- 22-01-2022 00:20
- 21-01-2022 17:03
- 3656
Algı oluşturmak, doğru olanı yanlış göstermek, haklı talebi tehlikeli görmek, günümüzde moda olmuş, dürüstlük ise demode olmuştur.
Sosyal medyada, yandaş TV ve basında sıkça; "ABD, İsrail, Siyonist, PKK, HDP, CHP, İYİ PARTI.. Saadet Partisi ve diğerleri Başkan Erdoğan'a karşı". Veya "herkes Erdoğan’a karşı". Algısı bu yanlışlardan, haklı ve yasal talebi tehlikeli gösteren fiillerden biridir.
İşin siyasi boyutuna baktığımızda; var olan 52 parti iktidara yasal yollarla gelmek ister. Bunun yolu da seçimde mevcut hükümeti iktidardan indirmekle mümkündür.
Anayasamız ve demokrasinin gereği olan bu talebi eleştirmek veya algı konusu yapmak yanlıştır.
Doğal olan bir talep veya değişikliği olağan üstü gibi gösterip milletin iradesini etki altına almadır.
Tek rejimden öteye "krallıkla idare edilen tek kişilik devlet" özlemidir.
Bu özlem hiç kimseye faydası olmadığı gibi, Ak Parti ve onun lidere sayın Cumhurbaşkanımızın da tasvip ettiği bir yönetim biçimi değildir.
PKK’nin varlığı, silahlı mücadelesi eskilere yanı Ak Parti’den önceye dayanmaktadır.
Sadece "Erdoğan’a karşı" demek yanlıştır. Bu örgütle mücadele geçmişte var olmuş, günümüze var olmakta ve bu örgüt yok olana kadar da devam edecektir.
Aynı durum ABD içinde geçerlidir.
Ülkemizin demokrasi tarihinde her 10 yılda bir direk veya dolaylı biçimde darbe ve müdahalelere karıştığı hep iddia edilmektedir.
AB uyum yasaları ve Ülkemiz tarihinde ilk kez kurulan AB bakanlığı, toplumun değer yargılarına muhalif olsa da; batılı dostları memnun etmekten öteye bir icraatları olmamıştır.
Çıkarlarından öteye dostluklara önem vermeyen AB’nin "Erdoğan’a karşı" olduğunu söylemek doğru değildir.
İsrail ve Siyonist ise; Marmara gemisi davasında mevcut iktidarın uluslararası davadan çekilmesi, TBMM İsrail başbakanının konuşma yapması, ticaret hacminin büyümesi düşünüldüğünde böyle bir algının da beyhude olduğudur.
Finans çevreleri ise; faize ödenen meblağlar, gelir garantili yatırımlar ve en son çıkarılan yasa ile mevduatlardaki döviz farkının devlet tarafından ödenmesi ve benzercilerine bakıldığında mevcut iktidardan daha iyisini bulacaklarını tahmin etmiyorum.
Siyasi Partiler iktidara gelmek için yasal olarak kurulur.
Hedefleri de seçim ile yasal yollarla mevcut iktidarın yerine geçmektir.
İşin olağan boyutunu olağan üstü göstererek algı oluşturmak yanlıştır.