- 12-03-2022 07:11
- 11-03-2022 16:12
- 126
İslam’ın gayesi yeryüzünde yaşayan bütün insanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamak. Bunun için Allah rızası her işte ve davranışta öncelikli olmalıdır. ‘’ Onunla Allah, kendi rızası peşinde olanları ebedi kurtuluş yollarına ulaştırır. Rahmetiyle onlarıkaranlıklardan aydınlığa çıkarır ve kendilerini dost doğru yola iletir.’’(Maide suresi;16.ayet). Allah’ın izni; hidayete ermenin yasalarını taşır. Vermeyi dilemese, dilemeyi vermezdi. İnsan için hidayeti dilemese, iradeyi vermezdi. İradeyi verdiğine göre insanın hidayetini dilemiştir. Bu O’nun izni anlamına gelir. Sonuçta bütün bunlar Allah’ın insana olan rahmetinin bir ifadesidir. Şu bir gerçektir ki, dünya hayatında bizler için en büyük kazanç Allah’ın rızasını elde edebilmektir. O’nun rızasını kazanabilmek demek, iyi ve güzel olan her şeyi kazanmaktır. Her akıllı insanın gayesi Allah rızasını kazanmaktır. Allah kulundan razı olursa, o kul dünya ve ahirette en büyük mutluluğu elde eder ki, en büyük nimete erer.
Mutluluğun yolu yaratan ve yaratılanlarla tutum ve davranışlarıyla özündeki niyete bağlıdır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimi örnek ahlakıyla hayata taşıyan Resul Muhammedin ortaya koyduğu mükemmel insan profili ile bizleri, Allah katında değerli kılacak olan tutum ve davranışıyla aydınlatmıştır. Allah katında öz niyetimiz, bütün tutum ve davranışlarımızda ancak Allah rızasına göre olursa değer kazanır. Özünde Allah rızası olmayan hiçbir ibadetimiz ve davranışlarımız Allah katında değer bulmaz. Allah rızasına ulaşmak için Allah’ın Resulü Muhammed’e tabi olmaktır.’’ Siz ey (tevhide) iman eden Allah bilinciyle hareket edin ve O’nun Resulüne de iman edin ki, O size rahmetinden iki kat versin! Yine size aydınlığında yürüyeceğiniz bir nur bahşetsin ve size mağfiret etsin: Zira Allah tarifsiz bağışlayıcı, eşsiz merhamet kaynağıdır.’’(Hadid suresi;28.ayet)
Davranışlarımız ve ibadetlerimizde gerçek anlamda Allah rızasına ulaşmak, kulluk sürecinde erişebileceğimiz en önemli merhaledir. Çünkü Allah rızası için yaptığımız davranışlar Allah’ın bizden hoşnut olmasını sağlar. Bunun Allah’ın Resulü Muhammet tarafından ifadesi: Allah’ın bizim gören gözümüz, tutan elimiz, yürüyen ayağımız olması yani her zaman ve her yerde bizi koruması, kollaması ve bize yar ve yardımcı olması demektir. Bu bizim hem dünyada, hem ahirette huzuru ve mutluluğu elde etmemiz anlamına gelir. ‘’Şüphesiz iman eden ve imanına uygun davrananlar da var: işte onlar bütün yaratıkların en hayırlılarıdır.’’(Beyyine suresi;7.a.) Salih amel, Allah’ın razı olduğu imana uygun davranıştır. ‘’Rableri katında onların ödülleri, zemininden ırmaklar aktığı ölümsüz güzelliğin üretildiği tarifsiz cennetlerdir. Orada sonsuza kadar kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlarda Allah’tan memnun olmuştur.(Ey Allah razı olsun diyen: Allah’tan razımı sın sen?) İşte bunlar, Rablerinin sevgisini yitirmekten korkanlar içindir.’’(Beyyine suresi;8.ayet)
Yüce Rabbimizin bizden yapmamızı veya yapmamamızı istediği hususlar zaten bizim kendimiz için iyi, güzel ve hayırlı olan şeylerdir. Allah rızası amacıyla yaptığımız her şey de mutlaka bireysel ve toplumsal hayatımıza katkı sağlayacak pek çok güzellikler bulunmaktadır. Bir yoksulu doyurmak, bir yetimin başını okşamak, bir hastayı ziyaret etmek gibi güzel tutum ve davranışlar, bireysel açıdan bizim ruhen tatmin olmamızı sağlarken, toplumsal açıdan ise İslam dininin önemle üzerinde durduğu sevgi, barış ve kardeşlik filizlerinin insanlar arasında yeşermesine vesile olur. Ayrıca Allah’ın yasaklarından uzak durmakta bize Allah’ın rızasını kazandırır. Bütün yasaklar bizim iyiliğimiz, huzur ve mutluluğumuz içindir. ‘’ Su gibi akıp giden zamana yemin olsun ki (zamana sahip olmayan nimete nail olamaz.) Ömrünü israf eden insan tarifsiz bir ziyandadır. Ancak, iman edenler, Salih amel işleyenler, ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna..’’(Asr suresi). Allah rızasını kazanmak, kurtuluşa ermek için, sadece iman etmek yetmez, ıslah edici eylemlerde yapmak gerekir.
Yüce Rabbimiz bizim her hangi bir davranışımızı niçin yaptığımızı ve kalbimizin derinliklerinde hangi niyeti taşıdığımızı bilir. Şunu unutmayalım ki içinde Allah’ın rızası bulunmayan hiçbir davranış ve ibadet Rabbimizin katında değer bulmaz. Sevgili Resul Muhammed bu durumu şöyle izah etmiştir. ‘’ Kıyamet gününde ilk defa bir şehit hakkında hüküm verilecek ve Allah ona ne yaptığını sorguladığında; -Senin uğrunda çarpıştım şehit oldum diyecek. Fakat Cenab-ı Hak ona,- Yalan söyledin. Sana cesur adam desinler diye çarpıştın, buyuracak ve o adam yüzüstü sürüklenerek cehenneme atılacak. Daha sonra ilim öğrenip öğreten ve Kur’an okuyan birisi getirilecek. Ona da ne yaptığını sorulacak. – İlim öğrendim ve öğrettim. Senin rızan için Kur’an okudum, diyecek. Allah Teala ona; - Yalan söyledin. İlmi sana alim desinler diye öğrendin ve Kur’an-ı da güzel okuyor desinler, diye okudun. Nitekim öyle de denildi, buyuracak. O da yüz üstü sürünerek cehenneme atılacak. Sonrada zengin adam getirilecek. O da malını Allah rızası için harcadığını söyleyecek. Allah ona da; - Yalan söyledin. Malını cömert adam desinler diye sarf ettin diyecek ve o da diğerleri gibi cehenneme atılacak.’’ (Müslüm, İmare;152, Nesai, cihad,22. Müsned, 2/322).
Rabbimiz bizleri bu duruma düşmekten korusun. Bizlere rızasına uygun tutum ve davranışları yapmayı ve rızasını kazanmayı nasip etsin. Şunu unutmayalım ki, Allah rızası olmadan başarı olmaz, mutluluk olmaz ve Müslümanın en uzun yolculuğu olan cennete ulaşılmaz. Öyleyse her işimizde, her davranışımızda, konuşmamızda, oturmamızda, kalkmamızda, dostluğumuzda, arkadaşlığımızda, komşuluğumuzda sözün özü her anımızda Allah’ın rızasını kazanmalıyız. Yüce Rabbimiz bizleri rızasını kazananlardan etsin. Selam ve dua ile.