ZAMAN GEÇİYOR ÖLÜMLER BİTMİYOR

Ankara patlamasının üzerinden bir hafta geçti. Bir haftamızı geçirerek yasımızı da tamamlamış olduk. Öyle olmuyor mu? Flaş haber bültenlerinde patlama anı gösterilir,  ölü ve yaralı sayıları bildirilir. Birkaç gün yazılır çizilir failin ismi cismi de söylenir.

Sonrası mı? Saldırıları yüksek sesle kınamak, terörist faaliyetleri lanetlemek süreç böyle devam ediyor.

Bir daha başka bir yerde başka bombalı saldırılar olmasın diye bizlerde dua ederiz ancak.

Öyle bir hal aldı ki sokakta yürürken kör bombaya gidebiliriz. Aslında kör kurşundu ama o kadar çok patlamalara tanık olduk ki söylemlerimizi de değiştirir olduk.

Neresi bizim için daha güvenli? Nerede can güvenliği tehdidi olmadan yürüyebiliriz?

Aslında bildiğimiz soruları soruyoruz. Allah’a emanet yaşıyoruz.

Çünkü bombalı saldırılarda şehirler değişse de acılar, dökülen kanlar aynı.  Ölen öldüğüyle kalıyor, patlama anında yaralı kurtulanlar da ölmekten beter oluyor.

Ankara patlamasından hemen sonra bombacının ismi kamuoyunda açıklandı. 

Kim olduğu, nerde doğduğu, nerden geldiği, yaşını hepsini öğrendik.

Bakanlar Kurulu sonrası Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un açıklamalarını okuduk.

Soruşturmanın savcılık tarafından devam etiğini söyledi. Saldırıyı yapanın PYD bölgesinden Türkiye'ye girdiğini, gerçek kimliğin DNA testiyle kesinleşeceğini, ismi başka olsa da bu meselenin gerçeği değiştirmeyeceğini söyledi.

Patlama sonrası Kandil’den Cemil Bayık’ın  Ankara merkezde yapılan eylem, halkımıza karşı yürütülen insanlık dışı vahşi soykırımcı katliamlara karşı misilleme eylemi olabilir” açıklaması bir şekilde üstlenildiğini gösteriyor zaten.

Burada sorgulanacak çok şey var. İstihbarat neden önleyemiyor.

Böyle bir patlamanın akabinde kimin yaptığı nerden girdiği hemen buluna biliniyor ama bu patlama önlenmiyor.  Örgüt üstü kapalı kabul ediyor.

İnsanın aklına bin türlü soru geliyor. Patlama gerçekten misilleme olarak mı yapıldı? Arkasından istenen başka bir şey mi?

Savcılıktan çıkacak sonucu kimse merak etmiyor. A şahıs mı B şahıs mı olduğu halkı ilgilendirmiyor.

Saldırıyı yapan -denildiği gibi- PYD bölgesinden girmiş olsun sonra ne olacak.

Sizin alacağınız siyasi kararlar dışında ne olacak.  Sonrası ne olacak.

Sonrası… Sonrasını herkes nasıl okur nasıl değerlendirirse öyle bitecek.

Kim kiminle dost kim kiminle düşman anlaşılmayacak bir kurgunun içinde gibiyiz.

Kim neye hizmet ediyor bilmiyoruz.

Ama görünen en net şey insanlar ölüyor. Bizler ölümleri de çabuk sindiriyoruz. Çünkü bu ölümler ne yazık ki bizlere çok tanıdık olmuş durumda.

 Bizler de artık hiçbir şekilde bu olaylara tanık olmak istemiyoruz. Böyle patlamaların yaşanmadığı bir yer istemek her halde herkesin en doğal hakkı. Bu ortamı sağlamak da yetkililerin sorumluluğu. Huzur ve güven ortamı dileyerek hoşçakalın...