- 23-12-2015 20:09
- 13644
1 Kasım seçim öncesi seçim meydanlarında, TV kanallarında o Davudi sesiyle bangır bangır bağıran Davutoğlu, emeklilere, memurlara, işçilere, kısacası ücretlilere vaat ettiği zamlar konusunda kapitalist patronlarca, işverenlerce köşeye sıkıştırılmış durumda, neden?
Böyle yazıyorum çünkü patronlar hükümetten himmet bekliyorlar önce yasa sonra imza in direkt olarak bizleri yasal olarak rahatlatmazsanız 1300 TL vaadinizi yani asgari ücreti diğer bir deyimle, deyişimle “Az-Gelir!” ücreti imzalamayız çok da umurumuzda değil demeye getiriyorlar.
Oysa dirayetli ve fakir dostu, garip gurebayı kollayan en azından kendilerini kamuoyuna böylesi bir karakter olarak dikte ettiren AKP ve Başbakan daha duyarlı, daha ciddi bir tavır sergileyebilirdi. Ama nerede?
Böylesi bir tavır zaten küçük olan değil bir ayda ancak bir hafta idare ettirebilecek miktarda küçücük olan maaşlara getirilen zamlar AKP’ye yakışıyor mu? “Büyük Türkiye” “Yeni Türkiye” vs. propagandalarına ters düşmüyor mu? Böylesi bir politikayla hiç bağdaşıyor mu?
Ücretlilere verilen veya verilecek bu zam miktarları ya da diğer bir deyişle maaş artışlarıyla ne alınabilir? Alım gücüne?
Örneğin emeklilere seyyanen yapılan 100 TL’lik zamla emeklilere 100 TL ne işe yarar? % 6’lık zam artı 100 TL ile bir aile reisi evini kaç gün geçindirebilir?
Bu rakamlar övünülecek rakamlar mı? Utanılacak rakamlar mı? Ortaokula giden bir öğrenciye verseniz, öğle arası kaç öğün yemek yiyebilir?
Bir test edin, bir araştırıp değerlendirin lütfen aradaki farkı fark edin.
Kaldı ki bu verilen zamlar ya da artışlar kendi ceplerinden mi çıkıyor? Kimin parasını? Kimden esirgiyorlar?
Bu minicik, minnacık artışları veren, onaylayan, imzalayan Bakanların, bürokratların mal varlıklarına odaklanın, araştırın örneğin sağlık politikalarıyla övünüp duruyorlar ilaç parası, muayene katkı payı, eczane payı gizli veya aşikar kaç kalem para alıyorlar ve total olarak biriken bu paralar nereye gidiyor? Nerelere harcanıyor? Ne bilen var? Ne de açıklayan?
Yalan söylüyorlar, felsefe yapıyorlar gerçekleri anlatmıyorlar, takiye yapıyorlar hem de ücretlilerin gözlerinin içine baka, baka kamuoyuyla dalga geçiyorlar.
Verilen veya verilecek rakamlar tatmin edici değil, doyurucu hiç değil, dünya normlarıyla kıyaslanırsa dilenciye verilen bir sadaka bile olamaz.
Enteresan ve taraflı yasalar, yönetmelikler, kanun hükmünde kararnameler çıkarıyorlar. Doğruları mı yazdın, hoşlarına gitmiyorsa ver emri tutukla at içeri içerikli yasaları kalkan gibi kullanıyorlar.
Bu nasıl anayasa? Bu ne tür Demokrasi? Haklı kim? Suçlu kim? Yargılayan kim? Yargılanan kim? Ara ki hakkı haklıyı bul bulabilirsen.
“Bu da gelir bu da geçer ne de olsa kışın sonu bahardır” Türküsünden bir alıntıyla ancak avunabiliyoruz şimdilik ama inanıyorum ki Allah katında hesap verecekler.
Asla huzur bulamayacaklar. Huzurlu ve mutlu, başarılı olduklarına da inanmıyorum.
İktidar olmak ile muktedir olmak o kadar farklı ki bunu bilenler bilir.
İktidar oldular, görüyorsunuz ki muktedir olamıyorlar. Diyeceğim o ki ülkeyi adam akıllı yönetemiyorlar. Her taraf kan gölü, kamplaşmalar, krizler o kutsal Milli irade ne etti?
Nasıl etti? Ne için etti? Halen anlayabilmiş değilim. Bunları yani AKP’yi tekrar iktidar etti. Ancak iktidar edilen AKP Ülkeyi huzur ve barış içinde kardeşlik ruhuyla adam akıllı idare edemiyor. Allah sonumuzu hayır eyleye bakalım bekleyelim görelim neler olacak neler olmayacak? Herkes sabırla bekliyor.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batman Sonsöz okurlarımız.