Bu toplumun kimyasıyla oynanmış!
Bu toplum, dostunu düşman, düşmanını dost olarak bellemiş!
Bu toplum, atalarının dilini, dinini, kültürünü, ananesini bırakıp, onun yerine elin gâvurunun hastalığını koymuş!
Bıraktıklarının yerine, onların muadilini koysa, bozuk bile olsa tadil şansı olur ama yok!
Bunlar yerine hiçbir şey koymamış, üstüne birde hastalık transfer etmişler.
Stockholm sendromu!
Katiline aşık maktul veya tecavüzcüsüne aşık mağdur da denilen bu hastalık, maalesef bünyesinde bu kadar büyük boşluklar oluşturanlarda baş göstermektedir.
Bunlara hastasınız dendiğinde, çok şiddetli tepkilerle karşılaşabilirsiniz.
Durumu anlattığınızda, çok art niyetlisiniz ithamıyla yüzleşirsiniz!
Çekip gittiğinizde, hainsiniz diye yaftalanırsınız!
Dedik ya bunlar hasta ve toplum içerisinde tedavi olmaları olanaksız! Kliniğe yatırmaksa imkansız!
***
Eee…
Ne yapacağız?
Bunlarla yaşamayı mı öğreneceğiz?
Yoksa bunları toplumdan mı soyutlayacağız?
İkisi de çok zor, susmakta…
Susacaksın olmayacak, konuşacaksın en iyi ihtimalle art niyetli diyecekler.
Doktor diyeceksin, kime, niye diyecekler!
Anlayacağınız çıkmaz büyük!
Hastalığını haber verene teşekkür etmek yerine, hakaret edilen bir yerde şifa bulmak, çok zor.
Tedavi için önce kabullenmek gerek.
Hastalığınızı kabul edecek, onu tanıyacak, sonra onunla mücadele edeceksiniz. Baştan inkara girer, doktora saldırıya geçerseniz, hava hep puslu ve karanlık olur…
Tıpkı günümüzde olduğu gibi, puslu, karanlık…
Ölen insanlar, yıkılan evler, kazılan yollar, ağlayan bebeler, biten umutlar…
Suçlu, suçlu hep karşı taraf, yani düşman!
Karşı tarafın hep düşman olması da hep haksız olması da çok ilginç değil mi!?
Karşı tarafın haklı olma ihtimali, düşman olmama ihtimali, iyi niyet gösterebilme ihtimali hiç yok!
İşte o yokun yerine pozitif bir ihtimal getirdiğimizde her şeyin çok daha iyi olacağını göreceğiz.
Hoşumuza gitmeyen her şeyi art niyetli, karşıt olan herkesi düşman diye yaftalamadığımız, iyi niyet gözlüklerimizin tozlu raflardan indirdiğimiz yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…