- 25-05-2024 00:00
- 24-05-2024 17:31
- 170
Allah’ın rahmetinden kovulmuş olan şeytanın şerrinden, yine bütün mahlûkatı yaratan Allah’a sığınırız. Şeytan ki her Salih işlerimizde, her Salih amelimizde, o hayrı o iyiliği engellemek için devreye girer ve bizi Allah’a giden yolumuzdan alıkoymaya çalışır. O şerden Allah’a sığınırız ve sığınalım.
Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla başlıyoruz.
Tüm övgüler-tüm takdirler-tüm beğeniler, Alemlerin sahibi, alemlerin besleyeni ve terbiye edip yetiştiricisi olan Allah’a mahsustur
Salat ve selam Kâinatın efendisi, insanlığı en doğru yola ileten, rehber ve rahmet Peygamberi, efendimiz Muhammed sav’e onun seçkin ashabına ve kıyamete kadar o çizgi üzerinde şaşmadan yürüyenlerin üzerine olsun.
Allah nasip ederse Yüce Kitabımız ve efendimiz a.s’dan esinleneceğimiz konuları sizlerle paylaşmaya, aktarmaya çalışacağız inşaallah. Rabbim okuyup, anlatacaklarımızdan nasip almayı, pay sahibi olmayı cümlemize nasip etsin.
Kıymetli Okurlar: Dinimizin en başta gelen, hayatımıza ışık tutan iki kaynağından biri Kuran’dır. Diğeri de efendimiz as’ın hadisleridir. Efendimizin deyişiyle: ’’Size iki şey bırakıyorum, bunlara sımsıkı sarıldığınız, gündeminize aldığınız ve gündeminizden düşürmediğiniz müddetçe asla sapmayacaksınız. Biri Allah’ın kitabı Kuran, diğeri de benim sünnetimdir.’’ buyurmuşlardır.
Sözün en hayırlısı Allah’ın kitabıdır. Yolların en hayırlısı Muhammed sav’in yoludur. Müslüman, yaşantısında bu iki kaynağı düstur edinirse, yaşayış ve muamelesini bu iki kaynağa göre düzenler ve tanzim ederse, işte o zaman yaratılış gayesine uygun hareket etmiş ve bir hayat yaşamış olur. İşte o zaman Allah’ın memnun olacağı, razı olacağı ve sonu cennetle biten bir hayat yaşanmış olur. İnsanlık bu iki değerle olduğu müddetçe gerçek kimliğine kavuşmuş olur, şahsiyetine kavuşmuş olur, öz benliğini bulmuş hem bu dünyada ve hem de öteki hayatta selamet ve saadet içerisinde olmuş olur.
İşte bu programı da bu çerçevede, faydalı olur kanaatiyle yapmaya karar verdik. Şimdilik haftada bir defada olsa, aktaracağımız ve bereketleneceğimiz bu mesajlardan, başta bizlerin ve de siz okurların faydalanmasını yüce mevlamdan temenni ediyorum. Sizlerden ricamız, okunanların içeriği açısından okurken gerekli dikkat ve titizliğin gösterilmesidir. Çünkü aktarılacaklar, Allah ve O’nun Resulünün mesajları olacaktır. Bu hassasiyetle okunması fayda sağlayacaktır inş.
Evet, bu sohbetimizde sizlerle paylaşacağımız, sizlere aktaracağımız sohbetimizin konusu, iyi niyetli, samimi ve ihlaslı olmayla ilgili olacaktır.
Halis: Yalnız Allah için olan amel. İçinde nefse dair hiçbir pay olmayan amel demektir.
İhlas: Katışıksız, saf olma. Katıksızca gönülden Allah'a iman, Allah rızasından başka bir niyetle yapılmayan, Allah’ın memnuniyetinin dışında hiç kimseyi ve hiçbir gücü memnun etme niyeti taşımayan amel ve hareketler demektir. İç bağlılık, iman duyarlılığı.
Konuyla ilgili birkaç ayet aktarıp sohbetimize geçelim. Yüce Allah buyuruyor:
"De ki İşte ben, bana emredildiği gibi tertemiz bir inançla Allah’a yönelerek ve yalnızca onun otoritesine boyun eğerek sadece ona kulluk ederim.’’ Zumer:14.
“Ey Peygamber ve ey Müslüman! De ki: “Ben, arı duru bir inançla Allah’a yönelerek ve yalnızca O’nun otoritesine boyun eğerek, O’na kulluk etmekle emrolundum!”Zumer.11
Beyyine (5) te de Allah’ü Teala şöyle buyuruyor: “Oysa onlara, tertemiz bir inançla bir tek Allah’a yönelerek ve her konuda O’nun hükmüne boyun eğerek yalnızca O’na kulluk etmeleri, namazı dosdoğru kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti; işte budur, insanı kurtuluşa iletecek dosdoğru din” buyurmuştur yüce yaratıcımız.
Efendimiz as de: "Ameliniz yalnız Allah için olsun, bilmiş ol ki Allah, ancak kendisi için yapılmış amelleri kabul eder.” diye buyurmaktadır. (Nesei)
Evet kıy okurlar, Yaptığımız ve yapacağımız bütün amellerimizi bütün hareketlerimizi sadece Allah’a has, Allah’a ait kılarak ve samimiyet içerisinde yapmamız gerekmektedir.
Abdullah b Ömer ra'den gelen hadiste, Peygamber efendimiz sav şöyle buyurmuştur. 5
"Sizden önceki ümmetlerden üç kişi yolculuğa çıktılar. Geceyi geçirmek için bir mağaraya girince dağdan bir kaya parçası yuvarlanarak mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine(birbirlerine)şöyle dediler. Bizi bu kayadan ancak iyi amellerimizi dile getirerek Allah'a yapacağımız dua kurtarabilir.
Düşeceğimiz sıkıntılardan kurtulmanın yolu amellerimizdeki taşıdığımız samimiyete ve iyi niyete bağlıdır.
Eslem kabilesinden bir adam Ebu Firas ra: Yüksek sesle "Ey Allah'ın Resulü, iman nedir" diye sordu. Allah'ın Resulü s.a.v:"İhlastır-samimiyyet ve iyi niyettir" buyurdu.
Şimdi anlatacağımız mağara hadisinde de, o üç arkadaşın kurtuluşuna vesile olacak, amellerindeki ihlas, iyi niyet ve samimi oluşları olacaktır. İyi niyetli ve samimi olmaları onları o sıkıntıdan kurtaracaktır.
Hadise devam ediyoruz.
Üç arkadaştan biri:
"Allah'ım! Benim Çok ihtiyar anne ve babam vardı. Onları doyurmadan çoluk çocuğumu ve hayvanlarımı doyurmazdım. Bir gün, odun toplamak için uzaklara gitmiştim. Geç vakte kadar da dönemedim. Akşam içecekleri sütü, sağıp getirdiğimde anne ve babam uyuyorlardı. Onlara sütlerini içirmeden önce çoluk çocuğumun ve hayvanlarımın karınlarını doyurmayı hoş görmedim. Çanak elimde tanyeri ağarıncaya kadar anne ve babamın uyanmalarını bekledim. Çocuklar (açlıktan) ayaklarımın dibinde ağlıyorlardı. Uyandılar ve akşam sütlerini içtiler. Allah’ım! Bunu senin rızan için yapmışsam bu kayadan bizi kurtar. “dedi. Bunun üzerine kaya biraz açıldı. Fakat açılan yerden çıkmak mümkün değildi.
Diğeri Şöyle devam etti:
Allah'ım! Amcamın bir kızı vardı. Onu çok seviyordum. Kendisini bana teslim etmesini istedim, kabul etmedi. Kıtlığın hüküm sürdüğü bir yılda bana baş vurdu. Kendisini teslim etmesi şartıyla ona yüz yirmi dinar verdim. Teklifimi kabul etti. Ona yaklaşmaya imkan bulduğum bir sırada bana:
Dini nikah olmadan bana yaklaşman helal olmaz deyince yaklaşmaktan vazgeçtim ve yanından ayrıldım. Hâlbuki onu herkesten çok seviyordum. Verdiğim altınları da geri almadım.
Allah'ım! Bunu senin rızan için yapmışsam bizi buradan kurtar”. Bunun üzerine kaya biraz daha açıldı. Ancak açılan yer çıkabilecekleri kadar değildi.
Üçüncüsü şöyle dua etti:
Allah'ım! Ücretle işçiler tutmuştum, hepsinin ücretlerini ödedim. Ancak biri ücretini almadan gitti. Ben de onun ücretini ürettim. Öyle ki, bundan bir çok mal meydana geldi. Bir müddet sonra bana gelerek:
Ey Allah'ın kulu! Ücretimi ver" deyince ona:
Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve kölelerin hepsi senin ücretinden üremiştir, al götür dedim. O da:
Ey Allah'ın kulu! Benimle alay mı ediyorsun? Dedi. Ben de:
“Hayır alay etmiyorum deyince, malların hepsini alarak götürdü. (Bana) hiç bir şey bırakmadı.
Allah'ım! Bunu senin rızan için yapmışsam, içinde bulunduğumuz şu beladan bizi kurtar. Bunun üzerine kaya tamamen açıldı. Onlar da mağaradan çıkarak yollarına devam ettiler.
İşte üç ihlaslı arkadaşın yapmış oldukları üç samimi amel ve ardından gelen kurtuluş ve mutlu son.
DEVAMİ BİR SONRAKİ YAZIDA…