Ak Parti İl Başkanı, DEM Parti Eş Başkan arama usulleri…

Ak Parti İl Başkanı, DEM Parti Eş Başkan arama usulleri…

Batman’da yaklaşık 2 ay önce yapılan yerel seçimin yankıları devam ediyor.

Hükümeti elinde bulunduran iktidar partisi Ak Parti’nin il başkanı istifa etti. Yerine yeni isim aranırken,  Batman’da belediyeyi elinde bulunduran DEM partide ise seçim öncesi baş gösteren eş başkanlık krizi halen devam ediyor.

Hem Ak Parti hem DEM partide yaşanan gelişmeleri değerlendireceğim bu yazı, her iki partinin siyasi yetki ve etkililerini memnun etmeyecek hatta kızdıracaktır.

Buna rağmen partililerin ya da vatandaşın ya farkında olmadığı ya da göremediği gerçeklere burada değineceğim.

İki partide olup bitenlere bakılırsa, ya ben demokrasiden zerre kadar anlamıyorum ya da siyasi partilerin iç işleyişinde demokrasi tam olarak işletilmiyor.

Nasıl mı?

Önce Ak Parti Batman İl Başkanlığına yeni bir isimin arayışından başlayalım.

AK Parti özelikle Batman merkez ve bazı ilçelerde son seçimde istediği oyu alamayınca, seçimden sonra  bunun faturasını birilerine çıkacaktı. Ak Parti camiasında seçimden hemen sonra  böyle bir beklenti oluşmuştu.

Faturanın kime çıkacağı merakla beklenirken, İl Başkanı Akif Gür’ün istifa haberi geldi.

İktidar partisi il başkanı iken ve  partisi 4 yıl daha iktidarda kalacak iken Akif Gür istifa ettiğini açıkladı. 

Eski İl Başkanı Gür, istifa gerekçesinde “27 Aralık 2018’den beri büyük bir onur ve şerefle yürüttüğüm Batman İl Başkanlığı görevimden Cumhurbaşkanımızın ve Genel Merkezimizin elini rahatlatmak amacıyla görevden af talebim, yapılan istişare ve değerlendirmeler sonucunda kabul edilmiştir” sözlerine yer verdi.

Bu açıklamayı okuyan herkes Akif Gür’ün istifa etmediğini, aksine istifa ettirildiğini net ve açık bir şekilde anlamıştır.

Seçimde elde edilen başarısızlığın faturası Ak Parti İl Başkanı  ve yönetimine kesilmiştir.

Bu beklenen bir durumdu…

İşin ilginci ise parti genel merkezinin, delegelerin oyu ile seçilen bir il teşkilatını istediği anda istifa ettirebilmesidir. 

Üstelik yeni il başkanı da genel kurulda yapılacak bir seçimle belirlenmiyor. Teamül yoklamalarından sonra il başkanlığı için başvuran veya başvurmayan kişiler arasında bir mülakat yapılarak belirlenebiliyor.

İşte bu yöntem benim demokrasi anlayışıma ters geliyor.

Benim anladığım, demokraside seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğidir.

Akif Gür ve ekibi, parti içi bir seçim ile görevdeydi.

Parti içi bir seçimle gidip gitmeyeceklerine karar verilmeliydi. Yeni seçilecek olan il başkanı ve yönetimini de Ak Parti delegelerinin oyları ile belirlemeliydi.

Madem seçimin faturası il teşkilatına çıkıyor, nasıl oluyor da aynı il teşkilatında ve merkez ilçede görev yapan yöneticiler başkanlık için  aday olabiliyor?

Diyelim ki genel merkez tarafından il başkanlığına mevcut ilçe teşkilatından bir atama yapıldı, demokrasiden anlayanlar demeyecek mi ‘bu ne yaman çelişkidir?’

Sen il başkanını görevden al, yerine eski yönetiminden birini il başkanı yap, bu bile bir çelişki…

DEM partinin eş başkan krizine gelecek olursak;

DEM parti tüzüğüne göre il ve ilçe parti başkanlıkları ve belediye başkanlıkları, bir kadın ve bir erkek olmak üzere eş başkanlık sistemi ile yönetiliyor.

Batman Belediye Başkanlığı için daha seçim öncesi adaylık sürecinde başlayan erkek  eş başkan krizi, seçimden sonra da devam ediyor.

Burada da benim demokrasi anlayışıma göre doğru bulmadığım bazı gelişmeler yaşanıyor.

Seçim öncesi yapılan ön seçimde kadın eş başkan Gülistan Sönük, erkek aday ise Mehdi Öztüzün’dü. Mehdi Öztüzün adaylar belirlenip seçime birkaç gün kala eş başkanlık adaylığından ihraç edildi.

Delegelerin oyu ile seçilmiş olan Mehdi Öztüzün eşbaşkan olarak kamuoyuna tanıtılmışken ve fotoğrafları billboardlara asılmışken, adaylığı iptal edildi.

Sonra ne oldu;

Belediye başkanlığı seçimi yapıldı ve DEM parti Batman Belediyesini kazandı.

Parti tarafından mevcut erkek belediye meclis üyeleri arasından biri, eş başkan olarak atanacaktı.

Kent uzlaşısı denen Batman Kurumlar Koordinasyonu tarafından seçim yapılarak bir aday belirlendi. 

DEM Parti Belediye Meclis Üyesi Ferah Solmaz eş başkan olarak kamuoyuna açıklandı.

Açıklandığı günden belediyede görünmediğine dair haberler basına yansıdı.

Bir çok gazetede ‘Eş başkan Solmaz nerede’ diye eş başkanlık krizi haberleri yapıldı.

Ancak erkek eş başkandan halen haber yok.

Kulislerde konuşulanlara göre, seçilen ikinci eş başkan da veto edilmiş. 

Peki sormazlar mı, iki erkek eş başkanlar madem DEM partinin siyasi ilkeleri ile uyuşmayan hal, hareket, söylem veya geçmişlere sahipse, neden aday adaylık dosyaları iyi araştırılmadan kabul edildi?

Madem başvuru dosyaları kabul edildi, ön seçim ve yerel seçimle ç halkın iradesi ile seçilmelerine rağmen neden eş başkanlık görevinde değiller?

Bu mudur şimdi parti içi demokrasi?

Buysa ben demokrasiden hiçbir şey anlamış değilim.

Ak Parti il başkanına genel merkez istifa et diyecek, il başkanı çıkıp ‘affımı istedim, kabul edildi’ diyecek…

DEM partide insanların birbirini itibarsızlaştırması sonucu eş başkana ‘sen bu saatten sonra eş başkan değilsin’ denilecek her iki eş başkan da madem öyle diyorsunuz ‘ben de evime gidiyorum’ diyecek…

Bana çok tuhaf geliyor bütün bunlar.

AK Parti’de seçimde elde edilen sonuçlarda elbette tüm il ve ilçe teşkilatlarının eksiklikleri vardır.

Ama bir değişim gerekiyorsa bu şeffaf ve demokratik bir seçimle olması gerekmiyor muydu?

Dem Partide seçimle belirlenen eş başkanlara ‘hataları var, onları görevden aldık’ demek ne kadar doğru?

AK Parti İl Başkanlığı için başvuran isimlere ve başvurmamış ismi geçenlere bakıyorum.

İstifa ettim diyen il başkanından farklı bir özelliklerini göremiyorum.

DEM partide de eksikliği veya yanlışı olmayan aday adayı veya meclis üyesi göremiyorum.

Hiç kimse ‘ben kusursuzum, günahsızım, temizim’ dememeli ve başkasını itibarsızlaştırmaya kalkışmamalı.

Eksiklikler ve yetmezlikler noktasında kimse mükemmel değildir.

İnsanların geçmişleri, ufak tefek eksiklikleri, özel yaşamları, bireysel ilişkileri ile ilgilenmek yerine; kişilerin ilkeleri, dürüstlüğü, bilgi ve birikimi ile ilgilenip insan kaybetmek yerine kazanmaya çalışmak daha iyi olmaz mı?

Her şeyden önce, seçimle gelenin, hatası ne olursa olsun seçimle gitmesi gerekmiyor mu?

En önemlisi de demokrasiyi kendi içinizde içselleştirmiyorsanız, bunu başkasından isteme hakkınız var mıdır?

Sonuç olarak;

kimin il başkanı, kimin eş başkan olduğunu isimler üzerinden değerlendirmek yerine, demokratik ve şeffaf bir işleyiş var mı yok mu, il başkanı ve eş başkanın belirlenmesi ya da görevden alınması için uygulanan yöntem doğru mu yalnış mı?

Herkesin daha çok bunun üzerinde düşünmesi ve  durması gerekmiyor mu?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
Aziz Yıldırım
Aziz Yıldırım 6 ay önce
Sayın kavuş siyasette ilke veya vicdan yoktur,tüm ilkeler rant ve beslenme üzerine kuruludur.Dem parti olur Ak parti olur farketmez; Yöntem (Parti içi bir güce dayanarak Bir ögrenci gibi aldiği ödevi yerine getirmektir,Kimse sizden siyasi çözüm Beklemez ! Verilen ödev ne kadar iyi yapılırsa karne ona göre değerlendirilir.Partilerde ya Rant Gruplarından birine tutunacaksin,yada yol alacaksın..