- 01-11-2020 15:47
- 46
Dünya’nın en ahlaksız fiillerinden biri, acıları, kişilerin milliyetine göre değerlendirmektir.
Bu düşünce, insana tuhaf, beklide uzak geliyor.
Ama değil!
Van depreminde koca koca insanlar, Kürtler bunu hak etti mealinde yorumlar yapmıştı.
Elazığ depreminde birçok kişi Google’de Elazığ Kürt mü Türk mü diye aramalar yapmıştı!
Bu aramaları yapanları Google’de aratmaya gerek yok, ben direk söyleyeyim, insanlıktan nasibini almamış mahlukat, doğum artığı...
Önceki gün İzmir’de deprem olunca, yine sahneye çıktı aynı zevat.
İğrençlikte sınır tanımadılar.
Halbuki savaşta bile düşmanın başına doğal afet ya da hastalık gibi bir durum geldiğinde, karşı taraf buna sevinmez, gerekirse yardım eli uzatır.
Burada düşmanlık yok, kavga yok, hatta tanışıklık yok ama neymiş onlar şu milliyetten şu cibilliyetten şu fikirden…
Yazarken bile iğreniyorum.
Biz ne ara bu kadar insanlıktan uzaklaştık?
Gözümüzü nasıl bu kadar kör ettiler?
Eğitimcilerimiz nasıl bizim bu kadar uçuruma yaklaşmamıza izin verdiler?
Belki de işin başı eğitim. Eğitim işi eksik ve sakat olunca, ahlak işi de eksik ve sakat oluyor.
Milliyetçilik işi ise Coronadan çok daha tehlikeli!
Veda hutbesini ilk okuduğumda Peygamberimiz (SAV)’in milliyetçilik/asabiyet’e niye bu kadar hassasiyet gösterdiğini anlamamıştım. İnsanları tanıdıkça, tarih okudukça, yaşanmışlıklarım arttıkça, anladım.
İnsanları milliyetine göre değerlendirenler, değil Müslüman, insan bile olamazlar!
Ölen birine, elini uzatmadan önce sen nerelisin demek, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar çukur bir fiildir.
Dün burada, bugün orada, yarın başka yerde.
Birilerinin ahlaksızlığına misillime yapmakta ahlaksızlıktır.
Yani anlayacağınız, İnsanlık yine enkaz altında kaldı!
İnsanlar her türlü çıkarılır o enkazın altından ama insanlık!
Nasıl kurtaracağız ayağa düşen, çukurlaşan, iğrençleşen bu insanlığı!
Oturup uzun uzun düşünmemiz gerekir. Ölü ve yaralılardan, çürük yapı ve kesik kolanlardan önce bunu düşünmemiz gerekir.
Çünkü bu zihniyet, depremden ve çürük yapıdan çok daha tehlikeli!