ALLAH AŞKI

 -Aşk ile O’nu arayanlara…

Dileseydi biz insanları “Eşrefi Mahluk” “Yaradılmışların En Güzeli” değil de lağım faresi, yılan çıyan, timsah, sivrisinek olarak da yaratmaya güç ve imkanına, kudretine mutlak yetkiye sahip olan yegane güç, ebed ve ezel başlangıçsız ile sonsuz olan o yüce Allah’a aşık olmak, ona biat etmek, ondan dilemek ona sevilmek, onun rızasını almak için yaşamak yalnız ve yalnız ona secde etmek kadar şerefli onurlu ve hayat dolu, mutluluk dolu öyle bir hayat ki ve mutluluk bitmeyen bir hasret değilse nedir Allah aşkı?

Ölüm anında bile terk-i hayat eden yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz şehadet parmağını yukarı kaldırarak o mübarek dudakları “Allahümme Entel Refik-Ul Ala” demedi mi?

“Allahım En Yüce Dost Sensin” bu hakikati tam anlamıyla “Kal” haliyle “Söylem” haliyle değil de “Hal” haliyle anlasak bir anlayabilsek nice ilahi sırlara erişmez miyiz?

“Enel Hak” diyen Hallacı Mansur (K.S) iki özneyi tek özne haline getirmişti ben bir kulum Yüce Allah bakidir, yaradandır ben onun kuluyum.

O veli zat beni yok etti kendini iptal etti ben denilen özneyi fani bilip yok etti ben yokum Allah var demek istedi.

Enel Hak” demekle. Orada gaye “Ben Allah’ım” demek değildi.

“Enel Hak” “Allah Benim” dedi sonra Enel’i “Beni” de yok sayarak “El Hak” O, Allah demek istemişti, anlaşılamadı idam edildi, Hak’a gitti Hak’ta var oldu.

İşte aşk, işte Allah aşkı ölümüne, bile bile sevda kendini yok sayıp yokluğa mahkûm edip Allah’ta var olma eylemiydi yaşamı pahasına.

Hem fani ve küçük, kısa olan bu hayatın ne önemi var ki Allah aşkı ile yanıp tutuşanlar için? Hallacı Mansur bu misyonun bir evliyasıydı. Yüzyıllar sonra anlaşılabildi.

Dünya hayatında çocukları için her fedakârlık ve zorluğu hatta hatta ölümü bile göze alabilen ebeveynler (Anne Babalar) ne gariptir ki hesap gününde hayır ve şerlerin tartıldığı günde “belki sevaplarım bana bile yetmeyebilir” düşüncesiyle çocuklarından kaçarlar ya sevaplarımı isterseler diye…

Oysa Dünya hayatında çocukları için ölmeye hazır nitekim çocukları uğruna ölenler de yok değil. İşte o dehşetli günde öylesine çaresiz ve yalnızız ki yüce Peygamberimizin şefaatinden umut bekler ve daima bize sahip çıkan ilahi mimarımız Yaradanımız’ın merhametine rahmetine sığınırız. Eşimize, çocuklarımıza Anne Babamıza değil.

Yaşıyorken, hayatta iken Allah’ı sevmenin engeli var mıydı? Çok zor muydu?

Mümkün değil miydi? Yaradılış gayemiz Allah’ı sevmek, ona tabii olmak değil miydi? Niçin yaşıyorken farkında değiliz bizler bu güzel aşk’ın?

“İçinde Allah aşkı, Peygamber sevgisi, Ehli Sünnet Sevdası olmayan bir yürekte Ah… Siyah bir yalandır yaşamak” diyen Mevlana hazretleri ne güzel bir Allah dostudur sizce de öyle değil mi değerli okurlarımız, siz saygın Müslüman kardeşlerim?

Beyazıt Bestami hazretleri de:

“Onu aramakla bulamazsın ancak onu bulanlar yine arayanlardır” söylemiyle Allah’a olan sevginin, aşkın doyumsuzluğunu ne de güzel anlatıyordur.

Anlayabilenler için ne büyük bir sır olsa gerek.

Allah aşkını dile getiren Yunus Emreler, Muhyiddin Arabiler, Hacı Veli Bektaşlar Gağvsul Azam Efendimiz veliler sultanı Abdulkadir Geylani (K.S) Hazretleri ve daha nice nice veliler bize yeterince rehber olamadıysalar yazıklar olsun bizlere. Öylesine bir gaflet içindeyiz ki yine de bu gafletten Yüce Allah’a sığınırız, ondan hidayet ve rahmet dileriz, bekleriz.

Mehmet Ekmen’in yalın ve berrak duasıyla bitiriyorum. Allah’ım çocuklar saf ve nettirler yüzlerinde riya yok, yalan yok senin eserin ve bizlere hediyelerindirler.

 

Saf ve masum olan çocukların saflığınca masum hallerince katıksız yalnız ve yalnız çocukça seni sevmek ve tarafından sevilmek istiyorum.

Çünkü çocuklar kimleri seveceklerini, sevmeyeceklerini de ilahi bir saflıkla çok iyi bilirler. İşte seni öylece sevmek istiyorum. Kabul buyur Allah’ım. Amin.

Şeriat, tarikat ve marifet, hakikat ilimlerini bilip yüce Allah’ı ve Allah aşkını yazmayı ne çok isterdim Allah da biliyor ya.

İçinde bulunduğumuz bu mübarek Ramazan ayının sahurunda Yüce Yaradanımızı yazmaya çalışmak benim için şifa oldu. Aşk oldu. Rahmet oldu. Dilerim ki tüm Müslüman kardeşlerimize de olsun.

Bizler için en önemli ve ideal zenginlik, varlık; bizlere şah damarımızdan da daha yakın olan Yüce Allah değil mi? Gerisi, berisi, ötesi, yalan ve angarya diye düşünüyorum.

Güzel bir söz; “Ey Muhammed (s.a.v) Senin zamanında ve ümmetin olarak yaşamadığım için çok müteessirim”- Bismark - (Alman Filozof)

Kalın sağlık ve sevgiyle inançlı, kararlı, ibadet ehli siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız Mübarek Ramazan ayınız kutlu ve bereketli olsun dilek ve dualarımla.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ