- 25-07-2024 17:18
- 2204
Türkiye'de ekonomi ile ilgili sıkıntılar hep vardı olmadığı zamanlar bile sıkıntılı zamanlardı.
İnsanlar bu ülkede hep ikiye ayrılıyordu, çok kazananlar az kazananlar...
Bütün zamanlarda tartıştığımız tek bir konu vardı ya bu insanlar nasıl bu kadar çok kazanıyorlar, kazanıyorlarsa helal dairede mi kazanıyorlar.
Çünkü ortada olağanüstü bir kazanç vardı.
Günümüzde bu olağanüstü kazançlar devam ediyor.
Parası olan parasını onla, yüzle çarpıyor.
Parası olmayan gibi buluyor dibe daha çok yaklaşıyor ve dibi görüyor.
Bu ülkede yıllardır adil olmayan bir dağılım var.
Hatta Necmettin Erbakan belki de bu adil olmayan dağılımdan ötürü Adil düzen gelecek diye çok güzel bir laf etti.
Sahi bu ülkede bir gün adil düzen gelir mi?
Peki mümkün mü.
Siz inanıyor musunuz, ben inanıyor muyum?
Hayır.
Bu ülkede hiçbir zaman adil düzen gelmeyecek.
Kazana çok kazanacak kaybeden dibi bulmaya devam edecek.
Çünkü kafalar değişmiyor çünkü kim gelirse ötekinden daha kötü.
Ne olacak böyle hep daha kötüsü mü gelecek, hep zenginleri düşünen zenginin parasını çarpanlara çarpa çarpa büyüten insanlar mı gelecek?
Maalesef öyle, bu ülkede adil düzen diye bir düzen yok.
Yaşadığımız Metafor bunu yüzümüze vuruyor.
Ekonomi ekonomik krizin etkilerini dibine kadar yaşayan askeri ücretlidir, emeklidir, yoksuldur yetimdir.
Zenginin ekonomik kriz umurunda değil.
Hatta ekonomik kriz zengini daha da zengin yapıyor.
Bugün bankaların verdiği yüksek Faizler zenginin cebine gidiyor.
Fakir'i de daha da yoksullaştırıyor.
Tam da bu yüzden çok kafa yormayın ve bu düzelecek diye beklemeyin.
Yaşamınıza bakın adil düzende beklemeyin öyle bir düzen hiçbir zaman gelmeyecek.
Veysel 4 ay önce
Pek çok ayeti kerimede "Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin" buyrulmuştur. Dünyada Allah'ın rahmeti denilecek işlerin en başında gelenlerden biri de "Adil Düzen"; yani doğruların esas alındığı, yanlışlardan kaçınıldığı; ilmi, insani ve İslami bir düzen gelmektedir. Bu düzen sadece ekonomik temeli olan bir düzen öngörmemektedir. Maalesef insanlar bugün en büyük yarayı ekonomiden almaları nedeniyle, ihtiyaçlar hiyerarşisinin en alt basamağından bir üste bir türlü çıkamamaktalar.
Oysa Rahmetli Erbakan Hocamız; insanların karnının, kalbinin ve kafasının doyması gerektiğini hep ifade ederdi. İşte bu üç "K" formülününün cevabı Adil Düzen'de olmaktadır. En başta da dediğim üzere buna ihtiyacımız var, bu ihtiyacın karşılanmasına layık olmasak da Cenab-ı Hakkın bir rahmeti olarak beklememizde hem ilmen hem de dinen fayda var.
Saygılarımla.