Bu millet, her şeyin en güzeline layıktır.
Devletin görevi de milletin layık olduğu hizmeti sunmaktır.
Lakin hizmet sunarken de alırken de sınırları aşmamak gerekir. Çok değil bundan 8-10 yıl önce koca Batman ilinde 2-3 ambulans vardı. Onlarda oldukça işlevsiz durumdaydı. Bugün şehrin neredeyse her köşesinde bir ambulans servisi var. Hepsi de tam teçhizatlı ve tecrübeli personellerle hazır bekliyorlar.
Aslında bekliyorlar kısmı çok oturmadı. Çünkü ne personel nede ambulans istasyon yüzü görüyor. Günde 5000 civarı çağrı geliyor 112 ambulans servisine. Bunların ancak 150 – 200 tanesi gerçek vaka. Gerçek vaka dediklerimizin çoğu ise bir haftalık baş ağrısı, 3 günlük gaz sancısı, ağız kuruluğu, kirpik iltihabı, tırnak batması…
Birde başka facialar var. Düğüne yetişmek için ambulans çağırıp, hastahanenin acil girişinde inip kravatını düzelterek yoluna devam eden. Durakta beklerken, minibüs erken gelmeyince ambulans çağıran ve daha saçma sapan bir sürü şey…
Tabi 112 personeli bu gereksiz vakalarla uğraşırken belki de o sırada birileri can çekişiyor. Bazı gereksizler 112’yi arayıp dalga geçerken belki kalp krizi geçiren birileri hatta bekliyordur.
Sonuçta 112 personeli de insan ve 24 saat nöbet tutuyor. Bu 24 saat içerisinde mutlaka oturup çay içmesi, soluklanması, moral motivasyonunu toparlanması gerekir. Hiç oturup dinlenmeyen, gereksiz vakalar peşinde koşan bir personelden tam verim ve güler yüz beklemekte saçma olur.
Adamların köy yolu kapanıyor. Hasta var diye ambulans istiyorlar. Adamların köy yolu açılsın diye saatlerce ambulans ve sağlık personeli tehlikeliye atılıyor.
Maaş günü servisi olmayan köyler, ambulans isteyip onunla ilçeye gidiyorlar. Neymiş efendim başımız ağrıyor. Sağlık personeli “hay sizin başınıza” dese kıyamet kopacak!
Kardeşim daha insan ile hayvan arasında ki farkı bile bilmeyenler var. Kedi köpek için ambulans çağırıyorlar. Eyvallah onlarda can onlara da sahip çıkmak gerek o ayrı bir konu ama malumunuz hayvana Tıpçılar değil veterinerler bakıyor. Bu arada belediyenin hayvan ambulansı da mevcut.
Sözün özü, kaliteli hizmet bekliyorsak, kaliteyi kendimiz sağlamalıyız. Günde 50 vakaya çıkan 30 tane hasta olmayan kişiyi taşıyan, 1000 telefon çağrısını cevaplayan kişiden, kimse verim beklemesin. Bu, tüm bunlara rağmen 112 de işler aksıyor anlamı taşımıyor. Tüm bunlara rağmen canla başla çalışıyor beyaz kelebekler.
Ama el insaf!
Bunlar sizin köleleriniz değil.
Bunlar sadece acil vakalara müdahale için varlar ve sizin gereksiz çağrılarınız yüzünde bu acil vakalar bile bekleyebiliyor bazen.
Vicdanlı olalım. Bu ambulanslar bizim paramızla alınıyor. Her ambulans çıktığında 300-500 liralık fatura bizim cebimizden çıkıyor. O derdi stresi çeken personellerde bizim çocuklarımız. Gereksiz vakalarla uğraşılırken, bekleyen acil vakalar da bizim.
Birde bunun kul hakkı boyutu var.
Benim acil vakam dururken, ambulans birinin tırnak batmasına, ağız kuruluğuna, gaz sıkışmasına yada kirpik iltihabına gitmişse, ben hakkımı hayatta o vatandaşa helal etmem. Kıyamette de boğazına yapışırım.
Ama kıyamete kalmadan da devletin bunların yakasına yapışması gerekir.
Acil olmayan vaka için ambulans çağrıldığında, şahsın tüm kimlik bilgileri giriliyor. 112 personeli acil olmayan veya gereksiz hasta diye kodlasın. Getirdiği hastahane de eğer bunu teyit ederse, kişi sebep olduğu kamu zararını misliyle ödesin.
Ödesin ki ibret olsun.
Ödesin ki ambulanslarımız daha temiz, daha hızlı daha verimli olsun.
Ödesin ki 112 personelimiz daha dinç daha verimli daha güler yüzlü olsun…
Herkesin verilen hakkı hakkıyla kullandığı suiistimallerin minimize olduğu yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…