- 18-08-2022 09:20
- 5444
Bundan tam 21 yıl önce kapatılan Fazilet Partisi’nden ayrılan Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Abdullah Gül gibi isimler AK Parti’yi kurdu.
AK Parti’nin kurucuları arasında sadece Fazilet Partisi’nden ayrılanlar değil, liberel, demokrat, solcu ve bu güne kadar siyasete yer almamış Müslüman aydınlar vardı.
Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 2000 yılında kurulan AK Parti, Kasım 2001 seçimlerinde tek başına iktidar oldu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, başkanlığı döneminde girdiği tüm seçimleri kazanarak TBMM’de çoğunluğu elinde bulundurarak 2 cumhurbaşkanılığı ve 4 başbakanlık koltuğunu elde etti.
Önce 17 yıl başbakanlık yapan Recep Tayyip Erdoğan, 2018’de Cumhurbaşkanı seçildi.
Bu tarihten sonra başkanlık sistemine geçişinde Erdoğan, bir yerde Türkiye’nin ilk başkanı da oldu.
Demokratik açılımlar, eşitlik, adalet ve özgürlük temeli üzerine kurulan Ak Parti, 2010 yılına kadar bir çok değişime imza attı.
Demokrasi ile birlikte huzur arttı, ekonomik ve refah yükseldi.
AK Parti halen bu dönemde elde ettiği güven ve rüzgârla Türkiye’nin 1. partisi oluyor.
AK Parti’nin kuruluşundaki sloganların başında ‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ sözü vardı.
Nitekim öyle de oldu.
AK Parti’nin 20 yıllık dönemi 3 ayrı dilimde değerlendirildiğinde de hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı gerçeği ile yüzleştik.
Parlamentoda tek başına iktidarda olan AK Parti 20 yıllık süreçte tek başına istediği kararı aldı mecliste.
İktidarın özelikle ilk 5 yılında demokratikleşme ve Kürt sorununun çözüm için radikal adımlar atan AK Parti, hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını ispatlamış oldu.
AK Parti İktidar özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ise güvenlikçi politikaları ile hiçbir şeyin eskisi olmayacağı durumuna düştü.
Anlayacağınız 20 yıllık iktidarda birçok dönüm noktası yaşandı.
Suriye’deki iç savaş, Rusya ile ilişkiler, AB ile yakınlaşma ve uzaklaşma, açılım sürecinin başlatılması ve sonlandırılması, MHP ile kurulan Cumhur İttifakı, FETO ile mücadele, aralarında kurucu üyelerin de olduğu bazı siyasilerin AK Parti’den kopuşu gibi birçok gelişme bu dönüm noktalarından birileriydi.
AK Parti’de yaşanan değişimler ve ılımlı demokrat liberal isimler yerine milliyetçi ve ulusalcı isimlerin yer alması üzerine AK Parti 2015 yılından başlayarak AK Parti oy kaybetmeye başladı.
Hem genel seçimlerde hem yerel seçimlerde görülen oy kaybı, anket sonuçlara bakıldığında da halen devam etmektedir.
Bu yüzden AK Parti’nin kemik tabanı dahil her geçmişte kendilerine oy veren kişiler kuruluş dönemindeki ılımlı politikalarını, adaleti, eşitliği, değerleri esas alan bir parti olmasını istiyor ve diliyor.
AK Parti, 2023 Haziran seçimlerinde de galip gelmek istiyorsa öz be öz 2001 yılındaki AK Parti ayarlarına dönmesi hayırına olacaktır.
Önümüzdeki seçimlerde yenilikçi, adil, demokrat, insan haklarından yana, ötekileştirmeyen, değerlere samimi bir şekilde sahip çıkan hangi parti olursa olsun önümüzdeki seçimlerde en çok tercih edilen parti olur.
Gerekse olumlu ve gerekse olumsuz açıdan da bakıldığında AK Parti içerisinde hiçbir şey eskisi gibi değil.
Seçimlere bir seneden az bir sürenin kaldığı bir dönemde ılımlı politikalar için gözler iktidar partisine çevrilmiş.
Cumhurbaşkanlığına yeniden aday olacağını açıklayan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, şayet tekrar seçimleri kazanmak istiyorsa kendisine sadakatle bağlı başta tabanına ve bu güne kadar destekçisi olan ılımlı demokrat kesimlere kulak vermesi gerekir.
Seçim ittifakı yerine adalet, eşitlik, demokrasi değerlere başlı Türkiye’nin geleceği için kaygısı olanların desteğini alabilecek adımlar atması gerekir.
AK Parti’nin gelecek seçimdeki kaderi, ekonomi, insan hakları ve demokratikleşme alanında atacağı adımlara bağlıdır.