- 24-11-2020 14:09
- 28
Sebepler ve nedenler farklı olsa da, ülkeler bazen sıkıntılı dönemler yaşayabilir, ekonomik tedbirler, kemer sıkma veya acı reçeteler uygulayabilirler.
Komünist bir ülkede; mülkiyet hakki olmadığından, kişisel gelirler de yoktur.
Her şey devlet içindir.
Ekonomik krizler devleti ilgilendirir. Vatandaşın hayat standartları olumsuz yönde etkilenir.
Sosyalist ülkeler; temel ihtiyaçlar için azda olsa mülkiyet hakki vardır.
Ekonomik krizlerde en fazla etkiyi halk görür.
Kapitalist ülkelerde; devletin gelirleri zenginler tarafından bölüşülür.
Borçlar ve krizler halka ödetilir.
Peki, İslâmiyet bu konuda ne diyor?
Zekat, sadaka, komşu, akraba...
Allah rızası, sadaka-i cariye... ve benzeri ad altından mükafatı ahirette olma koşuluyla Zenginden alınıp fakire vermekle, ekonomik krizin yükü zenginlere pay edilir.
Bakara 254 ayet:
Ey iman edenler! Hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı kıyamet günü gelmeden önce size rızk olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın.
İnkâr edenler ise zalimlerin ta kendileridir. (Diy. Meal)
Merada otlayan keçileri ile ilgilenen Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selleme adamın biri gelir ve bir kaç keçi ister.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (sas) tüm keçileri verir.
Sürüyü alıp kabilesine giden adam:
- Hepiniz Müslüman olunuz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem o kadar cömert ki, fakirlikten hiç korkmuyor.
Hz. Ömer (ra) "Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem bizlere sadaka vermemizi emir etti. O sıralar oldukça zengindim.
Ebu Bekiri geçeceğimi düşündüm ve malımın yarısını getirdim.
Hz Peygamber(as) "Aile efradına bir şey bıraktın mı?"
Ben "Yarısını bıraktım dedim."
Hz. Ebu Bekir'de malını getirmişti. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem "Aile efradına ne bıraktın?"
O da "Allah'ı ve Onun Resulünü bıraktım." (Ebu Davud) Malının tamamını getirmişti.
Hz Osman(ra) cömertliği dillere destan.
Kıtlık döneminde Medine’ye getirdiği büyük bir kervanı halka dağıtmış ekonomik krizi önlemişti.
Hz. Hatice annemiz Mekke'nin sayılı zenginlerinden idi.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemle evlendikten sonra tüm mal varlığını ihtiyaç sahilberine vermişti.
Ülkemiz; halkı Müslüman olsa da İslâm’i bir devleti değildir.
Lâik demokratik Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı... bir devlet.
Ekonomik olarak da kapitalist bir ülkeyiz.
Onun için, ekonomik krizlerde acı reçeteler zenginlere fatura edilmez.
Ebu Hureyre (ra) rivayetle Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem:
"Ben sizin için fakirlikten değil, mal çoğaltma yarışından korkuyorum. Ben sizin hata yapmanızdan değil, kötülüğü kasten yapmanızdan korkuyorum. (cemiüssağir)
Selam ve dua ile.