BABAMIN MEZARINI PARA İLE...

Bu hafta Cumartesi Buluşmalarımızın konuğu Hasankeyf Belediye Başkanı Sayın Abdulvahap Kusen'di.

Konuk Hasankeyfli bir yerel yönetici olmanın yanında, iktidar partisine de üye olunca, sorulacak sorular da yoğunlaşıyor haliyle.

Çok soru sorduk, çok cevap ve yorum aldık!

Ne anladık?

Sonda söylemem gerekeni başta söyleyeyim "Hasankeyf ölmüş, cenazesini nereye ne zaman nasıl kaldıracağımızı tartışıyoruz"

Mücadele sürecine, umut ışığına veya kaybedilen mevzilere hiç değinmeyeceğim.

Çünkü bölge halkı olarak tarih ve kültürümüze sahip çıkacağımıza, ayaklarına (ayaklarımıza) kurşun sıkıyoruz!

Hz. Nuh'un kadim şehri Cizre'nin güzel insanlarının desteklerini beklerken, onlar Hz. Nuh'tan kalan şehrin dibine tünel kazıp mayın döşedi!

Helenistik çağın İmparatorluk başkenti olan Silvan şehri, kendi tarihinden yola çıkarak Hasankeyf'i anlaması desteklemesi beklenirken, onlar tarihi kurşunlara kurban etti...

Sur'un cesur insanlarının desteğini beklerken, birileri sahabe diyarı mekânları hendeklerle, gediklerle, yıkıyor, mayınlarla döşeyip tanklara yol açıyor, “minarenin ayağına sıkmayın” diyen insanları minareyle beraber kurşunluyor...

Hal böyleyken, kimse Hasankeyf'in cenazesine bile bakmıyor!

Parçalanan bedenler, yakılan şehirler, darmadağın aileler dururken, kimse suyun altında kalan tarihe, buram buram tarih kokan evlerden çıkarılıp TOKİ teklif edilen fertlere, kutsiyet arz eden ibadethane ve mezarların suya gark olmasına bakmaz...

Bakmıyor da zaten!

Bölge için, tarih için, kültür için, Kürtler için savaştığını söyleyenler, maalesef Kürtleri de kültürü de tarihi de birer küçük teferruata dönüştürdü...

Şimdi biz çıkıp “Hasankeyf ölüyor” desek, birileri bize "insanlık ölüyor siz bize taşlardan duvarlardan bahsediyorsunuz" diyecek!

Geçmişini bilmeyen, geleceğini tayin edemez!

Eyvallah ama can korkusu yaşayan da ne geçmişi ne geleceği tasavvur edemez. Çünkü mantıklı düşünemez!

Maalesef kötü olan Hasankeyf'in gelecek senaryoları, son süreçle birlikte daha da kötü bir hal aldı.

Umutlar tükendi!

Destek kesildi!

İlgi azaldı!

Şimdi Hasankeyfli “Madem atalarımızın diyarını, parayla satın alınamayacak değerleri kaybettik, bari para eden varlıklarımızı kurtaralım” diyor. Onu da yapamıyorlar!

Kamulaştırma bedelleri çok düşük, TOKİ’nin teklif ettiği evlerin bedeli çok yüksek, Bakanın verdiği sözler ortada ve sonuçsuz...

İktidar partisine üye başkan, ben partinin değil halkımın yanındayım. Hasankeyf benim için her şeyin üzerindedir.

Yeni yapılan yerleşim yerine de taşınmayı düşünmüyorum. Asla halkımın direncini kırmam...

Bakan buraya gelip sözler verdi. Sonra da mevzuata uyduramadıkları için sözler havada kaldı. Halkım mağdur edildi.

“İktidar partisine mensup olmamam ve bazı imkânları daha rahat kullanmama rağmen bu mağduriyetler giderilemiyor” diyor!

Beni en çok etkileyen açıklama ise şu olmuştu!

"Kimse benim babamın mezarının maddi karşılığını ödeyemez..."

Hasankeyfli haklı… Tarih tüm insanlığın ortak malı ve değeri ama onlar oranın tapu sahibi. Tarih kokan o mağaralarda, damlarda doğdular, o gölgeliklerde soluklanıp Dicle’de yıkandılar...

İnsanlık Hasankeyf'e sahip çıkamadığı için utanmalı ama en azından Hasankeyflinin mağduriyetini giderebilmelidir.

Tüm cellâtlar, idam mahkûmlarının son isteklerini yerine getirir.

Cellâtlar bile ilkelerine sahip çıkarlar!

Bilmem anlatabildim mi?

İnsanların önce insanlığa sonra da en az onun kadar önemli olan insanlık tarihine sahip çıktıkları bir toplum dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ