- 13-06-2017 20:59
- 15454
Yıllar önce Tibet’te çok ünlü bir bilge hoca varmış. Ölüm döşeğinde iken öğrencilerini toplamış.
Öğrencilerine “Size 84 yılık hayatımda edindiğim bilgi ve tecrübelerimi aktarmak istiyorum” demiş.
Bilge Hoca başlamış anlatmaya;
“Ben 20 yaşındayken tüm dünyayı değiştireceğim dedim ve 20 yaşımdan 40 yaşıma kadar dünyayı değiştirmeye çalıştım ama maalesef başaramadım. 40 yaşına gelince madem dünyayı değiştiremiyorum o zaman bu şehri değiştireyim dedim. 40 yaşımdan 60 yaşıma kadar bu şehri değiştirmeye çalıştım ama maalesef başaramadım. 60 yaşına gelince madem bu şehri değiştiremedim o zaman çevremi değiştireyim dedim. 60 yaşımdan 80 yaşıma kadar çevremi değiştirmeye çalıştım ama maalesef yine başaramadım. 84 yaşından sonra dünyayı değiştirmenin anahtarı kendini değiştirmekten geçer dedim ve kendimi değiştirmeye karar verdim. Çocuklar, eğer siz de dünyayı değiştirmek istiyorsanız önce kendinizi değiştirin” diye nasihatte bulunmuş bilge hocamız.
***
İnsanlar bazen ellerindeki gücün sonsuz olduğunu ve bu güçle her şeyi değiştirebileceklerini düşünüyorlar.
Oysaki asıl önemli olan bütün dünyayı değil insanın önce kendisini değiştirebilmesidir. Çünkü;
Asıl bilgelik başkasını değiştirmek değil kendini geliştirmektir!
Evet, dünyada bize ters gelen pek çok şey olabilir. Ama onları düzeltmeye ayırdığımız çabamızın bir kısmını aslında var olan dünya gerçeklerine uyum sağlamaya ayırabiliriz.
Bu bize başkalarını da anlama başka görüş ve düşüncelerinde olduğu bilgisini verecektir.
O yüzden bilgeliğe giden yolda insanın önce kendini geliştirmesinden geçtiğini unutmayalım.
Günümüz dünyasında insanoğlu dünya gerçeklerine uyum sağlamak yerine kendi gerçeklerine ve menfaatlerine göre davranmayı tercih ediyor.
Herkes bir şeyleri değiştirmek çabasında.
Kendi çevresini, şehrini, ülkesini değiştiremeyen insanlar şimdi başka ülkeleri değiştirmeye çalışıyor.
Son yılların en moda akımı, bir ülkenin başka bir ülkenin hayatını dizayn etme çabasıdır.
Maalesef gücü elinde tutan veya gücü ele geçiren ülkeler son yıllarda başta orta doğu ülkeleri olmak üzere pek çok ülkenin kaderi ile oynama hakkını buluyor kendinde.
Kimileri Suriye, kimileri Mısır, kimileri Libya, kimileri Irak, kimileri Katar’ı değiştirmeye çalışıyor.
Değiştirmeye çalışan ülkelerin durumu da “tencere dibim kara seninki benden kara” atasözü ile tam uyumlu. Sanki kendi ülkeleri çok demokrat, çok özgürlükçü, çok laik, çok eşitlikçi de kendileri başka ülkeleri değiştirmeye çalışıyor.
Önce kendi ülkelerini düzeltsinler sonra başka ülkelere baksınlar.