Bu bayramda soracağımız ilk soru,
“Allah bu bayramı bizden niye aldı?”.
Allah bize Ramazan ve Kurban Bayramlarını hediye ederken, aslında cahiliye döneminden kalan ve sonrasında cahiller tarafından derc edilecek tüm bayramları da lağvetmiştir.
Yüce Yaradan, bu bayram günlerinde çalışmayı ve oruç tutmayı men etmiş, inananların mutlu olmalarını ve bu mutluluklarını paylaşmalarını istemiştir.
Yüz yıllar boyunca Müslümanlar, bayramları bu şekilde kutladılar.
Allah'ın hediyesi, bizim için emir ve ibadet demektir.
Lakin son yıllarda biz bu hediyeye burun kıvırır olduk!
Onlarca sufli bayrama farklı anlamlar yüklerken, Allah’ın bayramlarını tatil, uyuma yada iş fırsatı olarak değerlendirdik.
Mutlu olup mutluluğu paylaşmak yerine, sosyal medyadan klişeler paylaştık.
Fakirin, yetimin başını okşamak yerine, kendi egomuzu okşadık.
Anne baba ve atamızı ziyaret etmek yerine AVM’ler, gece kulüpleri ve cafeleri ziyaret ettik.
Aslında biz seni hiç hak etmedik be bayram!
Yüce Yaradan lütfü ile bizi şereflendirdi ama biz o şerefe kendimizi layık görmedik!
Nimetin kıymetini bilmeyenden de verdiği gibi alır yüce Allah.
Bazen de aldığının yerinde koca bir çukur açar!
Dönüp arkamıza bakalım, biz ne yapıyoruz?
Namaz, oruç, zekât, saygı, sevgi, ahlak, din, iman, Kur’an, bunlar bizden uzaklaşıyor mu uzaklaşıyor.
Giderken yerine açılan çukura ne doluyor?
Zina, fuhuş, uyuşturucu, saygısızlık, merhametsizlik, zorbalık, kirlilik, sapkınlık, deizm, komünizm…
Hz. Lut’un dediği gibi, “içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme Ya Rabbi!”
Hz. Lut’un kavminin yansımaları sokakları sardı ve biz bunu özgürlük olarak görüyoruz.
Allah'ın vermediği özgürlüğü biz mi vereceğiz?
Biz kendimizi Ondan daha mı cömert ve özgürlükçü görüyoruz!
Allah şimdilik bayramı ve kısmen özgürlüğümüzü aldı.
Akıllı olmazsak, aklımızı da alır. Mecnun mecnun dolaşırız çöllerde…
Verilen dersin alındığı ve gerekli çıkarımların yapıldığı yarınlar dileğiyle, hayırlı bayramlar
22°