- 09-11-2014 18:04
- 28
Piyasa, 20 bin Tl ile 20 bin dolar arasında değişiyor!
Değişkenlik gösteren fiyatların sebebiyse, kadroların pozisyonu ve atamanın yapılacağı kurum. İyi de böyle bir kadro var mı?
Bazen var bazen yok. Bu işi yapanlar öyle fırıldak ki bazen olmayanı satıyorlar. Öyle bir inandırıyorlar ki insanı, gözler kapanıp eller cebe gidiyor. (Tabii işsizlik de gözleri kör eden başka bir etken.)
Son yıllarda azalan bu tür insanlar, yeniden türemeye başladı. İnsanların zaaflarını kullanıp altınlarını, tarlalarını, geçim edevatını ve itibarlarını sattırıp yiyor...
“Filan kesin işini de yapmışlardı” sözü onlar için senet gibi oluyor. Hâlbuki ortada hiçbir garanti, somut bir söz veya olabilir bir müdahale yok.
Ben de zamanın birinde, mülakat için Ankara’ya çağrılmıştım. Alınacak 3 kadro için ülke genelinden başvuranlar arasından puanı en yüksek 6 kişiyi çağırmışlardı. Ankara’da iken telefonum çaldı. Uzun süredir görüşmediğim bir arkadaşım Ankara’da mısın, diye sorunca şaşırmıştım. Hemen konuya girdi ve birilerinin ona ulaşıp “Şehmuz Temiz’i tanıyorsan hemen ulaş, kadro işini yüzde yüz halledelim” dediklerini söyledi. Ardından bana bir telefon numarası verdi.
Adamlar, o yaştaki gençlerin psikolojisini ve iyi bir pozisyona atanma şansının her zaman gelmediğini iyi biliyorlar. Çağrılan kişilerin atanma şanslarının yüzde elli olduğunu da… Çünkü 6 kişiden 3’ü atanacak. Bu 6 kişiye ulaşıp garanti verildikten sonra, adam başı 20 bin dolar alırsınız (tahmini raiş). 60 bin dolar garanti cepte. Geriye kalan 60 bin de iade edilebilir. Her zaman söylenen “efendim sizin iş olmuştu ama son anda müdahale oldu” sözleri eşliğinde. (bazen paralar iade de edilmez)
On yıldır görüşmediğim arkadaşım üzerinden bana; ulaşacak kadar profesyonel olan bu adamlar, kimdi kaç kişiye ulaştı bilmiyorum. Ama girdiğimiz mülakatta, bir kişi gelmemiş, bir kişi şartları uymadığı için kapıdan çevrilmiş, 3 kişilik kadro için 4 kişi kalmıştık.
Ben bu tarz insanların oyununa gelmeyecek kadar uyanık olsam da bana verilen telefonu arayarak şahısları tespit edip, başkalarının kanına girmesini engelleme fırsatını tepecek kadar da toydum.
İyi de kim bunlar?
Sıradan bir insan, çıkıp da ben kadro satıyorum diyemez!
Bunların mutlaka üst düzey siyasetçi, bürokrat, işadamı olması ya da bunlarla akraba, eş-dost ortak olması gerekir.
Hiç alakası olmadığı halde; kendini birinin yakını gibi gösterenler olsa da başarı yüzdesi çok düşük olan bu tarz insanlar azınlıktadır.
Yani iş dönüp dolaşıp siyasetçi ve bürokratlara geliyor. Bunlar kimler?
Tabii ki iktidar partisi, onun atadığı bürokratlar ve ona yakın iş adamları.
Çünkü böyle bir iş olacaksa iktidar partisinin bir müdahalesi ya da zaafının olması gerekir. Bu işlerin, onlardan habersiz ya da onlara rağmen dönme şansı çok zayıftır. Bürokratlar deseniz, bu işi yapacak kadar etkinlerse onların atadığı ve onlardan olan adamlardır.
Yani her türlü iktidar partisi töhmet altında.
Eğer biri çıkıp “ben kadro satıyorum” diyorsa; ya iktidar partisindendir ya onun atadığı adamlardan biri veya yakınıdır. Ya da parti yöneticilerinden birinin yakınıdır.
Para veren ne kadar safta olsa; bu bağlantılardan birini görüp ikna olmadan vermez parayı.
İkna edildikten sonra ise olmayan kadro için bile para alınıyor. “Biz bakanlıktan özel kadro çıkaracağız” diyorlar. Müteahhit elemanlığı için para alıyorlar. Tayin için para alıyorlar…
Sonuç olarak, ortada kadro satılma söylentileri varsa bundan Ak Parti sorumludur.
Kadro satanları bulup çıkarmadığı için!
Kadro satma diye bir şey yok ise; halkı kandırıp parasını alan bu dolandırıcıları ortaya çıkarmadığı için!
AK Partililer, içlerine ve çevrelerine iyi baksınlar. Para ile vatandaşın işini yapanlar var mı yok mu?
Eğer yoksa ayaklarını sağlam bir şekilde yere vurarak, bunu yapanları tespit edip kamuoyu ile paylaşsınlar.
Kadro satma işi yok ise “siz yanlış duymuşsunuz, böyle bir şey yok” desinler!
İşsiz güçsüz gariban halkın üç beş bileziğinin, tarlasının ineğinin müsebbibi olmasınlar!
Daha aydınlık yarınlar dileğiyle sağlıklı ve mutlu kalın…