ZOR BİR COĞRAFYA, ZOR BİR BELEDİYECİLİK
- 27-03-2016 18:37
- 124
Siyasi partilerin vatandaşın nezdinde en belirgin vitrinidir belediyeler. Ya da siyasal hareketlerin yumuşak karnıdır. Ne yapsanız yaramadığınız, ne yapsanız yetemediğiniz çalışma alanlarıdır.
Hatta kendi adıma art niyetli olmamak çabasıyla yazacak bir şey bulamadığımda biraz muzip biraz esprili, kaldırımların düzensizliği, şehrin temizliği, zabıta hizmetleri, köstebek yuvasına dönmüş yollar en banko köşe konularımdan biridir. Ama tabi ki iş öyle göründüğü gibi kolay değil hele ki bizim coğrafyada.
2014 yerel seçimlerinde HDP’den aday olan Sabri Özdemir ve Eş Başkanı Gülistan Akel yüzde 59 oyla Başkan seçilmiş, ardından çözüm süreci rafa kaldırılınca tırmanan gerginlikte gözaltına alınmış ve görevden uzaklaştırılmışlardı.
Görevden uzaklaştırılmış dediğime bakmayın siz, onlar evrak üstünde görevde olamasalar da çalışmalarını sürdürüyor ve gayrı resmi başkanlıklarını devam ettiriyorlar.
Haklı olarak “halkın verdiği görevi ancak halk alır” diyorlar.
Cumartesi Buluşmalarımız’da bir araya geldiğimiz Sabri Özdemir ve Gülistan Akel’i belki ilk kez yakından tanıma fırsatı buldum.
Kahvaltıda buluştuğumuz Başkanlarla temelde belediye hizmetlerini konuşmaya karar vermiş olsak da maalesef ki zemin Kürt coğrafyası, belediye de HDP’li Belediye olunca genel siyasi gündeme bulaşmadan hiçbir şey konuşamıyoruz.
Çözüm süreci, öz yönetim ilanları, hendek savaşları, AK Parti iktidarının uygulamaları vs. esas konumuz olmamakla birlikte her ne konuşursak konuşalım bizi içine çeken bir bataklık gibi konuşmamızın seyrini değiştirmeye çalışsa da buna izin vermedik diyebilirim.
Başkanların genel anlamda sakin, soğukkanlı bir duruş ve tavra sahip olduklarını söylemeliyim.
Bununla beraber maalesef ki yaşanan çatışmaların bizim gibi onları da kuşatan ve motivasyonsuz, moralsiz bırakan yansımalarını doğrudan üzerlerinde taşıyorlar.
Sabri Başkanın “bir günde 3 cenazeye gidiyoruz” dediğini düşündüğünüzde, “belediye neden çalışmıyor başkan, neden hizmet odaklı siyaset yapmıyor?” demek lüksünüz kalmıyor.
Sabri Başkanın özetle ifade ettiği “PKK devleti. Devlet PKK’yı bitiremez, elbette müzakere masasına yeniden oturulacak ama ne yazık ki ölümler arttıkça bu daha da güçleşiyor” ifadeleri yeterince gerçekçi.
Toplu ulaşım sorunlarını konuşalım diyoruz iş gelip gidip yine genel siyasal gündem bataklığına gömülüyor.
Minibüs hatları 5 kooperatif üzerinde çalışıyor ve bu hat sahiplerinin ekseriyeti bir dönem köylerde yaşananlardan ötürü Batman’a göç etmek zorunda kalanlardan oluşuyor.
Hal böyle olunca maalesef minibüsle toplu ulaşım konusunda profesyonel bir hizmet anlayışı geliştirilemiyor.
Belediye, halk otobüslerine 22 otobüs daha katmak istese de maalesef Bakanlık bu otobüslerin alımında kullanılacak kredi onayını vermiyor.
Biz oturduğumuz yerden hizmet odaklı bir Belediyecilik istesek ve beklesek de maalesef yaşanılanlar buna olanak tanımıyor.
Örneğin bölgemizde yaşanan çatışmalı sürecin mağduru yerinden göç ettirilmiş 6 bin 750 kişiye Belediye tarafından gıda ve barınma yardımı verildiğini ve bunun Belediyeye nasıl bir yük bindirdiğini düşünün.
Özellikle Devletin ve Hükümetin savaştığı silahlı bir örgütün siyasal uzantısı olduğu iddia edilen HDP Belediyelerinin el ve ayaklarından bağlandığına ve hizmet üretme olanağı verilmediğine dair somut örneklerden bahsediyor iki Eş Başkan da
“Kadınlar için sığınma evi açmak istiyoruz bakanlık ayak sürüyor”
“Projelerimizi hayata geçiremiyoruz Bakanlık yokuşa sürüyor”
“Kendi paramızla asfalt plenti almaya çalıştık prosedür vs. engelleriyle ancak 8 ayda alabildik”
Ve acısı iki Eş Başkan da şunu itiraf ediyor tüm sıkıntılarla maalesef “ulaşmak istediğimiz yere ulaşamadık”
Muhakkak ki başarılar da yadsınmamalıdır.
88 olan yeşil alan sayısının sadece son ayda 104 sayısına çıkarılması.
Tüpraş’tan 10 bin ton asfaltın en düşük fiyata satın alınması.
Biten ve başlayan ya da başlaması planlanan diğer projeleri de haberimizin içeriğinden okuyacağınız için değinme gereği duymuyorum.