- 10-06-2015 19:54
- 150
Şimdi ne olacak? Seçim bitti, HDP barajı aşarak 80 milletvekili ile meclise girdi.
Daha da ilginci Türkiye’de bir bölge partisi, Kürt partisi yada marjinal olarak görülen bir parti olarak HDP, MHP ile aynı sayıda milletvekiliyle mecliste yer alacak.
Türkiye’nin milliyetçi üst kimliğinin en yüksek orandaki siyasal temsili olarak tanımlanabilecek bir partiye eş değer sayıda milletvekiliyle mecliste yer alan HDP bu seçimin kazananı kabul ediliyor.
Sosyolojik olarak her ne kadar gayet olağan okunsa da bu sonuç, bu seçimin tanımları ve ezberleri bozduğunu düşünüyorum. Neden derseniz, HDP her ne kadar, Erdoğan karşıtı tüm muhalefetin en olmadık seçmenin oylarıyla da olsa, barajı aşması, MHP’nin oylarını artırmış fakat milletvekili sayısını HDP milletvekili sayısının üstüne çıkaramamıştır.
Bu durumun özeti ya HDP marjinal kabuğunu kırıp Kürt etnik kimliğinin partisi olmaktan sıyrılıp Türkiye partisine dönmüştür ya da MHP ve milliyetçiliği marjinal kabuğa sıkışıp kalmıştır.
HDP’nin ve özelde Selahattin Demirtaş’ın seçim başarısı üç önemli unsurdan besleniyor.
İlki; her ne kadar barajı aşamasak tehdidi ara ara dillendirilse de HPD seçim kampanyasında şiddet dili ve üslubunu terk etmiş, saldırı ve provokasyonlara rağmen sağduyuyu elden bırakmamıştır. Ayrıca seçimden sonra da bu dilin devam ettirilmesi umut vericidir.
İkincisi; Erdoğan seçim süreci boyunca bir cumhurbaşkanı gibi değil de Başkanlık hırsıyla Başbakan gibi davranması herkesin tepkisini toplamış Davutoğlu’na alan bırakmaması AKP seçmenini küstürmüştür.
HDP’nin barajı aşması Erdoğan’ın Başkanlık sevdası ve AKP’nin tek başına iktidarı önüne çekilebilecek tek baraj olması da Erdoğan ve AKP karşıtı muhalefeti HDP’ye yekvücut bir desteğe dönüştürmüştür.
Son olarak başarıyı getiren üçüncü önemli unsur ise HDP’nin genel anlamda yürüttüğü seçim kampanyasının başarısıdır, ikna komisyonları ile gerginlikten uzak ve kucaklayıcı bir kampanya yürütmesidir.
Önümüzdeki günler ne gösterir ne olur bilinmez ama iki ihtimal var ya koalisyon hükümeti kurulacak ki koalisyonun hangi partilerden oluşacağı henüz netleşmedi ya da erken seçime gidilecek.
Erken seçime gidilmesi halinde en çok oy kaybına uğrayacak partilerin başında HDP gelir ki koalisyonu kapısını ilk kapatan da Selahattin Demirtaş’ın seçim akşamı yaptığı açıklamayla HDP oldu.
Erken seçime gidildiğinde herkesin ortak kanaati, AKP’yi tek başına iktidardan ve Erdoğan’ı Başkanlık sevdasından etmek için muhalefetin bütünü tarafından HDP’ye verilen destek ve oyların gerçek partisine geri döneceği fikridir. Bu durum Kürt siyaseti açısından hiç de karlı bir durum ortaya çıkarmayacaktır.
Onun içindir ki HDP koalisyon tekliflerine kapısını kapatmamalıydı. Umuyorum ki Demirtaş sıcağı sıcağına seçim akşamı yaptığı açıklama siyaseten bir açıklamadır. Şu da unutulmamalıdır ki henüz seçeneklere ve tekliflere İmralı faktörü dahil olmuş değil ki o dahil olmadan konuşmak biraz havada kalacaktır.
Batman yerelinde seçim sonuçlarına baktığımızda, AKP’nin uğradığı hezimete kimsenin şaşırması garip geldi bana. Ziver Özdemir’in yerelde aldığı oylarla aslında meclise giremeyeceğini yurt dışı oylarıyla kazanabildiği gerçeği de hesaba katılırsa AKP açısından ortaya çıkan tablo tam bir yıkımdır.
Peki, ne oldu da 2011 genel seçimlerinde yüzde 37 oranındaki 83 bin oy eridi?
AKP seçmeninin yarısı nasıl kaybedildi nereye kaybedildi.