- 29-11-2016 22:31
- 12478
Avrupa Birliği yahut Haçlı Ruhlular topluluğu, mutsuzlar, manevi açıdan artı ekonomik açıdan da çıkmazdadırlar.
Yakın bir geçmişte Yunanistan ile didişmelerini hatırlarsanız her şey gün gibi ortada ve apaçık gözler önündedir.
İnceleyin irdeleyin, araştırın.
Onlara Avrupa Birliği mi diyeceğiz yahu birliktesizliği mi demeliyiz her şey netleşir o zaman.
Yaptıkları alçaklık, barbarlık ve işgal harekâtları tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşmedi mi?
Özellikle birleşmiş milletler makyaj ve maskesiyle, Suriye'yi, Libya’yı ve daha birçok üçüncü dünya ülkelerini iliklerine kadar faşistçe sömürmediler mi?
Katliam yapmadılar mı?
Buna da demokrasi havarileri ve adına da Arap Baharı vererek işkencelerden tutun sınırları, rejimleri bile değiştirenler bu soysuz kanları bozuk olanlar değiller mi?
O kadar cahil ve aptaldırlar ki Türkiye’nin AB üyesi olması halinde kendilerine katacağımız sınırsız limitsiz artıları bile görmediler, göremediler.
Genç nüfusa sahip olan akıllı cesur ve pratik zekâya sahip olan Türk milletinden ya korktular ya da milletimizin değerlerini ve o ülkelere katabileceği nimetleri anlamadılar, anlayamadılar. En belirgin ve çarpıcı yanılgıları İslamofobi’yi yaygınlaştırıyorlar.
Sayıları 2 milyara yakın İslam âleminin dini olan İslam'ı bile bilmiyorlar tanımıyorlar.
Bu ne cehalet? Bu ne delalet?
İslam dinini terörle aynı kefede görüp İslam terörü deyimlerini kullanıyorlar.
İnanın bu haçlı ruhlu ve karanlık beyinlerin Müslüman olan, İslam'ı seçen bilim adamlarının isim listelerini yazsam yazım köşe yazısı olmaktan çıkar roman olur.
İslam dinini seçme nedenlerine, detaylara insek ansiklopediler oluşur.
Mevcut Almanya’yı, gururla gösterilen örnek ülke Almanya’yı imar ve inşa edenler Türkler değiller mi?
Bunu almanlar bile itiraf ediyor.
Eğer Türk işçileri olmasaydı bu konumda olmayacaklardı zira Almanya 2. Dünya Savaşından sonra yerle bir olmuştu.
Dünya âlem bu gerçeği biliyor.
İşlerine gelmeyince bilmek istemiyorlar.
Terörle işbirliği yapan bu birlik İflâh olabilir mi diye düşünüyorum.
Konu hayli uzun ve komplike azıcık sazın teline ancak dokunmakla yetindim.
Anlayan anlar.
Türkiye’yi topluluğa katmak konusunda hiç adil ve dürüst olmadılar.
Bir basın mensubu olarak birçok konuda ekonomi, iktisadi, sanayi, mimari ve daha çok önemli başlıklara belirtmek gerekirse; aralarına almış oldukları Bulgaristan, Romanya, v.b ülkeleri gidip görmüş gezmiş incelemiş olsaydınız ülkemizle aralarında onlarca yıl fark varken uygarlık alanında şaşardınız, neden onları kabul edip bizi onlarca yıl bekletip oyaladıklarına.
İşte Avrupa Birliği birliktesizliğinin adalet dürüstlük ve iğrenç koşuları bu ve buna benzer daha ne çelişkiler? Ne gafletler?
Yaz yaz bitmez bitecek gibi değil.
Peki, biz çok mu masumuz?
Şüphesiz ki değiliz onlara inanmakla, onları adam yerine koymakla bedel ödüyoruz an itibariyle.
Oysa siyaset, diplomasi en azından az da olsa kararlı, deneyimli ve geleceği görme sanatı değil mi?
Nasıl oldu da bizler bu aptal ve art niyetli olan AB ülkelerinin siyasi ve lider konumda olanların oyunlarına geldik.
Şimdi de üzülme ve kontrolü kaybetme sırası galiba bizde, diye düşünüyorum.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.