YİNE KADIN CİNAYETİ

Bar işletmecisi Cemal Metin Avcı kıskançlık nedeniyle Pınar Gültekin’i öldürdüğü zannıyla tutuklandığını haberlerde öğrendik.
Yine kadın cinayeti ve cinayet sonrası ideolojik açıklamalar.
İkisini yani hem Cemal Metin Avcı nezdinde tüm cinayet işleyen canileri ve de kadın cinayeti ile İslam arasında bağ kurma gafletine giren cahilleri kınıyorum.
İslam’ın hâkim olduğu veya hukuk sisteminin uygulandığı durumlarda; “KISAS” (Bakara 178 ayet) dediği bir cezalandırma yöntemiyle suçu sabit olanın cezası, mağdur tarafından ya af etme veya aynı cezayı uygulamayı yanı kısası emreder.
İşin ahiret boyutu ise: “Bir Mümin’i kasten öldürenin cezası ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisa 93)
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: “Her hangi bir kişi muahedeli bir zimmiyi (haksız yere) öldürürse cennet kokusu kırk yıllık mesafeden duyulup hissedilir olduğu halde o katil kişi cennet kokusunu koklayamaz.” (Buhari)
“Onlar, Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarmazlar, Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa, ağır bir cezaya çarptırılır.” (Furkan 68 ayet)
Cinayete karşı bu kadar katı hükümleri olan bir dini “Kadın Cinayetleri” ile ilişkilendirip eleştirmek hangi vicdana ve insafa sığar?
Tv. dizi ve filmlerine özenme, Dost hayatı yaşama, sevgili olma, töre, gelenek, kıskançlık… Sebebi ne olursa olsun, şiddete başvuran ve cinayet işleyenleri kınıyorum.
Yüz yıldan fazladır İslam’ın içtima-i hayattan soyutlanması, irtica ile mücadele adı altında dinini doğru öğrenme imkânının olmaması, layık Eğitim’in gereği yeni bir nesil yetiştirildi.
Beğensekte beğenmesekte, sağcısıyla, solcusuyla, hacısıyla, hocasıyla, dindarıyla, dinsiziyle, çobanıyla, doktoruyla, eğitimcisiyle, öğretmeniyle… Toplum bu eğitimin eseridir.
Feministlerin, kadın hakları savunucularının veya bir kısım yazarlar çizerin; her olumsuzluktan, kadına şiddet ve cinayetlerden sonra işi “Müslüman’a” bağlayıp İslam’ı suçlamaları ise hiç doğru değildir.
Avrupa dedikleri medeniyette kadınların ortalama %40 şiddete maruz kaldığı (Mahkemelere yaşayan kısmı),bir kısım kadının cinsel işçi olduğu, yaşı ilerlediğinde veya vücudu bozulduğunda da değersiz bir varlık olarak terk edildiği gerçeğidir.
Bütün olumsuzluklara rağmen İslam coğrafyasındaki kadın cinayetleri son yıllarda artmış olsa bile yine de %03 geçmediğidir.
Biz Atatürk ilkelerine bağlı, laik ve demokratik… Bir ülkede yaşıyoruz.
Yanlışıyla, doğrusuyla, hayrı ve sevabıyla Cumhuriyetin kuruluşundan hedeflenen ve bu doğrultuda inşa edilen toplumun birer bireyleriyiz.
Bir insan ve Müslüman olarak kadına şiddeti ve cinayet kabul etmiyor ve kınıyorum.
Kadınlar; canımız kızlarımızdır, dert ortağımız, sırdaşımız, bacımız, halamız, teyzemizdir. Annesinin nazlı gülüdür, kocasının aşkıdır, evlat için cennet onun ayağı altındadır.
Altın ve ipek erkeğe değil ona yakışır ve helaldir.
O şiddeti değil sevgiyi, Öldürmeyi değil yuvayı ihya etmeyi, kalbini kırmayı değil gönlünü almayı hak eder.
Selam ve dua ile.