- 22-09-2017 22:01
- 10906
Emperyalist ve işgalci güçlerin çeşitli oyunlarına ve tuzaklarına düşmemek için tüm ülke olarak her konuda kader birliği yapmak zorundayız.
İç meselelerimiz yahut politikalarımız bizimdir her hakkımız saklıdır bu konuda zaten denizler çalkalanmadan durulmaz diye bir söz hatırlıyorum.
Varsa zaaf ve zayıf taraflarımız gerek siyasette gerekse ekonomide yönetim iç ve dış politikalarda onların üstesinden gelebilecek deneyim ile tecrübelere sahibiz.
Eninde sonunda bizler ülkemizdeki minik sorunlarımızı çözeriz çözmeliyiz de.
Ancak an itibariyle emperyalist güçlerin çeşitli oyunlarına sinsi plan ve projelerine hedeflerine ulaşmakta açtıkları tuzaklara düşmeyecek kadar basiretimiz açık olmalı.
İçine dâhil edilmek istediğimiz suni bir savaş ekonomimizi zayıflatır.
Maddi manevi kayıplar vermemizi hiç kimse istemez.
Akıllı politikalar üreterek en az zararla ve büyük tahribatlar almaksızın sınırlarımızı ülkemizin bekasını sürdürmeliyiz.
Maceralara girmenin zamanı değil faydası da yok.
Onun için an birlik dirlik olma anıdır.
Bu saatten sonra iktidar ana muhalefet yavru muhalefet diye bir ayırım gayrım yapmaksızın yekvücut olabilirsek kazançlı çıkarız.
Dikkat ederseniz haçlı ruhlular yahut emperyalistler, kapitalistler güçleri dengede olan ülkeler her konuda anlaşamıyor olsalar da kapışmıyorlar savaşmıyorlar üstelik zıt görüş ve politikalar gütseler de mutlaka ortak bir veya bir kaç payda bulup kuzu-kuzu anlaşabiliyorlar.
Kalkınması devam eden ülkelerde yahut kalkınmamış kendilerini bile korumaktan aciz devletler sorun yaşıyorlar.
Maceralara oltaya gelir gibi avlanıyorlar.
Bu ne gaflet?
Bu ve buna benzer oyunlar yıllarca oynanmadı mı?
Dekor ve ışıklar değişse de sahne dekoru farklı olsa da öz itibariyle oyun ve oyuncular hep aynı değil mi?
Amaç ve sonuçları değişiyor mu?
Bu önemli saptamayı fark etmenin zamanı gelmedi mi?
Olaylar ve olgular yaratılan algılar kimlere yarıyor?
Bu sonuçlardan negatif etkilenenler kimler?
Kazançlı olanlar kimler?
Bunları göremeyecek anlayamayacak kadar kör olabilir miyiz?
Halen siyasilerimizin içerde yaptıkları negatif söylem ve demeçlerle zaman kaybıyla iç zıtlıklarla idare edilen ülkemizin kayıpları düşünülmüyor mu?
Neden biz şimdilik bunları es geçip dışarıya karşı almamız gereken pozisyonları almıyoruz.
Siyaset denilen bilim dalı halkı ve insanları refah ve mutlu idare etme sanatı değilse tersi midir?
Ben bunları yazmaktan bile utanıyorum.
Zaten birleşmemiş milletler her olup bitenlere göz yumup Birleşmiş Milletler vasfına bürünerek durumu kurtarmaya ve emperyalist işgalci güçlerin garsonluğunu yapıyorlar. Hepimiz bal gibi bu olayların ve gelişmelerin farkındayız.
Buna rağmen bu oyunlara gelmek tuzaklarına takılmak fazla ucuzluk olmaz mı?
Önümüzde birçok konuda siyasi iktisadi ve daha birçok önemli olan aşamalar varken setler söz konusuyken içerde yani dâhili didişmenin ne anlamı var?
Bu olumsuzluklar kimlere yarıyor?
Halen fark edemiyor muyuz?
Bazı eylem ve olgular var ki zaman kaybına gelmez anı değerlendirmek gererek diye düşünüyorum.