- 02-02-2018 20:46
- 30
Garip bir halımız var, ne yaptığımızı veya ne istediğimizi net biçimde bilmiyoruz. Allah’a iman edip Müslüman olduğumuzdan şüphe etmediğimizi gibi dinimizin önem verdiği emir ve yasakları çoğu zaman önem vermeyiz.
Dünyanın geçiciliği, kabir, haşır ve mahkemeyi kübraya iman ettiğimizi biliriz de gereğini yapmaya özen göstermeyiz.
Yapmamız veya sakınmamız gerekenleri önem sırasına göre bir diziliş yaparsak en son ve az öneme sahip olanları yapma/sakınma konusunda ilk sıraya yerleştirirken, en önemli ve birinci sıradaki olanları yapma/sakınma konusunda pek dikkat etmeyiz.
Hele siyasilerin hışmına uğramış, işinden, aşından ve bir lokma ekmeğe muhtaç olmuş nice akrabalarımızla ilişkilerimizi kesmeyi de bir hak biliriz.
Oysa Yüce Allah Nisa 1 ayette:
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.
Günümüzde unutulmaya başlanmış, değerini yitirmiş, Tv. Filim ve programları ile hedef tahtasına konulmuş, siyaset sevdası ve tarafgirliği ile yok sayılmaya başlanmış, partisinde olmayan akrabası ile ilişkileri kesme veya düşmanlık edilmeye başlanmıştır.
Rasulullah sallâllâhu aleyhi ve sellem:
“Akrabasıyla ilgisini kesen kimse cennete giremez.” (Buhârî, Edeb, 11; Müslim, Birr, 18, 19)
Yine Müslüman’ım deyip, ayni siyası görüşü paylaşmadığı ve ya sucu bucu diye adlandırıp suçladığı, akrabaları ile münasebetlerini kesmesi, düşmanlık etmesi, maddi ve manevi destek vermemesi doğru mu?
Yanlış olduğunu yüce Allah Nisa suresi 36 ayette belirtiyor:
“Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şey ortak koşmayın. Ana-Babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.”
Yüce Allah, akrabaları bir birine mirasçı yapmış, bir takım hak ve vazifeler vermiş, netice itibarıyla, kişinin akraba ve yakınlarıyla alakasını devam ettirmesi, onları koruyup gözetmesi, yâni sıla-i rahimde bulunmasına çok önem vermiştir.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
“…Allah’a ve ahret gününe iman eden kimse, akrabasına iyilik etsin!..” buyurmuştur.(Buhârî, Edeb, 85; Müslim, Îmân, 74, 75
“Ahrette cezasını ayrıca vermekle beraber, dünyada Allah Teâlâ’nın çabucak cezalandırmasını en fazla hak eden günahlar, zulmetmek ve akrabayı ihmal etmektir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 43; Tirmizî, Kıyâme, 57; İbn-i Mâce, Zühd, 23)
Müslüman, dini ve dünyevî hususlarda yakınlarına faydalı olmak ve hayırlı işlerde onlardan istifade edebilmek için akrabalık bağlarını devam ettirmeli ve “sıla-i rahim” vazifesini hiçbir zaman ihmal etmemelidir.
Resûl-i Ekrem Efendimiz salallahu aleyhi ve sellem:
“Akrabalarının iyiliğine bedel onlara iyilik yapan sıla yapmış değildir; fakat asıl sıla-i rahim, akrabaları ve yakınları ile araları açıldığı zaman onlara Allah için ulaşan, onlarla akrabalık bağlarını koparmayan, devam ettiren ve onlara iyilik edendir.” Tirmizî, Sıla, 10)
“Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse, akrabasını kollayıp gözetsin!” (Buhârî, Edeb 12, Büyû` 13; Müslim, Birr 20, 21; Ebû Dâvûd, Zekât)
“Her cuma gecesi insanoğlunun amelleri Allah’a arz olunur. Fakat akrabasıyla alâkasını kesen kimsenin amelleri kabul edilmez.”(Ahmed, II, 484)
“Yeryüzünde bir Müslüman, Allah’tan bir şey dilerse, günah bir şeyi istemediği veya akrabası ile alâkasını kesmeyi arzu etmediği müddetçe Allah onun dileğini mutlaka yerine getirir veya ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden uzaklaştırır.” (Tirmizî, Deavât, 115/3573; Ahmed, III, 18)
Her Cuma hutbede okunan ayette de “akrabaya yardım” etmek emir edilmiş, bizlerde bu emre uyalım, küs sek barışalım, ziyaret edelim, dertlerin ve yediğimiz ekmeği akrabalarımızla paylaşalım.
Selam ve dua ile