AŞKIN ANATOMİSİ

-Aşk Kontrolsüzlüktür-

Geçen asırlara rağmen herkesin hem fikir olduğu, onayladığı aşkın belli bir tarifi olmamıştır. Peki neden? Çünkü bana göre aşk gizemdir ısmarlama değil. Sipariş hiç ama hiç değil. Yani aşk kontrolsüzlüktür.

Adeta şizofreni bir ruh haliyeti olan aşk; vakitli vakitsiz sizden izin almaksızın gelir, kapıyı bile çalmadan gönlünüz de taht kurar.

Siz farkına bile var(a)madan. Aklınızı alır, mantığınızı dondurur. “As an Island” “Bir ada misali” su olur etrafınızı kuşatır, etrafı çevrili bir ıssız adaya dönüştürür sizi.

Âşıksınız o sevgiliye, o cana, o canana uyku hak getire sesinizin rengi ve tonajı değişir.

Siyah ve leyli giysiler içindesiniz. İştah sıfır bazen de eksi bölgede yemekten içmekten kesilirsiniz çünkü âşıksınız. Bırakın onu uzaktan bir kez görebilmeyi, hayaline bile, ömrünüzü, olmayan hayatınızı gözünüzü kırpmadan feda edebilecek bir ruh hali içindesiniz.

Aşkta mantığa, kurallara, yöre ve törelere yer yoktur. Mekân ve zaman değişkendir âşıklar için. Aşk acı ve gözyaşlarıyla, ayrılıklarla beslenir, olgunlaşır. Yazar olursunuz, şair olursunuz adeta kişiye özel. Siz yoksunuz o var. O da kim? Sizi deli divane eden, sizi siz olmaktan çıkaran özne o sevgili.

Âşıksınız ya da hastasınız. Acılar içindesiniz ama sevdiğiniz, müptela olduğunuz acılar. Hastalığınızla yekvücut olmuşsunuz. İyileşmek bile istemezsiniz.

İnanın o acılar bile bir nebze mutluluk sebebiniz olur.

Uykularınız paramparça. O sevgilinin bakışları, endamı boyu posu, yürüyüşü donmuş kristalleşmiş sizin gözbebeklerinizde. Onu ve ondan başkasını göremiyorsunuz.

Bilinçsizce iç çekiyorsunuz. Mevsimler değişir baharlar gelir kışlar geçer bilmem ki farkında mısınız?

Aynaya bakmayalı kaç zaman olmuş hiç fark ettiniz mi?

Uzaklardan, çok uzaklardan esen ılık bir rüzgârla kulağınıza gelen bir “ney” sesi bu ney’in nesi var? Acıları mı depreştiriyor dersiniz?

Oysa bir derviş, bir molla şeytana uyarak, kibrin tuzağına düşerek ilahi bir makamdan düşmüş acısını ney’le ney’e üfleyerek kaybettiği Mevla’sını arıyor.

Islak gözlerle ney çalıyor çalınan ney sizi de ağlatıyor ağlayanlar bir olmaktan çıktı iki oldu. Derviş Mevla’ya ağlıyor, ya siz? Bir Leyla’ya ağlıyorsunuz öznelerin biri ilahi öbürü fanidir, olsun ikisi de ağlıyor ağlatıyor ya ikisinin de yegâne amacı aşk değil mi?

“Can ver canana vermediysen ya Rab” diyen şairi çok iyi anlıyorum.

Aşkı aşkla yazıyor iken bir şiirimle taçlandırmanın zamanı değil mi?

 

DÖNÜŞSÜZLÜK

Cevabını asla bilemediğimiz

Ve yaşam boyunca da

Öğrenemediğimiz

Bazı cevapsız sorular

Filiz açar yüreğimizde

Beynimizde

Alır götürür ruhumuzu

Bir karanlığa,bin meçhule..

***

Ne acılar yaşarız

Kimse anlamaz halimizden

Kimse tutmaz elimizden

Ve boğuluruz

Derin ve dipsiz aşk girdabında

 

Artık kabullen ne olur

Sen ey! Paramparça gönlüm

İnan ki Mehmet! O öldü. (M.EKMEN 09/09/2001 New York/ABD)

Aşk olmasaydı şairler olmazdı şair olmayınca şiir olur muydu? Allah seviniz diyor. Seviyoruz seviliyoruz ama sevgiye, aşka rağmen birde ölüm gerçeği var.

Acizane aşk’ın bendeki anatomisini yazdım demiyorum yazmaya çalıştım diyebiliyorum. Tarafınızdan yazdıklarım onaylandıysa değerli okur yol kat etmişim demektir.

Kalın aşkla aşık olarak.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ