AÇGÖZLÜLÜK İLE DOYUMSUZLUĞUN SONU KITLIKTIR

AÇGÖZLÜLÜK İLE DOYUMSUZLUĞUN SONU KITLIKTIR

Ukrayna’da insanlar savaşın pençesinde, Rus canavarının bombaları altında can derdinde.

Bizimkiler ‘savaş devam eder de ihracat durursa’ deyip marketlere hücum ediyor.

Cuma Gününden bu yana yine marketlerde kuyruklar oluşmuş.

Özelikle yağ almak için savaşıyor adeta insanlar.

Aşırı rağbet yüzünden Batman’a has yağ fiyatları ikiye katlandı.

Duyarlı dostum Hasan Argünağa, yağ fiyatları ile ilgili şu paylaşımda bulunmuş;

Dün beş litrelik ona Ayçiçek yağı 129 TL iken, bugün aynı yerde aynı yağ 164 TL.

Batman ve Diyarbakır'da Ayçiçek yağı fiyatına iki günde yüzde 100 zam yapıldığı bilgisini alıyorum.

Büyük teneke ona Ayçiçek yağı 650 TL’ye çıkarıldı.

Denetim yapan kurumlar neredesiniz?

Keyfilik almış başını gidiyor.

Ülke genelinde stokçuların ve fırsatçıların üzerine acilen gidilmelidir.

Hasan Argünağa paylaşımında ayrıca stokçu ve fırsatçılara da değinmiş.

Stokçular, fırsatçılar, açgözlüler, doyumsuzlar yüzünden fiyatlar arttıkça artıyor.

Oysa herkes ihtiyacı kadarını satın alsa, israf etmese, toptancı esnaflardan aldığım bilgiye göre sadece Batman sınırları içerisinde bir seneye yetecek kadar yağ var.

Ama açgözlüler ve doyumsuzlar yüzünden şu anda Batman'da raflarda yağ kalmamış durumda.

Batman’da Cuma ve Cumartesi Günü gördüğümüz manzara ve insanlığın içine düştüğü açgözlülük, Afrika'da yaşanan kıtlığı hatırlattı bana.

Bir teneke yağ almak için bunca telaş ve paniği gerektirecek nasıl bir gerekçe var acaba?

Varsa biz neden göremiyoruz.

Hem varsa da acil bir durum, bu marketlere saldırmak yerine insanların birbiri ile gıdaya erişimde ve paylaşımda saygılı olmaları gerekmez mi?

Dünyanın neresinde olursa olsun insanlarla imkan ve olanakları paylaşmak, mazlumun, mağdurun yanında yer almak gerekmez mi?

Bu ne aç gözlülük, bu ne bencillik?

Evinde yağ varken ha markette 3-4 teneke yağ alanların, büyük ölçekte depolarda yağ stoklayan karaborsacılardan bir farkı yoktur.

Biraz insaf, biraz vicdan olmalı insanda.

Stokçuluk ve doyumsuzluk, kıtlığı ve yokluğu getirir.

Korona virüsün ülkemizde görülmeye başlandığı dönemde de benzer manzaralarla karşılaşmıştık.

Yine raflarda başta yağ olmak üzere birçok temel gıda maddesi kalmamıştı.

Ukrayna’daki savaştan sonra da aynı manzara ile karşı karşıyayız şimdi.

Bu gidişat iyi değil.

Bu yokluk hissi,  panik ruh hali hayra alamet değildir.

Kıtlık ve açlık sadece ekonomik istikrarsızlık, kuraklık ve savaşla olmaz açgözlülük, aşırı israf ve doyumsuzlukla olur.

Çocukluğumuzun geçtiği yılları hatırlıyorum.

Bu kadar çok imkan yoktu.

Bu kadar çok bolluk yoktu.

Bu kadar çok konfor yoktu.

Bu kadar çok gıda çeşidi yoktu.

Ama insanlar bu kadar aç gözlü ve fırsatçı değildi.

Paylaşımcıydı, mertti ve toktu.

“Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisi misali, herkes yiyeceğini ve giyeceğini birbiriyle paylaşıyordu.

Şimdi ise tam tersi bir durum söz konusu.

Bir bencillik, bir yalnızlık bir acayip ruh halinde insanlar.

İçinde bulunduğumuz ruh halinin sonu bize iyi bir gelecek vaat etmiyor.

Benden uyarması.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ