Yardım mı, istihdam mı?

Yardım mı, istihdam mı?

Koli koli gıda yardım paketleri,  

Sıcak yemekler,

Binlerce ekmek,

Giyim yardımı dağıtılıyor.

Kamu kurumları,

Dernekler, vakıflar,

İş insanları,

Duyarlı esnaf,

Her sokakta bir hareketlilik. 

Hayırsever bireyler şehrimizde adeta yardım yarışına girmiş durumda.

Müslüman alemi açısından büyük önemi olan Ramazan Ayında yardımlaşma duyguları daha da kabarmış.

Yardımların ardı arkası gelmiyor.

Yoksulluğun ve fukaralığın da ardı arkası gelmiyor.

Fırınların önünde ekmek kuyruğu.

Sanırsınız Batman, fukara ve yoksullar şehri.

Bu kadar muhtaçlık durumu fazla değil mi?

Yardım haberini alan yoksullar izdiham oluşturuyor.

Ben bu kalabalıkları görünce ürküyorum.

Bu kadar yoksulluk da neyin nesi?

Sokakta dilencilik yapanları bu katagoriye koymuyorum bile.

Yoksullarla dayanışma ve mücadele noktasında bir birey olarak elimden gelen çabayı bu güne kadar sarf ettim.

Zor durumda kalana yardım etmek, insani ve ahlaki bir meseledir.

Ben ‘yardım edilmesin’ demiyorum ama yapılan yardımlar yoksulluğu bitirmiyor.

Fukaralık son bulmuyor.

Açlık son bulmuyor.

Yoksulluk ve fukaralık kader değil elbette.

Ama yardımlar tek başına bunun için çözümü de değildir.

Bunun için daha çok istihdam alanları yaratıp, insanları üretime dahil etmek gerekir.

En etkili yardım, iş olanağı sağlamaktır.

İnsanları yeniden üretime dahil etmektir.

Köyden göçü engellemektir.

Anlayacağınız günübirlik sosyal yardımlar ve nafakalar tek başına çözüm değildir.

 İstihdam ve iş olanaklarını arttırmak gerekir.

Açlık ve yoksulluk, ancak bu şekilde azalabilir.