- 17-09-2019 17:28
- 184
“Bizi öldürmeyen şey bizi daha da güçlendirir” Nietzsche
Plüton, Satürn ötesi olarak da tanımlanan modern gezegenlerin üçüncüsüdür.
Çıplak gözle görülemeyen bir gezegendir. Son derece tuhaf yörüngesi dolayısıyla Plüton’un zodyakın her burcunda geçirdiği zamanlar farklılıklar gösterir.
Burçlarda12 ila 30 yıl ya da daha fazla süre geçirebilmektedir.
Astrolojik etkileri boyutunun aksine, çok belirgin hissedilir. Yörüngesini dolanım süresi 247,7 dünya yılıdır.
Astrolojide Plüton derin, güçlü, kadersel ve yoğun bir etki olarak ele alınır.
İnsanlığın evrimi ve dönüşümünde söz sahibidir.
Plüton yıkım ve ardından gelen yenilenmedir.
Görünenin ötesin deki gizli enerjidir.
Plüto psikolojik bakımdan bilinçaltını gösterir.
Pluto için bazı anahtar kelimeler; güç, yoğunluk, arzu, saplantı, tabu, alışkanlıklar, krizler, yaşam, ölüm, yeniden doğuş ve metamorfoz gibi temel konuları içerir.
Pluto bulunduğu herhangi bir ev ya da yakınlaştığı gezegene yoğunluk ve güç verir.
Pluto'un yıldız haritasındaki yeri, bilinçaltındaki gizli güçleri kişinin ne ölçüde dışa vurabileceğini ve ne ölçüde kullanabileceğini gösterir.
Transit ettiği alanlarda ise dışa vurulmamış görmezden gelinmiş ya da ertelenip yüzleşmekten korktuğumuz ne varsa çeşitli olaylar ve insanlar vasıtası ile bize kendini belirgin bir şekilde hissettirir.
Yine gezegenin haritadaki yeri, koşullar karşısındaki tutumumuzu açıklar.
Pluto transitleri çok yavaştır ve uzun sürer.
Kişinin hayatında ruhen olgunlaşma ve dönüşme dönemlerini işaret eder.
Genellikle bu dönüşüm dönemleri sembolik olarak bir ölüm ile, bir kayıp, üzüntü, keder, ayrılık, acı ya da bunun gibi kederli bir olay ile gerçekleşir.
“Kişiye kendisinden büyük Allah'ın olduğunu en iyi gösteren gezegen Pluto'dur”
Bu dönemde insan maddi manevi çeşitli kayıplar yaşayabilir, ölümle karşılaşabilir, her şeyi kontrol altında tuttuğunu, manipüle ettiğini düşündüğü bir anda her şey ters yüz olabilir. Hayat size “Ne yaparsan yap hala elinde olmayan şeyler var” demektedir.
Bu deneyim bazen de terapi ile bilinçaltına inilerek, rüyalar gibi psişik olaylar ile de gerçekleşir. İçsel dinamiklerimizin keşfiyle sonuçlanan bu tür deneyimler kişilerin kendilerini yeniden doğmuş gibi hissetmelerine sebep olur.
Bu dönüşüme direnen kişilerde kısır bir döngü kendini tekrar eder kabullenemedikleri enerjiyi görmezden gelmeyi seçebilirler.
Ancak Pluto etkisi güçlü kişiler, varoluş döngüsünde hayatlarını alışılmışın dışında yaşamalarına neden olan olaylar kanalıyla, hayatın akışına kendilerini daha rahat bırakır ve bu sayede, diğer ölümlülerden çok daha zengin içsel deneyimler kazanırlar.
Burada Franz Kafka nın dönüşüm adlı eserini plüto transitine örnek olarak gösterebiliriz. Diğer bir taraftan Ay-Pluto kavuşumuna sahip olan C.G. Jung Pluto gücünü direkt kendi kaynağına yöneltmiş ve yirminci yüzyılın insanlarına bilinçaltının derinliklerindeki katmanlarına giden kapıları açmıştır.
“Her acı ve mutluluk, bir çivi gibi ruhu bedene çiviler, onu bedene yapıştırarak maddi özellikler kazanmasını sağlar ve bedenin doğru saydığı şeyleri kendisinin de doğru saymasına neden olur. Bedenin değer yargılarını sahiplenerek onunla aynı şeyleri sevmeye başladığından bedenle aynı alışkanlıklara, aynı hayat tarzına sahip olur ve Hades'e hiçbir zaman arınmış halde gidemez”
“Ruh Hades'e inerken, eğitimi ve yetişme terbiyesi dışında başka hiçbir şeyi yanında götüremez” Sokrat’ın savunması / PLATON
Her bireyin plüto ile acı bir karşılaşması vardır bu acılar var oluş amacımız ile birlikte içsel kimliğimizin ortaya çıkması için itekleyici bir güç oluşturur bu gücü kendini en iyi şekilde inşa etme sürecine dönüştürebilirsek Plüton’un getirmiş olduğu hediyeler ile yeniden diriliş, tam bir tatminkârlık ve yeni bir bakış açısı kazandığımız yaşamımızla yolumuza daha net devam edebiliriz.
Bir sonraki yazımda buluşmak üzere esen kalın.