Yeni bir gözle bakmak
- 08-08-2023 01:01
- 30-04-2024 20:18
- 62
Son yıllarda Batman’ın gelişimi yolunda atılan adımlar daha nitelikli hale gelmeye başladı.
Elbette Batman’ın kabuğunu kırıp büyükşehir sınırlarına erişmesi sonucunda kentin ihtiyaç duyduğu projelerin sayısının nicelik ve nitelik yönünden geliştirilmesi bir zaruret haline gelmiştir.
Batman şehir potansiyelinin yıllardan bu yana atıl kalan yanının harekete geçirilmesi tüm kurum ve kuruluşların yanı sıra her hemşerimizin de görevidir.
***
Batman’ın il oluşundan beri baş etmek zorunda olduğu handikaplardan biri de Diyarbakır il sınırının neredeyse kent içinden geçecek kadar yakın olması şüphesiz.
Diyarbakır elbette doğunun en büyük şehri, binlerce yıllık geçmişin ebedî kenti... Diyarbakır Surları dünya kültür mirasının en önde gelenlerinden biridir ve bunun gibi sayısız nice eser… Peygamberler ve Sahabeler şehri Diyarbakır’ın hemen yanı başında il olan Batman coğrafyasının da elbette binlerce yıllık geçmişe dayanan bir tarihi vardır.
***
Ancak idari sınırların 1990 yılında masa başı çizilmesiyle onlarca seneden bu yana süren sorunlar da bir türlü çözüme kavuşturulamıyor; yerine göre yatırım alanlarının genişletilmesinde idari sınırlar bağlamında önemli sıkıntılar meydana geliyor.
Önceki yıllarda Batman kent merkezinin girişinde yer alan Batman Nehri’nin üzerindeki köprü il sınırı idi. Daha sonrasında bu sınır civar köyleri içine alacak kadar geri çekildi ama şimdi o da 5 kilometreden fazla bir şey değil.
Düşünün, neredeyse Batman kent merkezinin neredeyse içinde meydana gelen bir trafik kazasına dahi Diyarbakır ilinin ilgili birimlerinin müdahale etmesi gerekiyordu.
Batman Köprüsü de (sonradan Malabadi) bugün aynı durumda. Burada yer alan tarihi köprüye ulaşım en iyi Batman’dan sağlanıyor. Diyarbakır-Batman Köprüsü arası 98 kilometrelik bir mesafeden oluşuyor. Batman şehir merkezi ile köprü arası ise sadece 30 kilometre.
Dolayısıyla Batman Köprüsü, Batman Nehri ve Batman şehir coğrafyasının tarihsel ve doğal bir parçası olmasına rağmen Diyarbakır sınırları içinde… Mesela Batman Köprüsü açısından da Diyarbakır-Batman sınırı yeniden çizilebilir. Küçük bir kanun değişikliği ile bu bölge de Batman’a bağlanabilir.
***
Bugün önereceğim bir projeyle ilgili bir fikir yürütürken de bu endişeye kapıldım.
Batman Nehri ile Dicle Nehri’ne karıştığı Oymataş (Bediya) köyünün aşağı istikametine bakınca acaba burası da mı Diyarbakır’a bağlı, diye sordum.
Diyarbakır’a bağlı ama Diyarbakır’ın bundan haberinin olmadığı ve tüm ilişkinin Batman’la olduğu başka bir yer mi?
Neyse endişeye mahal yokmuş, burası Batman’a bağlı…
Elbette Batman Nehri’nin bugün Diyarbakır kenti ile olan doğal sınır olduğunu düşününce bu da normal geliyor.
***
Nehirlerin okyanuslara, denizlere, göllere veya başka bir nehre karıştığın yerler, yeryüzünde sınırlı sayıda bulunan doğal güzellikler arasındadır.
Dicle ve Fırat Nehirlerinin Basra Körfezi’nden denize dökülmeden önce birbirine karıştığı Şattü’l-Arab (Ervend Rûd) meşhurdur mesela. Üzerine savaşlar yapılmıştır.
Bugün il sınırlarımız içinde yer alan bu istisnai doğal güzelliğin şüphesiz değerlendirilmesi gerekiyor.
Keza yalnızca coğrafi güzellik değil, Batman Nehri ile Dicle Nehri’nin birbirine karıştığı noktada Romalılar ile Sasaniler arasında Antik Çağ’da büyük savaşlar yaşanmış, Batman Nehri kızıla boyanmıştır. Bu nedenle Roma, Fars ve Arap kaynaklarında Batman Nehri’nden “Kanlı Nehir” olarak bahsedilmesi meşhurdur.
***
Bu istisnai güzelliğin kentimizi ziyaret eden yerli-yabancı turistlerin beğenisine sunulması, çeşitli izleme veya gözlem noktalarının oluşturulması, yakın yerde Dicle ve Batman Nehri manzaralı mesire alanlarının inşası, imkân dahilinde arkeolojik kazılar yapılması, İstiklal Parkı gibi yeni alanların üretilmesi gibi faaliyetlerle Batman’ın atıl duran bir potansiyelinin daha geliştirilmesi adına önemli etkileri olacaktır.
Gerçi Ilısu Barajı nedeniyle Dicle Vadisinde su tutulması sonrasında bu tabii güzellik perdelenmiş de olsa doğal güzellik bütün ihtişamıyla yine yerli yerinde… Bölgede yeni projeler üretmek için henüz geç değil. Hatta o kadar geç oldu ki erken bile sayılır.
Çevreye, insana daima yeni bir gözle bakmak gerekir.