- 10-01-2019 18:22
- 22560
Yerel seçim yaklaştıkça, vatandaşın heyecan katsayısı artıyor.
Vatandaş kendi derdinde, bunu siyasiler düşünsün diyebilirsiniz.
Lakin o iş öyle değil!
Seçim yerel ama olay hiç yerel değil.
Herkes yerel seçim üzerinden birbirilerine ayar vermeye çalışıyor.
Kimisi ulusaldan ayar veriyor, kimisi uluslararası, kimisi kirişi kırıp, galaksiler arası ayar vermeye çalışıyor…
Bu çalışmalar da her zaman demokratik, legal veya ahlaki olmayabiliyor!
Bunun örneklerini çok gördük.
Bu seçimde yine görmeyi temenni etmesek de, bekliyoruz!
Çünkü seçime yüklenen mana çok ağır ve bu ağır yükü yerel ve ulusal aktörler kaldırmayacak düzeyde.
Bunun için de dışarıdan müdahale kesinlikle olacaktır.
Para ile olacaktır, açık veya kapalı ittifaklarla olacaktır, legal veya illegal müdahalelerle olacaktır, istihbarat oyunları, terör olayları veya medya operasyonlarıyla olacaktır…
Herkes her kozunu sonuna kadar oynayacaktır.
Çünkü iktidarın, oy oranlarında küçük bir düşüş, büyük şehir belediye başkanlıklarında bir düşüş veya toplam belediye sayılarında bir düşüş, birileri tarafından zafer olarak kutlanacak. Sonrasında da halk bu iktidarı istemiyor diye de pazarlanacak.
Kimse birinci parti olmasına, attığı farka veya rakiplerinin her zamanki gibi yenilmesine bakmayacak.
İstenmeyen iktidar, kötü yönetim, bitik ülke imajı oluşturulacak, içerideki aktörler de her türlü desteği verecek...
Bunun içinde bu seçimde tek 1 oy bile çok önemli.
Tek bir belde belediyesi ve meclis üyesi bile önemli.
Bunun için de herkes çok ince hesaplar yapıyor.
Etnik gruplar, dini topluluklar, STK’lar, cemaatler, tarikatlar…
Laikliğin garantörü olan CHP’nin Genel Başkanı bile 2 oy için neredeyse cemaat lideri gibi vaaz verecek!
Herkes her türlü ince manevrayı ustalıkla yapıyor.
İş bölgeye gelince de akla Hüda Par geliyor.
Hüda Par’ın yerelde özellikle Batman ve Diyarbakır gibi illerde ve ilçelerinde sonucu etkileyebilecek bir oy oranı var.
Makası kapatma veya kazanma gibi bir amaç güden AK Parti için Batman’da 15 Diyarbakır’da 25 bin oy azımsanacak bir oy değildir.
Başkanlığın AK Parti ve HDP arasında gidip geldiği, Mardin, Siirt, Muş, Ağrı, Van gibi illerde ise 3–5 bin oy, azımsanmayacak bir rakamdır.
Aynı zamanda bölgede Hüda Par’ın desteği, ciddi bir psikolojik üstünlüktür.
İlçe ve beldelere indiğimizde ise bazen 10–20 oyun bile koltuğu değiştirebildiğini görürüz.
Son seçimde, Hüda Par’ın bağımsız aday çıkarması ile birkaç ilde vekil kaybettiklerini söyleyen AK Partililerdir.
Niye böyle diyorlar ki?
Sonuçta onlar da bir siyasi parti ve onlar da kendilerince bir siyaset yürütüyorlar, diyebiliriz.
Ama AK Parti’lilerin de bilinçaltında şöyle bir beklenti var.
Her sıkıştığımızda bu parti bize bir şekilde destek oluyordu. Bu kez niye olmadı? Acaba bu kez de olacak mı?
Aslında bunu biz de çok merak ediyoruz.
Çünkü Hüda Par seçime girecek partiler arasında yer alıyor.
Şuana kadar da resmi bir açıklama yapmadılar. Gayri resmi olarak konuştuğumuzda da sır vermiyorlar.
Cuma günü Diyarbakır’da bir toplantı yapıp, bunun sonucunu Cumartesi günü kamuoyu ile paylaşacaklarını söylüyorlar.
İttifak veya görüşme iddialarını ise hem AK Partililer hem de Hüda Par’lılar inkar ediyorlar.
Her iki tarafta yapacakları yanlış hamlenin rakiplerini güçlendireceğini biliyorlar.
Bunu da son seçimde gördüler.
Rakiplerinin ideolojik olarak çok zıt unsurlarla bile ittifak kurduklarını, kendilerinin ise aralarında bu kadar zıtlıklar yaşamadıklarını da biliyorlar.
Ama ortada çözümlenemeyen bazı problemler de olduğunu biliyoruz.
Birbirine yakın da olsa tabanların bazı konularda birbirine kırgın olduğunu biliyoruz. Birilerinin bu kırgınlıkların üzerine benzin döktüğünü de biliyoruz.
Hatta seçim yaklaştıkça birilerinin bu kırgınlıkları daha da köpürteceğini de biliyoruz.
Bunun içinde her iki tarafa da itidal çağrısı yapıyoruz.
Zıtlaşma kutuplaşma getirir. Şu süreçte kutuplaşma, istediğimiz en son şeydir!
Ortak paydalar varsa, ortaklık konuşulur. Rakiplere baktığımızda ortak paydalar görünmemesine rağmen ortaklaşıyorlar.
Eğer siz gerecekten de hak ve halk diyorsanız, kişisel hesap ve kaprisleri bir yana bırakmanız gerekir.
Fitnecilerin ateşine üfürmemeniz gerekir.
Her iki tarafın da haklı ve haksız ithamları olabilir ama hiçbir zaman hiç kimsenin % 100 haklı veya haksız olmayacağı da unutulmamalıdır.
Günlük hesaplar için asırlık yanlışlara sebep olmayın.
Konuşun, dinleyin, tartışın, yanlışları görün çözün…
Paylaşamadığınız bir şey olursa onu da kamuoyu ile paylaşın.
Paylaşmak güzeldir, aydınlatır…
Daha aydınlık yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…