- 05-12-2016 20:37
- 38
Petrolspor ligin 15.haftasında zirve yarışı içinde olan Silivrispor ile kendi sahasında golsüz berabere kaldı.
“Beklenen sonuç muydu?” derseniz “Evet” cevabını verebilirim size.
Hatta maç öncesi çevremdeki dostlarımla bu görüşümü paylaşınca fikirler çok ta ayrı olmadı. Bunun için kâhin olmaya gerek yok.
Açıklayınca siz de tamam dersiniz zaten.
Bu beraberliğin hikâyesi çok uzun değil elbette.
Bir kaç nedenle bunun izahı var deyip en önemli nedeni açıklayayım;
Rakibimiz Silivrispor bildiğiniz kapalı kutu bir takım. Her konuda kapalılar. Kaleleri gole kapalı, sistemleri kapalı, hücum hatları kapalı. Grubun en az gol yiyen takımı.
Lider Bodrumspor ile aynı puandalar ama attıkları gol sayısı onlarınkinin neredeyse yarısı kadar.
Yani önceliği puan kaybetmemeye sonra bir açık bulurlarsa gol atıp maçı kazanma yönünde bir sistemleri var.
Az gol yiyip az gol atarak zirveyi zorluyorlar.
Diğer etkene gelecek olursak bunu da daha önceki yazılarımda dile getirmiştim zaten.
Malumunuz takımızdaki hücum oyuncusu sıkıntısı.
Takımdaki en büyük problem son topları olumlu kullanıp bunu gol ile süsleyecek bir golcümüzün olmayışı. Ertunga var ama onun da kapasitesi ortada.
Diğer yandan Serhat var ama o da son iki karşılaşmada savunmanın sağında görev alıyor.
Beraberliğin hikâyesinde son ve etkili neden 16 Mayıs Şehir Stadının kötü zemini.
Yağan yağışlarla yumuşayan ve hali hazırda bozuk olan zemin iyice bozulması.
Patates tarlası klişesini kullanmak istemiyorum ama gerçekten o tarladan bile berbattı.
İki takım oyuncuları çoğu zaman ayakta kalmakta zorlandılar.
Ne top sürülebiliyor ne de çalım atılabiliyordu.
Bundan dolayı maç orta alan mücadelesi şeklinde devam etti uzun süre.
Bu nedenleri maç öncesi kurguladığımda skoru tahmin etmek zor olmadı anlayacağınız.
Peki, Petrolspor nasıldı? diye merak edenler olabilir.
Onu da şöyle açıklayalım. Kadro ve sistem aynıydı. Oynanan futbol da aynıydı.
Sakatlıkları bulunan futbolcuların ve Gökhan Ünver'in kadroda olmadığı, Sezgin’in yedek başladığı, hücumda Ertunga'nın görev aldığı bir Petrolspor vardı sahada.
Oyunu domine etmeye çalışan, kazanmak için mücadele eden ama gol yollarında etkisiz olan bildiğiniz oyun anlayışı vardı.
Savunmada Serhat'ın sağdan ve Atilla'nın soldan bindirmeleri takımı ara sıra hareketlendirse de Silivrispor'un diri savunması karşısında sonuçsuz kaldık.
Asıl pozisyonu forvet olan Serhat'ın hırslı ve mücadeleci futbolunu rakip alanda değerlendirmenin daha doğru olduğunu ve savunmanın sağına başka alternatifler bulması gerektiğini geçen hafta da dile getirdim ama sanırım teknik heyetin bildiği bir şeyler var deyip geçiyorum.
Oyuncu değişikliklerinin geç yapılması bir yana çıkan oyuncular Ramazan Kaya ve Burak Seres'in direk soyunma odasına gitmeleri de kafalarda soru işareti bıraktı.
Umarım takım içinde bir huzursuzluk yoktur.
Dikkatimi çeken son detay ise yedeklerde bulunan yeni ve genç isimler Hakan Aydın ve Mehmet Bayram bu sezon ilk defa ilk 18'de yer aldılar.
Sonuç olarak yenemiyorsan yenilmeyeceksin felsefesini güden iki takımın düşüncesi yerini buldu ve hanelerine 1'er puan ekledir.
Kendi evimizde iki hafta üst üste oynayıp 5 puan bırakmak kötü oldu ama telafisini yapacağımız haftalarda olacak elbette.
Haftaya dişimize göre bir takım olan Yomraspor ile deplasmanda karşılaşacağız.
Deplasman kelimesini seven ve dışarıda topladıkları puanlarla ayakta kalan ekibimiz, buradan mutlak galibiyet ile ayrılırsa sezonun yarı devresinin son maçını kendi sahasında grubun dibindeki T.M.Kırıkkalespor ile yapacak.
Yani plan olarak kalan son iki maçtan 6 puan ile ayrılırsak hem yarı devreye moralli gireceğiz, hem de üst sıralar ile aramızı iyice kapatacağız.
Devre arasında da yapılacak kaliteli transferlerle de ikinci yarıya biz de varız diyebileceğiz. Haydi, inşallah deyip umutla bekleyelim.