- 24-07-2024 15:48
- 210
Bazı kurumlarda neredeyse her 5 personele bir amir düşüyor.
Konforlu odalar,
Sekreterler,
Makam araçları,
Şoförler,
Sınırsız ikram olanağı,
Dolgun maaşlar,
Lojmanlar,
Neredeyse bedava doğalgaz, su ve elektrik,
Yurt dışı dâhil seyyahtalar,
Yetki, koltuk ve mevki denince akla hizmetten önce saltanat geliyor.
O kadar müdür ve amir sıfatları var ki;
Müsteşar,
Müsteşar yardımcısı,
Daire başkanı,
Genel müdür,
Genel müdür yardımcısı,
Müdür,
Müdür yardımcısı,
Müşavir,
Müşavir yardımcısı,
Baş şef,
Şef,
Şef yardımcısı,
Çavuş,
Vardiya amiri,
Sorumlu,
Ve daha sayamadığımım birçok unvan bulunuyor kamu kurumlarında.
Her biri derecesine göre sorumluluk ücreti de alıyor.
İş yükü artmazken, imkânlar ve ücretler artıyor.
Olmayan kadrolar ve olmayan unvanlara bile atama yapılıyor.
Torpilini bulan liyakate bakmaksızın amir oluveriyor.
Kurumlarda bu durum çok başlılığa yol açtığından, işleyiş de zorlaşıyor.
Hizmet üretenlere her bir amirden ayrı talimatlar veriyor.
Çoğu kurumda planlama yok,
Hedef yok,
Strateji yok,
Bütçe yönetimi doğru yapılamıyor.
Ama amirden geçilmiyor.
Makam araçları yüzünden kurumların otoparkında yer yok, her taraf işgal edilmiş durumda.
Kurumların bütçeleri daha çok cari harcamalara yani Devlet tarafından personele ödenen maaş ve diğer özlük işlere gidiyor.
Proje yok, borç çok, doğru dürüst hizmet yok, ama maşallah yönetici pozisyonda istemediğin kadar yetkilendirilmiş personel var.
Ne yazık ki birçok kurumda personel stratejileri verimli temelde işletilmiyor.
Torpil ve adamcılık almış başını gidiyor.
Siyasileri ve değerleri kullananlar var.
Sağlık kurumlarına bakın, torpilini bulan herkes bir masa kapmış, iş yaptığı da yok.
Belediyeler de öyle.
Üniversite bile öyle.
Müdürden, amirden, yetkilendirilmiş personelden geçilmiyor.
Hizmetlerin aksadığı hangi kuruma sorarsan personel yok deniyor.
Personellerin çalıştırılmasında ve görevde yükselmede hiçbir etik kural ve liyakata bakılmıyor, ihtiyaca göre atmaya dikkat edilemiyor.
Kim kendine güçlü bir referans bulsa, tüm yollar açılıyor kendisine.
Kamu kurumlarında personellerin görevde yükselmelerinde öyle bir adamcılık var ki ilkeler, değerler ve kamu çıkarları hiç sayılıyor.
Kişilerin çıkarı hep ön planda.
Amirlerin neredeyse çalışan sayısını bulduğu bazı kurumlarda doğru dürüst hizmet verilemiyor.
Sözün özü, başta sağlık alanında çalışan kurumlar olmak üzere, belediyeler, üniversiteler ve özel idareler, halka kaliteli hizmet vermek için personel işleyişi ve konumlandırmasını yeniden planlamalıdır.
Herkes, uzmanlık alanı olduğu göreve getirilmelidir.