ANNELİĞİN AYAKLAR ALTINA ALINDIĞI GÜN!

Hafta sonu bir insani yardım kuruluşunun (Hayrat İnsani Yardım) düzenlediği toplantı için Urfa’daydık.

İnsanlığın bütün değerlerinin pervasızca harcandığı günümüzde, insanlık adına bayraktarlık yapıp, bu tabloyu kırmaya çalışan neferleri dinledik.

Gördüğümüz ve duyduğumuzun çok ötesinde tablolar var!

Annelere kırmızı güllerin sunulduğu, değerli metallerin alındığı, lüks lokantalarda güzel menülerin ikram edildiği sahnelerinin arka planında çok başka bir dünya var!

Kızıllara bürünmüş evlatlar, metal fırtınalarıyla parçalanmış bedenler, açlıktan bütün duygularını kaybetmiş analar…

İnsanlık ölür ama analık asla!” Diye edebiyat yaparız ya hani. İşte o edebi dillerin oynadığı kafanın hükmettiği eller, insanlıkla beraber analığı da katletti!

Urfa’dan bir arkadaşımız anlatıyor; bir mülteci ailenin kapısını çaldık, kapıyı açan kadın, bizi görünce hıçkırmaya başlayarak, siz kapıyı çalmadan önce Allah’a dua ettim:

“Yarabbi şu iki çocuğumu benden al” diye.

Bu nasıl bir tablo!

Bir anne böyle bir dua edebilir mi?

Aslında ona bunu söyleten de annelik duygusu.

Dört çocuğu var ve yaşadığı sefaletin boyutları, sınırlarını zorlayınca, bari küçük olanlar kurtulsun diye böyle bir dua ediyor.

Kendi çekeceği acıyı, çocuklarınınkine tercih ediyor!

Belki yaşadığı acılar duygularını köreltip, akli melekelerini yitirtti de diyebilirsiniz!

Ama şundan kaçamazsınız!

Anaların Allah’tan, çocuklarını kendilerinden almasını istediği bir dünya da sorumluluktan kaçamazsınız!

Hiçbir bahane geçmez!

Bunlara yapılan zulme seyirci kalmaktan, zulmün sonuçlarının hafifletilememesine kadar. Her adımda sorumluluğumuz var.

Belki zalimleri susturamaz, hainleri bastıramayız. Mazlumları koruyamaz, kanları durduramayız…

Ama yaraları sarabilir, susuzlukları giderebilir, açlıkları doyurulabilir. Analığın yanan o kor ateşini elimize alıp elimizin yanması pahasına bir yüreği soğutabiliriz…

Hiç olmazsa bu koru ellerine alanlara destek verebilir bir selam çakabiliriz.

Susmak, durmak, tepkisiz kalmak, bahane üretmek, müstahaklar demek, yapılan zulme ortak olmaktır.

İnsanlığın katline, analığın imhasına…

Analık ve insanlık kavramlarının hak ettiği değeri bulduğu, zulme sömürüye ve cinayetlere göz yumulmayan, nimetin kıymetinin bilindiği bir toplum dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ