Rabbiyle barışık yaşadığı bir ortamın oluşturması çağrısıdır.) Ve isteyeni/istediğini dost doğru yola yöneltmektir.’’(Yunus suresi;25.ayet) İnsan tercih etmeden Allah dilemez. Yada insan kendisi için neyi isterse, Allah’ta o insan için onu ister. Allah her kesi ebedi saadete çağırıyor. Ne var ki  herkes içerisinden bu çağrıyı kabul edenleri ebedi saadetin kutlu yoluna yönlendiriyor.

  ‘’Kim kalıcı şeref ve itibar arıyorsa ( bunu Allah’tan istesin; çünkü) şeref ve yücelik tamamen ve yalnızca Allah’a aittir. (onu dilediğine verir. Fakat bunu elde etmek için, dost doğru bir imana sahip olmanız ve bu inancınızı güzel davranışlarla ortaya koymanız gerekir. Çünkü ancak iyi niyet, sağlam iman,) güzel söz (ve güzel düşünceler) O’nun katına yükselir. Fakat bunları O’nun katına yükseltecek olan güzel davranışlardır. (Dolayısıyla, ibadetlerle, salih amellerle, güzel davranışlarla desteklenmeyen kup kuru bir iman, sahibine hiçbir yarar sağlamaz. İslam’a ve Müslümanlara karşı) çirkin tuzaklar peşinde koşan (kafir ve münafıkları her iki dünyada) çetin bir azap beklemektedir ve onların bütün tuzakları yok olup gitmeye mahkümdur.(Fatır suresi;10.ayet) Bu kaynakla ilişkisi oranında kişiler şeref ve itibar kazanır. Şeref Allah’a, O’nun Resulüne ve müminlere aittir. Resul ve müminler şereflerini O’na borçludur. İlahi kaynağa nispeti olmayan her tür şeref ve itibar sahtedir.

  İnsanı Allah’ın yolundan ayırmak ve kendisine kul etmek isteyen şeytana karşı bilinçli olmak gerekir. Her iş ve hareketinde şeytandan uzaklaşmanın yolu, özellikle Allah’ın kelamıyla muhatap olmak için İstiaze/euzu besmele ile  Allah’a sığınmak gerekir. ‘’ Kur’an okuyacağın zaman,(ilahi rahmetten) kovulmuş (her türlü) şeytanın (vesvese ve ayartmalarından) Allah’a sığın! ‘’ ‘’Geçek şu ki, şeytanın, iman edip Rablerine güvenen kimseler üzerinde her hangi bir (zorlayıcı gücü,) otoritesi yoktur.’’(Nahl suresi;98-99.ayetler). Ön yargıdan bilinci arındırma, duygu ve düşünceyi vahye hazırlamak ve onları dış etkenlere kapalı, yalnızca vahyin etkisine açık hale getirmektir. Kur’an-ı Kerimin insana yönelik bütün hükümlerini bilinç haline dönüştürür. Bu bilinç insanlığın hal ve istikbaline işaret eden Kur’an-ı Kerimi ilahi murakabe ve müşahede önünde okuma bilincidir.  İstiaze: Kur’an-ı Kerimi okumaya duran insanın kendi bilincini öz elleriyle vahyin sahibine teslim etme, yani huzurla okuma iradesidir. İnsan hayatının yasası her işe başlarken euzu besmele ile başlamaktır.

  Gerçek huzurun yasası Allah’ın zikri ve Allah’ın mesajı Kur’an-ı Kerim ile doyuma ulaşmaktır. ‘’ İşte onlar, iman eden ve kalpleri Allah’ın vahyi ile tatmin olan kimselerdir. Bakınız(akıleden) kalpler yalnızca Allah’ın vahyi ile tatmin olur! ‘’ ‘’İman eden ve Allah’ın razı olduğu eylem ortaya koyan bu kimseler var ya: göz aydınlığı onlarındır. Güzel yurtta onların…’’(Rad suresi;28-29.ayetler.) ‘’Ey insanlık! Allah’a muhtaç olanlar sizlersiniz! Allah’a gelince: O kendi kendine yeten sonsuz zenginlik sahibidir. (Bilakis) her şey O’na hamd ile memurdur.’’(Fatır suresi;15.ayet). ‘’Hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu yüklenecek değildir. Yükü ağır gelen kimse onu taşımak için yardım istese, yakını da olsa (bir başkası) onun yükünün bir kısmını dahi taşıyamaz. Şu bir gerçek ki sen, o idraki aşan bir hakikat olmasına karşın, Rablerine karşı derin ürperti duyanları ve kulluğun hakkını verenleri uyarabilirsin: her kim arınırsa sırf kendisi için arınmış olur. Zira bütün yollar Allah’a çıkar.’’(Fatır suresi;18.ayet.)

  Yaratılış yasasının bilincinde olanların hayatının pusulası ayeti kerime: ‘’ Şüphesiz Allah’ın kelamını tilavet (takip etmek, izlemek, yansıtmak) edenler, namazı istikametle kılanlar, ancak verdiğimiz rızıktan gizli ve açık Allah yolunda harcayanlar asla tüketilmez bir kazanç elde etmeyi arzulayabilirler.’’(Fatır suresi;29.ayet) Dostlar: Yaratılışın ana yasası Fatiha suresidir. Rahman ve Rahim  Allah’ın  adıyla. 1-Bütün övgüler, bütün alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.2-O, özünde rahmet sahibi, işinde rahmet sahibidir. 3-O hesap günün hakimidir. 4-(Rabbimiz!) yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz! 5-Bizi yönelt Dosdoğru yola 6-Nimet verdiklerinin yoluna. 7-gazaba uğrayanların sapıtanların yoluna değil.Amin. İnsanı dönüştürücü gücüyle gerçek bir fatih olan Kur’an-ı Kerim, insanın yüreğinin kapılarını Fatiha anahtarı ile açar. Selam ve dua ile.