AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİMİZ VE TARİH...

Bizim Avrupa birliği ile ilişkilerimiz onlarca yıldır rayına oturmadı ve oturmayacak da oturumuzda.

Hamurum mayamız farklı onlarla.

Onlar bizi Asyalı, orta doğulu geri kafalı gördükleri sürece bu yemek bu tarzla bu tarifeyle pişmez bu gerçeği yabana atmamalı.

Üstelik isterdim ki biz onlara ucuz yem olmayalım.

Birlikteliğimize gelin katılın Türkiyesiz Avrupa birliği eksik oluyor, size ihtiyacımız var olmazsa olmazımız sizsiniz diyebilecekleri bir tarzı onlara yaşatamadık.

Hep kapılarına gidip adeta el pençe duran bizim siyasiler oldu.

Her iktidar bu ucuz politikayı maalesef Türkiye’ye yaşattı.

Oysa adeta bir köy haline gelen Dünyamızda her an her olay herkes tarafından görülüyor.

Hiç bir eylem hiç kimseden saklanamıyor.

Hukuk konusunda eğitimde uluslar arası diplomaside sınıfta kaldık.

Devletlerarasında ebedi dostluk yahut düşmanlık diye bir kavram bir düşünce tarzı yoktur olamazda.

Menfaatler birliği çıkarlar vardır.

Çıkarlarını çok iyi savunan menfaatlerini kaotik olaylara yer vermeden başarabilen ülkeler vardır.

Bu tarzı başaramayıp yüzüne gözüne bulaştıranlar vardır.

Diplomasiyi uluslar arası ilişkileri Osmanlı dönemindeki padişahlar bile çok başarılı ve hayranlık uyandıracak nitelikte başarabilmişlerdir.

İtirazı olanlar varsa tarihe müracaat edebilirler.

Okuyup araştırabilirler. Göreceklerdir ki onlar Osmanlı İmparatorluğuna muhtaç ve önlerinde el pençe durmuşlardır.

Bir kanuni dönemine bakın. Gerektiği gibi araştırın Almanya, Fransa ve İngiltere’nin ne hallerde olduklarını ve Osmanlılara karşı duydukları korku ve saygıyı alttan almalarını gözlemleyeceksiniz.

Üstelik de bu araştırmaları yabancı tarihçilerin yazdıklarına bakarak görsünler.

Peki, an itibariyle gelinen son şekle şemaya bakın.

Bu birliğe katılmak için inancımıza törelerimize halkımızın ananelerine bile ters düşen ne tür yasalar çıkartıldı parlamentolarda...

Neymiş onlara şirin gözükmek hoşlarına gitmek ve taraflarından beğenilip kabullenmek adına.

 Peki, ne oldu?

Türkiye’yi aldılar mı Avrupa birliğine?

 Üyeleri olabildik mi?

Bu konularda taviz veren hata yapan prestijimizi sarsan Siyasilerin adam akıllı yargılanmaları hukuk karşısında hesap vermeleri gerekmez mi?

Maalesef böylesi bir yargılama yapılmadı.

Muhtemelen yakın bir gelecekte de yargılanmayacaklar hesap vermeyecekler.

Ama tarih ve gelecek nesiller bu siyasileri nefretle anacaklar.

Vicdanlarda kara leke olarak tarihin sayfalarında yer alacaklardır.

Bunların kimler oldukları ve ne tür hatalar yaptıkları halk biliyor?

Demem o ki atalarımıza bile ihanet ettik.

Onlara layık bir nesil olamadık.

Fatih Sultan Mehmet ceddimiz Konstantinyeyi onlardan alarak çağ açıp çağ kapattı. Ruhlarında ve beyinlerinde derin izler bıraktı.

Yüzlerce yıldır unutmadılar unutamadılar bize olan düşmanlılıkları genlerine kadar işlemişken bizler onları dost kabul edip adeta yalvarırcasına kendilerine üye olmak aralarına katılmak için vermediğimiz ödün kalmadı her açıdan.

Bu konu fazlasıyla karışık bir konu olup nice belgelerle anlatılabilir.

Ama aklıselim olan değerli bilim adamlarımız ve rasyonel düşünen tarihçilerimiz bu acı ve dram gelişmeleri ve kayıplar ile eksikliklerimizi çok iyi gözlemleyebiliyorlardır diye düşünüyorum.

Öz itibariyle onlara asla ihtiyacımız yok.

Taviz vermemiz kendi basiretsizliğimizdir.

İnanın onların yalvarmalarını beklerdim.

Asıl olan böylesi güçlü ve kalkınmış Dünyaya he anlamda her alanda örnek olabilmiş bir ülke profilini elde edebilmiş ve onlara işte biz buyuz diyebilmekti.

Bunu başarabildik mi?

Hayır, o halde aralarına girebilmek için verilen ödün ve tavizler ne işe yaradı?

Bunu açıklayan bilen siyasetçiler var mı?

Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ