YARDIMLAŞMA RUHU!
- 08-07-2014 21:53
- 24
Dünyada açlık, yoksulları doyuramadığımız için değil, zenginleri doyuramadığımız için var!
Bu zenginleri doyurmak içinde elimizde sadece toprak var!
Zaten topraktan başkası da doyurmaz bu aç gözleri. Doydukça semiren, semirdikçe saldırganlaşan bu zihniyet, maalesef çöpe döktüğünün yarısını yiyen işçisine bile “nankör, yediği önünde, yemediği arkasında” diyebilmektedir.
Bu zihniyette ki insanlar, sadece döküp israf ettiklerini dağıtsa, çevrelerinde aç insan kalmayacak.
Aslında bütün semavi dinlerde sosyal sorumluluk ağı çok yoğun olarak kurulmuştur. Zenginlerin kazandıklarından bir kısmını fakir ve muhtaçlara ulaştırılmasına, dinimizde zekat, sadaka, fitre veya başka isimler veriliyor. Diğer dinlerdeyse farklı isimlerle benzer uygulamalar var.
Bu ağın, çalıştırılması demek, kimsenin gözünün kimsenin cebinde, sofrasında, boğazında, olmaması demektir. Bu aynı zamanda huzuru tesis etmenin en önemli adımlarından biridir. Aç kalmayan bir toplumda huzuru bozucu faaliyetlerde minimize olur.
Her toplumda fakirleri doyurabilecek, bu denge farklılığını ortadan kaldırabilecek zengin var mıdır?
Mutlaka vardır1
Zaten gelir dengesinin iyi ayarlandığı, herkesin birbirine yakın gelir düzeyine sahip olduğu toplumlarda, açlık ve yoksulluk yoktur.
Açlık ve yoksulluk çok büyük zenginlerin olduğu toplumlarda olur. Sermayenin tümü üç beş kişide toplanır, geri kalanların tümü açlığa mahkûm olur.
Bu tabiatta da böyledir. Her bölgeye neredeyse eşit miktarda su iner. Düşen yağmur miktarı hemen hemen aynıdır. Ama düşen bu yağmur, tek seferde düşerse sel olur. Sel olursa, su kayar gider ve orada kuraklık olur. Yani sel yaşanan topraklarda insanlar susuzluktan kırılabilirler.
Bu mübarek Ramazan gününde bizde yüce dinimizin gerektirdiği yardımlaşma ruhunu canlandıralım. Zekat, fitre zaten fakirin hakkı, biz onu vermezsek, Allah u Teala farklı şekilde malımızdan, canımızdan çıkarır onu. Bizim ekstradan da çalışıp, çevremizde yardıma muhtaç insanlara ulaşmamız, yoksulu doyurmamız gerekir.
Mükellef sofralarımıza zengini değil, fakiri konuk etmemiz gerekir. Hiç olmazsa zenginin yanında fakire de yer vermemiz gerekir.